Yatağan Termik Santralı’nda kullanılan kömürlerin çıkarıldığı açık ocak kömür madenleri yüzünden zeytinliklerin söküldüğü, maden ve santral emisyonları sebebiyle akciğer hastalıklarının arttığı, su kaynaklarınınsa azaldığı köylerin ortasına, yeraltı kömür işletmesi kurulması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan onay çıktı
Doğu Eroğlu (18 Temmuz 2018 Diken)
Türkiye’nin halihazırda çalışan en eski kömüre dayalı termik santrallarından Yatağan Termik Santralı’nın 2014’te özelleştirilmesiyle birlikte, santralın etrafındaki köylerde yaşayanlar için yeni bir dönem başladı. Termik santralla birlikte özelleştirilip Bereket Enerji’ye geçen açık ocak kömür madeninin ilerleyişi hızlandı. Daha şimdiden Yatağan Termik Santralı’nın yaklaşık 9 kilometre kuzeyindeki Turgut köyünün zeytinliklerine kadar ulaşan açık ocak kömür madeni, işletme ruhsatındaki tüm alanları kullanırsa 21 köy tahliye edilme riskiyle karşı karşıya kalabilir.
Şimdilik yalnızca zeytinlikleri madenle sınır haline gelen Turgut köyündeki az sayıda yurttaş madene karşı mücadele ediyor ancak bu durum yakında değişebilir. Zira Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 12 Temmuz 2018 tarihinde, Turgut, Kırıkköy ve Hacıbayramlar köylerinin ortasındaki bir bölgede, Bereket Enerji’nin sahibi olduğu Yatağan Elektrik Üretim A.Ş. tarafından planlanan yeraltı kömür işletmesi için onay verdi. Bereket Enerji’nin 4 milyar dolarlık borcu için borç yapılandırma görüşmelerine başladığı iddiaları geçtiğimiz hafta basında yer bulmuştu.
Yerüstü tesisleri 25 hektardan daha az bir alan kapsadığı gerekçesiyle Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinden muaf tutulan yeraltı kömür madeni işletmesi projesi için hazırlanan proje tanıtım dosyası hakkındaki karar, 12 Temmuz 2018’de Muğla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından verildi. Müdürlük, 20058130 sicil numaralı ruhsat sahasındaki yeraltı kömür işletmesi için hazırlanan projeyi onayladı ve proje hakkında ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdi.
Sekiz yılda yaklaşık 14 milyon ton kömür
Yeraltı kömür işletmesinin öngörülen konumu, Hacıbayramlar köyüne 2,5 kilometre, Yava mahallesine 3,5 kilometre, Turgut köyüneyse yaklaşık 4 kilometre uzaklıkta.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na bağlı birim tarafından onaylanan proje kapsamında sekiz yıl içerisinde 13 milyon 756 bin ton kömür üretilmesi hedefleniyor. Proje Tanıtım Dosyasına göre, yeraltı işletmesinde üretilecek kömür depolanmaksızın Yatağan Termik Santralı’na götürülüp yakılacak. Bereket Enerji’nin proje tanıtım dosyasında ileri sürdüğü kadarıyla, projenin işletme aşamasında bin 36 kişi istihdam edilecek.
Yeraltı maden işletmesi projesi kapsamında kömür üretimi yeraltında yapılacak olsa da, yaklaşık 17 hektarlık bir alan kömür stok sahası ve şantiye olarak kullanılacak. Yeraltı maden işletmesinin üretime başlamasına kadar yapılacak hazırlık çalışmaları sırasında çıkarılacak pasa da bu alanda depolanacak.
Bereket Enerji tarafından hazırlanan proje tanıtım dosyasına göre, yeraltı üretimi için planlanan desandri ve galerilerin hızlı bir şekilde açılması için mekanize galeri açma yöntemleri uygulanacak. Dosyaya göre, yan kayaç ve kömür damarının gevşek ve dayanımının düşük olmasından ötürü delme ve patlatma işlemlerine başvurulmayacak ve yeraltında patlatma yapılmayacak.
