Kilis’e bağlı sınır kasabası Elbeyli sakinleri, IŞİD’in bölgede kurduğu hâkimiyeti, kaçakçıları taşeronlaştırışını ve örgütün Türkiye askeriyle işbirliğini BirGün’e anlattı

Doğu Eroğlu (4-5 Mayıs 2015, Birgün Gazetesi)

Halep’e yakınlığından ötürü, Suriye’de Esad rejimine karşı savaşan muhaliflerin lojistik üslerinden biri haline gelen Gaziantep, bu örgütlerle dönem dönem savaşan IŞİD için de önemli bir kent. Yalnızca yurtiçinden örgüte katılanların değil, dünyanın her yerinden IŞİD saflarına geçmek için Türkiye’ye gelen mücahitlerin uğrak mekânına dönüşen kentten Suriye’ye nasıl geçiş yaptığı gizemini çözmekse o kadar zorlu bir uğraş değil. Gaziantep’e 60 kilometre mesafedeki Kilis’in Elbeyli ilçesi, bu geçişin en kolay yapıldığı adreslerden biri. Yaklaşık bir saatlik bir minibüs yolculuğunun ardından Elbeyli’ye ulaşan savaşçılar, sınırı kontrol eden IŞİD’in, hapsederek veya işkence yaparak kendisine bağladığı, aylık maaş ödediği kaçakçılar tarafından günün her saatinde Suriye’ye götürülüyor. Bölge halkının aktardığına göre, asker, jandarma ve polis bu geçişi seyrediyor.

IŞİD geçişini herkes biliyor

Gaziantep’teki taksicilere Kilis’in Elbeyli ilçesini sorduğunuzda aldığınız cevap değişmiyor, tüm şoförler ilçeyi “IŞİD’in bir numaralı geçiş noktası” olarak nitelendiriyor. Üstelik artık Gaziantep’ten Elbeyli’ye gidiş için sabit bir tarife de oluşmuş durumda. Taksiciler, 80 ila 100 lira arasındaki ücretler karşılığında savaşçıları sınır kasabasına götürdüklerini gizlemiyor. Taksi yerine tercih ettiğim, Gaziantep Otogarından kalkan Elbeyli minibüsüne bindiğimdeyse, dikkatimi ilk çeken yanımda oturan 30’lu yaşlarına yaklaşmış, sakallı ve sert görünüşlü erkeğin sağ el işaret parmağını yitirdiği oluyor.

Minibüsçüden parasının üstünü isterken ortaya çıkan birkaç kelimeden ibaret Türkçesi, aldığı parayı cebinden çıkardığı şişkin tomara ilave etmesi, yanımda oturan şahsın Suriye’ye yolculuk eden yabancı bir mücahit olabileceğini düşündürtüyor. Diğer parmaklarının yerli yerinde oluşu, elinde veya kolunda herhangi bir şarapnel yarası bulunmayışından ötürü, işaret parmağının noksanlığını, birilerinin ceza veya önlem olarak tetik parmağını kesmiş olabileceği yönünde bir varsayımla açıklayıp, konuşma başlatmak için fırsat kolluyorum. Hapşırdığında, “Çok yaşa” kalıbının Arapça karşılığı olarak “Yerhamükellah” diyorum ama beni şöyle bir süzüp iki defa başını sallamakla yetiniyor. Yolculuk boyunca bir daha ağzını açmayan adam, küçücük Elbeyli garajına varmamızla birlikte bir anda ortadan kayboluyor. Bu yok oluşun gizemini, artık insan kaçakçılığı yaparak geçimlerini sağlayan Elbeylili gençler ile IŞİD varlığını pek çok yönden deneyimleyen diğer yurttaşların anlattıkları aydınlatıyor.

