Doğu Eroğlu (3 Ocak 2015 BirGün Gazetesi)

Beş termik santral yapılması planlanan Çanakkale Karabiga’da idare tarafından ısrarla görmezden gelinen Akdeniz fokları, Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu tarafından mağaralarında görüntülendi

Çanakkale’nin Karabiga beldesinde, termik santral yapılmak istenen kıyılarda yaşayan ve nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan Akdeniz fokları (monachus monachus) by defa da yaşadıkları mağaralarda görüntülendi. Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubu, 26 Kasım ve 6 Aralık tarihlerinde, herhangi bir ışık kaynağına ihtiyaç duymayan kızılötesi foto tuzak kamera sistemi yardımıyla fokların kıyılardaki mağaralardaki anlarını görüntüledi. Karabiga’da fokların yaşam alanına birkaç yüz metre yakına kurulması planlanan Cengiz Holdinge ait Cenal Entegre Termik Santralı sürecinde foklar gündeme gelmiş, şirketin yok saydığı foklar hakkında yargı doğadan yana karar vermişti. 20’ye yakın ithal kömüre dayalı termik santralın planlandığı Çanakkale’de, Akdeniz foklarını yaşadığı Karabiga kıyılarında, en az dört termik santral inşa edilmesi planlanıyor.

Santral hevesinden foku görmüyorlar

Hem kıyılardaki liman ve iskele yapılaşmalarıyla hem de santralda ısınan suyun denize boşaltılmasıyla bölgedeki fok varlığını sona erdirecek Cenal Entegre Termik Santralı projesinin önceki Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararlarını Çanakkale İdare Mahkemesi iptal etti. İptal kararına karşın hazırlanan yeni ÇED Raporunda foklar yine önemsenmedi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığıysa fokları dikkate almayan raporu yeniden onayladı. Oysa devlet kurumları bölgedeki koruma altındaki canlılar hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığını uyarmıştı. Cenal Entegre Termik Santralı için resmi kurumlara görüş sorulduğunda foklar gündeme geldi ancak projeden vazgeçilmedi. Orman ve Su İşleri Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü, santralın kurulacağı bölgenin Akdeniz fokları ile deniz kaplumbağası türlerinin yaşama alanlarına yakın olduğunu anımsatmasına rağmen Cengiz Holdingin hazırlattığı ÇED Raporunda, “Proje sahası ve çevresinde Bern Sözleşmesi gereği koruma altına alınmış alan bulunmamaktadır” denilerek foklar önemsenmedi. Bakanlık “fokların sıfırlandığı” raporu bir defa daha kabul etti.

Kutu: ‘15 kilometrelik kıyı şeridi korunmalı’

BirGün’e açıklamalarda bulunan Sualtı Araştırmaları Derneği yetkilileri, ÇED Raporunun onaylanmasında rol oynayan kurumlara uyarılarda bulundu: “Akdeniz foku yaşam döngüsünün yarısı karada, yarısı denizde geçer. Kıyılar betonla doldurulduğunda habitat tahribatı gerçekleşecek, fokların ve bölgede tespit edilen diğer koruma altındaki türlerin yaşamlarını sürdürmeleri mümkün olmayacaktır. Bu görüntüler bölgedeki Akdeniz foku varlığını bir kez daha ispatlamıştır. ÇED Raporunu hazırlayan firma, Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü, ÇED İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü ile Mekânsal Planlama Genel Müdürlüğünün eksik, yanlış ve yanıltıcı bilgilerden ötürü raporu yeniden gözden geçirmesi gerekiyor. Marmara’nın el değmemiş son kalan kısmı olan Karabiga ile Aksaz Köyü arasındaki 15 kilometrelik kıyı şeridinin korunmasını istiyoruz.”

İnsan baskısı foklara tehdit

Akdeniz Foku varlığını yalnızca Yunanistan, Türkiye, Fas, Moritanya ve Maderya Adalarında sürdürüyor. Dünyada yaklaşık 700, Türkiye’deyse 100 kadar Akdeniz fokunun yaşadığı sanılıyor. Ancak Sualtı Araştırmaları Derneği Akdeniz Foku Araştırma Grubuna göre, insan baskısı sebebiyle 700 bireyden oluşan foklar arasında yalnızca Moritanya sahillerinde yaşayan grup gerçek bir koloni biçiminde yaşamını sürdürüyor; diğer foklarsa baskılar sebebiyle birkaç bireyden oluşan gruplar halinde veya tek başlarına yaşıyor.

Kıyı yapılaştıkça fok azalıyor

Yapılaşmanın olmadığı, insan faaliyetlerinden uzak, üremeye ve barınmaya uygun mağaraların bulunduğu tenha sahiller, Akdeniz foklarının doğal yaşam alanını oluşturuyor. Ancak insan faaliyetlerinin kıyılardaki artışıyla birlikte Türkiye denizlerinde yaşayan Akdeniz foklarının son yüzyılda hem yaşam alanları daralıyor hem de nüfus baskısına alınıyor. 1950’lerde İstanbul Boğazında bile Akdeniz foklarının yavruladığının altını çizen Akdeniz Foku Araştırma Grubu, günümüzdeyse bir Akdeniz foku görebilmek için aylarca beklenebileceğini vurguluyor. İnşa edilen yollar, turistik tesisler veya ikinci konutlar yoluyla kıyıların imara açılması, fokların yaşam alanlarının yok olmasında başı çeken sebep. Fok popülasyonunu baskılayan diğer bir sebep, fokların besini olan deniz canlılarının yasadışı ve aşırı avcılık yoluyla tüketilmesi. Deniz ve kıyı kirliliği, fokların kasıtlı olarak öldürülmesi veya fokların yaşadıkları mağaralara gerçekleştirilen turistik dalışların fokları mağaraları terk etmeye zorlaması da nüfusu azaltan etkenler olarak öne çıkıyor.