Hemşinliler HES’i durdurmak için hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na hem de yargıya başvurdu. Başvuruya göre bakanlıkta çalışan memurun ortağı olduğu HES şirketi, 10 MWe kurulu güce sahip eski projeye göre düzenlenen belgeleri, kapasitesi 15 MWe’ye yükseltilen yeni proje içinmiş gibi gösterip yargıyı ve bakanlığı kandırmış

Doğu Eroğlu (4 Mayıs 2018 Diken)

Hemşinli yurttaşlar, ilçeye kurulması planlanan HES projesinin, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nda çalışan bir memurun ortağı olduğu firma tarafından projelendirildiği, bunun da denetim yetkili kurum ile proje arasında çıkar çatışması yarattığı gerekçesiyle, projenin durdurulması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu.

Yerel mahkemenin HES projesini iptal eden kararını bozan Danıştay’a ise bozma kararına dayanak oluşturan belgeye bakanlıkta çalışan bir memurun temsil yetkisiyle imza koymasından ötürü yargılamanın yenilemesi için başvuru yapıldı. Danıştay dosyayı Rize İdare Mahkemesi’ne gönderdi.

‘Yeni projeye aitmiş gibi Danıştay’a sunuldu’

Danıştay’a yapılan başvurudaki bir başka iddiaysa resmi kurumların yanıltıldığı yönünde. Hemşinlilere göre, 2007’de HES projesinin planlanan gücü 10.5 MWe iken yapılan hafriyat planlarına ait eski sözleşme, projenin kapasitesi 15 MWe’ye yükseltildikten sonra, yeni projeye aitmiş gibi Danıştay’a sunuldu. Danıştay da yeni proje hakkındaki iptal kararını, eski projenin teknik kapasitesine göre imzalanmış sözleşmeyi dayanak kabul ederek bozdu.

Hemşinlilerin açtığı davalar neticesinde ilki 2008’de, ikincisiyse 2016’da olmak üzere, iki defa yerel mahkemelerce iptal edilen, Büyükdere ve Pazar Çayı üzerine kurulmak istenen Dikmen I-II Regülatörleri ve HES projesi, Rize İdare Mahkemesi’nin iptal kararının Kasım 2017’de Danıştay tarafından bozulmasının ardından yeniden gündeme gelmişti.

Danıştay kararıyla tekrar önü açılan HES projesini planlayan firmanın ortaklarından birinin, Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde çalışan bir memur olduğu haberi Diken’de yer almış, Danıştay’ın bozma kararına dayanak oluşturan belgenin altında HES şirketini temsil yetkisiyleimza atanın da aynı Bakanlık memuru olduğu da çok geçmeden anlaşılmıştı

Gerekçe bariz: ‘Çıkar çatışması’

Hemşinliler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yaptıkları başvuruda bu çıkar çatışmasını anlattı ve denetim kurumu olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yatırımcı şirket sahiplerinin birbirine karıştığı projenin iptalini istedi.

Hemşinliler, Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde çalışan memur Abdül Muhsin Akarsu’nun, aynı zamanda HES projesini planlayan şirket olan Şaraksel Elektrik Üretim A.Ş.’nin yönetim kurulu üyesi, ortağı ve temsilcisi olduğunu gösteren belgeleri de bakanlığa gönderdi. HES projesi inşaatı sırasında ortaya çıkacak hafriyat atıklarının depolanması konusunda Şaraksel Elektrik A.Ş. adına firma ortağı ve memur Akarsu’nun imza koyduğu sözleşme de bakanlığa iletildi.

Başvuruda, proje sahibinin Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde çalışmasının Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecini denetimsizleştirileceği aktarıldı.