Sınırın kontrolü de IŞİD’de

Bölgede Türkiye-Suriye sınırının, Azaz’a açılan Kilis Öncüpınar Sınır Kapısından biraz doğusundan, Karkamış’a dek uzanan kısmı IŞİD tarafından kontrol ediliyor. Sınırın, Elbeyli-Kilis arasında kalan Yavuzlu Köyünün bulunduğu bölgeye yakın kısmı, Esad muhalifi gruplarla IŞİD arasındaki hattın bulunduğu yer; Yavuzlu’dan Rojava’nın Afrin kantonunun başladığı topraklara kadar uzanan sınır bölgesi, El Nusra’nın başı çektiği muhalif örgütlerin kontrolünde. Elbeyli sakinlerine göre, sınırı Suriyelilere kapatan asker, IŞİD kontrolündeki bölgelerdeki mücahit geçişineyse ses çıkartmıyor. Her iki yöne IŞİD geçişleri o kadar sıradanlaşmış ki, bu işi meslek olarak yapmayan Elbeyli sakinlerinin bile mücahitlerle ilgili anıları var.

Elbeyli’den Gaziantep’e özel arabasıyla seyahat ettiği sırada bir yolcuyu arabasına alan orta yaşlı bir erkek, bir mücahitle olan yolculuğunu şöyle anlatıyor: “Arabama bindikten sonra kısa bir pazarlık yaptık ve 200 lira karşılığı şahsı Antep’e götürmeyi kabul ettim. Allah için savaştığını anlattı.  Aramızda ilkin Arapça konuşuyorduk ama ağzından bizim bölgeye mahsus bazı sözcükler dökülünce yabancı olmadığını anladım. Trafik kameralarının olmadığı yerde inmekte ısrarcıydı ama peşi sıra birkaç şey sorunca paniğe kapılıp Gaziantep’te arabadan indi.”

IŞİD’in sınır ekonomisi

Gaziantep ve sanayi üretiminin yoğun olduğu diğer kentlerde Suriye’ye ihracatın neredeyse bitmesiyle gelen daralmanın aksine, IŞİD’in bölgedeki hâkimiyeti Elbeyli’nin tarıma dayalı ekonomisini geçici olarak canlandırmış. Savaşçı taşıma işinden kazanılan paraların yanı sıra fıstık, canlı hayvan, çay, mazot ve uyuşturucu kaçakçılığının IŞİD tarafından örgütlenerek gerçekleştirilmesi, ilçede bu sevkiyatlara aracılık edenleri kalkındırmış.

Elbeylililer, valizler dolusu dolarların sınırın bu tarafından Suriye’ye gittiğini gördüklerine yemin ediyor. IŞİD’in bazı geri hizmetlerinin taşeronluğu karşılığında ilçede kalan para, yerel bir enflasyon da yaratmış durumda. Bu enflasyon özellikle ev kiralarında hissediliyor. Daha önce 200 lira civarı kiralar karşılığında tutulan evlerin aylık fiyatı artık 400 lira dolaylarına yükselmiş durumda.

Mafya yöntemleri

IŞİD’in kendi kontrolünde tuttuğu taşımacı ve kaçakçıların hiçbiri, isimleri ve fotoğraflarının yayımlanmasını kabul etmiyor. Bir haberin konusu olmak istemeyen sıradan bir yurttaştan farklarıysa, IŞİD’in sınırda kurduğu rejimin baskı ve zora dayalı oluşu; yani bu kişilerin hem fiziksel zarar görmemeleri hem de yaşamlarını sürdürebilmeleri için anonim kalmaları çok önemli. Sınırın Suriye tarafında egemenliğini kuran IŞİD’in, bu kişilerle kurduğu ilişki mafya yöntemlerini anımsatıyor. Daha önce Suriye’den kaçıp Türkiye’ye sığınan yolcuları veya Türkiye’deki ticaret işlerini halletmek üzere giriş-çıkış yapan Suriyelileri Gaziantep’e veya başka adreslere taşıyan kişilerin bir kısmı, IŞİD’in ortaya çıkışının ardından işlerine devam edebilmek için örgütün güdümüne girmek zorunda kalmış. Bunun sebebiyse IŞİD tarafından yakalanan kaçakçıların, kendilerine çalışmaya kabul edene dek hapsedilmesi ve işkence görmesi.

Asker-IŞİD işbirliği

Genç bir kaçakçı, IŞİD’le olan iş ilişkisini şu sözlerle özetliyor: “Oradan haber gelir, nereden ne getirileceğini öğreniriz. Sakallılara [Halkın IŞİD mücahitlerine taktığı isimlerden biri] asker pantolonu götürdüğüm bir sefer, asker mallara el koydu. Suriye’ye elim boş geçince IŞİD beni bir hafta hapsetti. Ama malzemeyi sağ salim götür, ne istersen verirler.” Aynı kişi mal dışında mücahit taşıdığını da aktarıyor: “Bir önceki Ramazan’da her gün 10-15 kişi geçirdim. Daha bir önceki gün 14 kişi götürdüm. Türkiye’nin her yerinden insanlar… Bazen Çeçen, Fransız, Alman… Telefon geliyor bize, ‘Şu saatte gelecekler’ diye haber veriyorlar. Gelenler de bizle irtibat kuruyor.” Bir başka kaçakçıysa Türkiye silahlı kuvvetleri ile IŞİD arasında eşgüdüm olduğu iddiasını şöyle örnekliyor: “Sınırda askerin kontrolleri bazen artar. O dönemlerde bile IŞİD’in malları her şekilde sınırdan geçer. Bize önceden haber verirler saatini, o saatte askerin Kobra aracı yerini terk eder, biz yarım saatte işimizi hallederiz. Kobra da yerine geri döner.”

Sınır geçişi nasıl sağlanıyor?

Elbeylililere göre, IŞİD’in sınır operasyonlarını Ebu Ali isimli bir komutan yönetiyor. Ebu Ali kaçakçılarla düzenli olarak bir araya gelip her ay IŞİD’e hangi kişilerin çalışacağını belirleyip o kişilere aylık bağlıyor. 2 bin liraya kadar çıkabilen ücretler karşılığında, belirlenen kişiler o ay yalnızca IŞİD’in taşımacılık işlerini üstleniyor: “Mesela kendine bağladığı taşımacıların hepsini arıyor, ‘Bu akşam toplantı var’ diyor. Sınırı geçip konuşuyorlar. Kafası atıyor, ‘1 hafta sınırı kapadım’ diyor kapatıyor, ‘Açtım’ diyor açıyor.”

Belirlenen kaçakçılar, IŞİD’e katılacak kişiler Gaziantep’e ulaştığında Suriye’deki sorumlulardan telefon alıyor. Mücahitlerin Elbeyli’ye ulaşacağı saat, kaç kişi oldukları gibi bilgileri alan taşımacılar, Gaziantep’ten gelen savaşçıları genellikle Elbeyli’ye birkaç kilometre mesafede karşılıyor. Toplu geçişlerde kent merkezindeki küçük otogarı kullanmak, otogara yaklaşık 150 metre mesafedeki jandarma karakolu yüzünden tercih edilmiyor. Yine de tekil giriş-çıkışların adresi ilçedeki küçük garaj. Üstelik geçiş trafiği yalnızca belli saatlerde işlemiyor, günün her saatinde akıcılığını koruyor. Teslim alınan mücahitler sınırın belirli noktalarına götürüyor. IŞİD’in gönderdiği araçlarla sınırın öbür tarafında karşılanan mücahitler Suriye’ye geçmiş oluyor. Benzer bir yöntem Suriye’den Türkiye’ye IŞİD geçişlerinde de uygulanıyor. Elbeylililere göre, sınır boyunca belirlenen geçiş noktalarının hepsinin ayrı isimleri var. Belirlenen noktaya doğru yola çıkan IŞİD mensupları, anlaşmalı oldukları taşımacılara telefon edip konumlarını bildiriyor. Geçiş noktaları arasında en bilinenleri, “Sıfır noktası” ve “Tilki yuvası.”

IŞİD komutanı sınır kapattırıyor

Sınırda bir mafya reisi gibi hâkimiyet kuran, sınır karakollarındaki Türkiye askerleriyle de ilişkisi bulunan Ebu Ali’yi gören bir Elbeylili, şaşkınlığını şu sözlerle aktarıyor: “Koyun almak için karşıya geçtiğim bir sefer, ‘Komutan Ebu Ali geliyor’ diye çobanlar korkudan titreyince ben de dikkat kesildim. Çobanlara telefonla ‘Üst düzey IŞİD komutanlarının hanımları sınırı geçecek, sakın ola sınıra gitmeyin’ diye haber gelince bir ağaç altında beklemeye koyulduk. Sonra bu meşhur Ebu Ali’yi de gördük. Babayiğit bir şey bekliyordum ama 1.60 boylarında, küçük bir adam olduğunu gördüm. Ama kudreti boyunu aşıyor; bir telefon ediyor, Türkiye askeri sınırı kapatıyor, bir başka telefonuyla sınır açılıyor. Sınır karakolunun içinde geziyor, askerin panzerine biniyor…”