Başvuruda şöyle dendi: “Rize Çevre ve Şehircillik İl Müdürlüğü, Rize ili sınırlarında kurulması planlanan projelerin ÇED süreçlerinde, ÇED Yönetmeliği kapsamında oluşturulan ‘komisyonların’ üyesi sıfatıyla yer almaktadır. ÇED sürecinde ‘komisyon üyesi’ sıfatıyla yer alan bir kurumun çalışanın aynı zamanda proje sahibi olması; ÇED sürecinin tarafsızlığına ve güvenirliğine tehlike düşürmektedir. Zira, proje sahibi ilgili ÇED sürecini manipüle edebilecek pozisyonda yer almaktadır.”

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 28’inci maddesi uyarınca, memurların ticaret ve sanayi firmalarında görev alamadıklarının, ticari temsilci olamadıklarının vurgulandığı başvuruda, devlet memuru Abdül Muhsin Akarsu’nun kanuna aykırı olarak imza attığı sözleşmenin hukuka aykırı olduğu belirtildi. Bu imzayı taşıyan sözleşmenin ÇED raporlarında yer almasınınsa, bakanlığın ve yargı organlarının yanıltılması anlamına geldiği aktarıldı.

Danıştay’dan yargılamanın yenilenmesi istendi

Danıştay’ın yerel mahkemenin HES projesini iptal kararını bozması hakkında yargılamanın yenilenmesi için başvuru yapıldı.

Başvuruda, şirket ortağı Abdül Muhsin Akarsu’nun aynı zamanda Rize Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde çalıştığı, bu görevi yaparken ortağı olduğu şirket adına sözleşme imzalamasının 657 sayılı kanuna aykırı olduğu, Akarsu’nun imzasını taşıyan sözleşmenin Danıştay’ın bozma kararına dayanak oluşturduğu aktarıldı.

Hemşinliler: ‘HES şirketi Danıştay’ı ve resmi kurumları yanılttı’

Şirketin yaptığı bir başka usulsüzlükse, Danıştay’a başvuru aşamasında ortaya çıktı.

Rize İdare Mahkemesi 2016’da proje hakkındaki ‘ÇED olumlu’ kararını iptal ederken, HES projesinde inşaat sırasında ortaya çıkacak hafriyat atıklarının akıbetinin belirsiz olduğunu vurgulamıştı. Danıştay ise 2017’de yerel mahkeme kararını bozarken altında Akarsu’nun imzasının bulunduğu bir sözleşmeyi dayanak göstermiş, Şaraksel Elektrik A.Ş. ile Karadeniz Mıcır Sanayi firması arasında imzalanan sözleşmenin projenin hafriyat planı hakkında yeterli veri içerdiğini ileri sürmüştü. Danıştay’a yapılan yargılamanın yenilenmesi başvurusunda, sözleşmedeki tek hukuka aykırılığın memur Akarsu’nun attığı imza olmadığı, mahkemelerin bir başka yolla daha kandırıldığı aktarılıyor.

Zira Danıştay’ın bozma kararını alırken dayanak gösterdiği Şaraksel Elektrik A.Ş. ile Karadeniz Mıcır Sanayi arasındaki hafriyat sözleşmesi 2007 tarihli. Bir başka deyişle sözleşmeye konu hafriyat planı Dikmen I-II Regülatörleri ve HES projesi 10.5 MWe kurulu güce sahipken oluşturulup bu plan uyarınca sözleşme yapılmıştı. Ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği ‘ÇED gerekli değildir’ kararı 2008’de iptal edildikten sonra yeniden planlanan projenin kapasitesi 15 MWe’ye yükseltildi. Projenin kapasitesinin artmasıyla inşaat ve hafriyat planının da değişmesi gerekirken, şirket düşük kapasiteye göre düzenlenmiş hafriyat planını yeni proje için de kullandı. Dolayısıyla başvuruculara göre, şirket düşük kapasiteye göre planlanmış hafriyat yönetimi sözleşmesini mahkemeler ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na sunarak, resmi makamları yanıltmış oldu. Geçtiğimiz hafta Danıştay’a yapılan başvuru sonrası Danıştay yetkisizlik gerekçesiyle dosyayı, yargılanmanın yenilenmesiyle ilgili son kararı vermek üzere, Rize İdare Mahkemesi’ne gönderdi.