‘Vardır bir hesapları’

Tek bir ana caddeden ibaret Elbeyli’deki bir kıraathanede otururken, IŞİD’le ilişkili pek çok kişiyi görmek mümkün. Yurttaşlar sokaktan geçen kişi ve araçları, “Bak, bu IŞİD’le ilişkileri kuran Suriyeli,” “Şu geçen minibüs hep IŞİD’lileri taşıyor,” “Bak bu da IŞİD’e gidecek” diye göstermekten çekinmiyor. IŞİD mensupları ile sınır boyunca görev yapan askerler arasındaki ilişkiye Elbeylililer tam olarak anlam veremiyor. Bazıları askerlerin IŞİD savaşçılarından korktuğu görüşünde, kimiyse Türkiye’nin savaşa ortak olduğunu ima ederek, “Vardır bir hesapları” demekle yetiniyor. Kasabadaki genel kanı, askerin hem IŞİD’den çekindiği hem de IŞİD’in elindeki ticaretten pay alındığı için sınır hareketliliğine göz yumulduğu yönünde. Tüm geçişlerin askerin bilgisi dâhilinde olduğunu ifade eden bir yurttaş durumu, “Askerin haberi olmaz olur mu? Anlaşmalı her şey” sözleriyle özetliyor.

Çift taraflı geçiş

Çobanbey Sınır Karakolu, Elbeyli’den yaklaşık 4 buçuk kilometre uzaklıkta. Ancak ilçeden Suriye’ye geçişin diğer yolları da var. Bunlardan en bilineni ve hem IŞİD hem de Suriyeliler tarafından da en çok tercih edileni, sınır karakolunun kuzeydoğusunda kalıyor ve ilçeye yalnızca bir buçuk kilometre mesafede. Karakolun batısında kalan Salhan Mezrası ile Çıldıroba da geçişlerin yoğun olarak yaşandığı noktalar arasında. Türkiye’den mücahitlerin yanı sıra Afganlar, Pakiler ve Uzak Doğulu savaşçı adaylarının da Gaziantep yönünden gelip Elbeyli üzerinden Suriye’ye geçiş yaptığı aktarılıyor. Ancak sınır geçişi iki yönlü işliyor; örgüte yeni katılacak mücahitler Suriye’ye geçerken, bazı IŞİD mensupları ise örgüte yeni kişiler getirmek veya Gaziantep’e gelen aileleriyle görüşmek üzere Türkiye’ye geçiyor. Dönem dönem sınırda sıklaşan kontrollerse yalnızca her iki yöne geçiş yapmaya çalışan Suriyelilerin yaşamlarını zorlaştırıyor.

Sınırı geçmek beş lira

IŞİD’in maaşa bağladığı, yani yerlilerin değişiyle “aylıkçı” olarak çalışan kaçakçıların haricindeki taşımacılar, Suriyelileri 5 liradan 25 liraya değişen meblağlar karşılığında sınıra götürüyor. Yürüyerek sınırı geçenler benzer bir ücreti karşı tarafta kendilerini bekleyenlere de ödüyor. “IŞİD’in egemenliğindeki köylerden geçmek istiyorsanız ödeme yapmalısınız” şeklindeki gözdağı, sınırı geçenlerin iki defa ücret ödemesine yol açıyor. Ödenen ücretlerin, büyükşehirlerdeki bir taksi yolculuğuna denk olmasının sebebiyse sınıra gidildiğinde anlaşılıyor.

Elbeyli ilçe merkezi, sınır geçişleri için Suriyelilerin ve IŞİD’in benimsediği noktaların her birine 2 ila 5 kilometre mesafede. Çobanbey Sınır Karakoluna giden yolda bir askeri araç ve birkaç asker beklese de, askerlerin hemen birkaç yüz metre ötesinde, sınırı geçmekte olan 8 kişilik bir grup hemen göze çarpıyor. Yani taraflar birbirini tanıyor, üstelik sınırda insan kaçakçılığı neredeyse risksiz bir uğraş. Sınır boyu çekilmiş yaklaşık yarım metre yüksekliğindeki dikenli teller ile artık nesiller boyu edinilen tecrübeyle haritalara bile ihtiyaç duyulmadan yanından geçilebilen mayınlarsa sınırı aşanlar için pek sorun çıkartmıyor.

Geçişin tanığı hendekteki eşyalar

IŞİD’e katılmak için Elbeyli’ye gelenler, yolculuklarının hemen hemen tümünü bir araçtan diğerine binerek sürdürdüğü için göreceli olarak rahat seyahat ediyor. Sıfır noktasına kadar araçlarla gelerek Türkiye askerinin kazdığı hendekleri veya dikenli telleri geçen savaşçılar, yüz metrelik bir yürüyüşün ardından kendilerini diğer tarafta bekleyen araçlara biniyorlar.

Suriyelilerse bu kadar şanslı değil. Kaçakçılar yardımıyla veya kendi imkânlarıyla sınıra gelen Suriyeliler, sırtlarındaki yüklerle birlikte hendekleri aşıp askere yakalanmadan Türkiye’ye geçmeye veya Suriye’deki evlerine ulaşmaya çalışıyor.

Bu yolculuk arkasında izler de bırakıyor. Ayakkabılarını, bavullarını veya elbiselerini zaman zaman içi suyla da dolan hendeğe düşürenler, asker korkusuyla geri dönemiyor.

Geride kalan bu nesneler, artık onların sınırı geçtiğinin birer kanıtı olarak kanaldaki buluntuların bir parçası haline geliyor. Asker tarafından IŞİD’e gösterilen tolerans, kapanan sınırı aşmak için fırsat kollayan Suriyeliler için de geçerli değil. Savaşın başlangıcından beri Suriyelileri taşıyan tüm şoförler, kontrollerin sıklaşmasıyla yakalanan Suriyelilerin ağır biçimde darp edildiğini, IŞİD savaşçılarınsa rahatça sınırı geçmeyi sürdürdüğünü aktarıyor.

Sınırın sıfır noktasın etrafındaki tarım arazilerinde bulabildikleri ağaçların arkasına gizlenerek, askerin bölgede olmadığı uygun bir anı kollayan Suriyelilerin ülkelerine dönmek için girdikleri ürkek uğraş, asker şiddetinin onlar tarafından da bilindiğinin kanıtı.

Polis de komisyon alıyor iddiası

Bölge sakinlerinin anlattıklarına göre, sınır kaçakçılığından polis de haberdar. Geçtiğimiz günlerde sınır yakınlarında kafa kafaya çarpışan iki kamyonun hikâyesi şöyle anlatılıyor: “Gece karanlığında fark edilmemek için farlarını söndürmüş halde, biri Suriye’den mazot yüküyle Türkiye’ye, biri de mazotunu boşaltıp yeni yük almak üzere Suriye’ye doğru ilerleyen iki kamyon, birbirlerini göremeyip kafa kafaya çarpıştı. Şoförlerden biri öldü. Polis eskortluk yapmak için 250 lira almış çünkü araçların yanında polis olduğu, polisin ışıkları yandığı zaman piyade kontrol yapmıyor.” Piyadeye, “Biz buradayız, gelmenize gerek yok” mesajı vermesi gereken eskort polis aracı ışıklarını yakmayıp, kazaya engel olmayınca öfke mazot kaçakçılığına refakat etmek için komisyon alan polise yönelmiş ancak illegal anlaşmayı bozan polise yönelik herhangi bir somut tepki ortaya çıkmamış.

Sınır Suriyeliye kapalı

İki haftayı geçkin bir süredir, sınırda arazisi olan bazı yurttaşların şikâyeti üzerine başlayan süreç, askerin kontrolündeki sınır geçişlerini sıkılaştırmış. Pek çok noktadan geçiş olduğu, araçlarla yapılan geçiş sırasında sınıra yakın ekili arazilerin zarar gördüğü, üstelik bu geçişe askerlerin de refakat ettiği biçimindeki şikâyetin Kaymakamlığa ulaşması üzerine şimdilik sıkılaştırılan sınır geçişinden etkilenense yine Suriyeli savaş mağdurları.

Sınırdan Suriyelilerin geçişleri asker tarafından durdurulduğu için, Türkiye’de yaşayıp ticaret için Suriye’ye girip çıkmayı sürdüren Suriyeliler geçiş yapamıyor; yasal olarak Elbeyli’den Kilis ve Gaziantep’e yolcu taşıyan minibüsler de işsizlikten şikâyet ediyor.

Her cuma en az iki infaz

Savaşın ağırlığına ilk elden şahit olan Elbeyli’de, bu yüzden IŞİD’e katılım oldukça az. Türkiye’nin pek çok yerinden yoğun katılımların aksine, suç işleyip çareyi sınırı aşmakta bulanların haricinde, yalnızca iki genç IŞİD saflarına geçmiş. IŞİD’le çalışan kaçakçılar, bu kişilerden birini Suriye tarafındaki bir köyde IŞİD savaşçılarına namaz kıldırırken görmüş. Kaçakçılar ve Elbeyli halkı, IŞİD saflarında çatışmak için gidenleri bile vazgeçirmeye çalıştıklarını anlatıyor: “IŞİD’e katılmak isteyen 2 kişiyi Antep’ten aldım. Gitmemeleri için ikna etmeye çalıştım ama adamların kafası yıkanmış ağabey, ne yapacaksın? ‘Türkiye’den bir beklentimiz yok, gider çatışırız, belki şehit oluruz’ diyorlar. İki hafta sonra duydum ki, bu ikisi kaçmaya kalkmış, ikisini de öldürmüşler.” Elbeylili bir genç, Kobane kuşatması sırasında ele geçirilen iki Kürt’ün de infaz edildikten sonra direklere asılıp bir hafta boyunca sergilendiğini anlatıp ekliyor: “Her Cuma günü illa ki iki-üç kişiyi öldürürler.”

Suç ve cezaya savaş molası

Sınırdaki bir başka sorunsa, Türkiye’nin adalet mekanizmalarının sınır ötesine işlememesinin getirdiği rehavet. Savaşla birlikte artan silahlanma ve radikalleşme, daha önce yurttaşların göze alamadığı tedbirlere başvurmasını kolaylaştırmış. “Artık can güvenliğimiz dahi yok” diyen bir şoför, savaştan değil, savaşın getirdiği kanunsuzluktan yakınıyor: “Geçen bir tanesi öbürünün kafasına sıktı, ceza almamak için sınırı geçip IŞİD’e katıldı. Ne yapacaksın? Şu anda bir tanesi burada düzeni bozsa müdahale edebilir misin? Çekip vurursa ne yapacaksın?”

Adaletin terazisi IŞİD’in elinde

Elbeylililer, sınırın Türkiye tarafında başlayan husumetlerin kimi zaman IŞİD idaresinin inayetinde çözüldüğünü de aktarıyor. Halkın kendi inisiyatifine, daha doğrusu yaptırım gücüne kalan adalet, IŞİD’in rızası da varsa, kısasa kısas usulüyle işleyebiliyor. Buradaki bir bıçaklama olayının ardından sınırı geçerek IŞİD’e katılan bir şahıs, yaralının ailesinin IŞİD’le temasa geçmesinin ardından IŞİD tarafından hapsedilmiş. IŞİD, bölgede yaşayan halka ne kadar adil olduğunu gösterebileceği bu tip fırsatları kaçırmıyor. Elbeyli’de traktörü çalınan bir vatandaşın sınırı geçip traktörünü bulmasının ardından, traktörü çalan şahıs IŞİD emirleri tarafından yargılanmış ve cezalandırmış. Yine de bu hakkaniyet gösterisi Elbeyli halkını tam olarak etkilemiş değil: “Bize adaletli olduklarını göstermek istiyorlar ama buranın halkına mahkûm oldukları için böyle davranıyorlar.”