Su baskısı artacak mı?
Yeraltı kömür işletmesi, bölgede açık ocak kömür madeni çalışmaları yüzünden başlayan suya erişim sorunlarını da artırabilir. Açık ocak kömür madeni çalışmaları sırasında, Turgut köyü civarında yapılan madencilik faaliyetleri, köy sakinlerine göre yeraltı suları ve artezyen kuyularının kapasitesini azaltmış, bu da sulama ve kullanma sularının baskılanmasına yol açmıştı. Yeraltı kömür işletmesi için hazırlanan proje tanıtım dosyasına göre, su üzerindeki bu baskı projenin uygulamaya konmasıyla artabilir. İşletme döneminde personel için kullanılacak günlük 264 m3 suya ek olarak, makine ve ekipman için de su harcanacak. Ayrıca toz emisyonlarının azalması için yer üstüne çıkarılacak pasa ve kömürün tozumasını engellemek için de spreyleme yapılacak. Kullanılacak tüm bu suların bölgedeki köy şebekelerinden sağlanması planlanıyor. Öte yandan madencilik faaliyetlerinin gerçekleştirileceği bölgeden yeraltı sularının uzaklaştırılıp uzaklaştırılmayacağı raporda belirtilmiyor.
Yatağan’da maden-enerji projeleri hız kazanıyor
Yatağan Termik Santralı’nın işletmeye alındığı 1982 yılından itibaren santral ve açık ocak kömür madeni emisyonlarından ötürü akciğer hastalıklarının ortalamanın çok üstünde bir sıklıkta görüldüğü, yerel tarım ürünlerinde büyük bir verimlilik kaybı gözlenen, su kaynaklarıysa azalan köyler, santralın özelleştirildiği 2014’ten sonra yoğunlaşan yatırımlardan ötürü yaşam alanlarının iyice daraldığını hissediyor:
Yatağan Termik Santralına kömür sağlayan açık ocak kömür madenleri 2014’ten sonra büyük bir hızla büyüdü. Daha önce Eskihisar ve Yeşilbağcılar Köylerinin insansızlaştırılmasına yol açan maden, bugün Turgut Köyünün geçimini sağladığı zeytinliklerle sınır haline gelmiş durumda. Turgutlu çiftçiler ile madene karşı çıkan Turgut Yardımlaşma ve Tabiat Varlıklarını Koruma Derneği üyeleri defalarca resmi kurumlara tespit yaptırarak açık ocak kömür madeninin zeytinlikler yakınındaki çalışmalarının kanuna aykırı olduğunu tespit ettirdi ancak maden çalışmaları şimdilik sürüyor.
Gökgedik köyünde, cam ve seramik sanayinde kullanılan feldspat madeninin çıkarılması için kurulan tesisleri işleten Straton Madencilik, yeni bir maden ocağı açmak ve bunun için köylülerin geçim kaynağı olan fıstık çamlarının yaklaşık 300 tanesini kesmek istiyor.
Çalık Grubu ise Kırıkköy yakınlarındaki zeytinlik alan üzerine bir başka kömüre dayalı termik santral kurmayı planlıyor.
Bu yolun sonu ‘Soma’
Resmi merciler bölgedeki kömür madeni ve kömüre dayalı termik santral projelerine onay vermeyi sürdürürse, Yatağan’ın geçmişte tütün ve zeytincilikle geçimini sağlayan köyleri, tarımdan düştükten sonra maden ocaklarına mahkûm olan Soma’yla aynı kaderi paylaşabilir. Tütün-Sen Genel Başkanı Ali Bülent Erdem’in ortaya koyduğu Soma perspektifi daha eşzamanlı ve planlı olsa da, Yatağan’da yerel üreticilerin tarımla ilişkisinin azalışı ve bölgede artmakta olan enerji-maden yatırımları Soma’yı andırıyor.
Yatağan’daki ve Soma’daki tarihsel gelişimi karşılaştıran Erdem, “Soma’daki daha değişikti; tütün yasasının çıkması ile özelleştirme ve rödovansın başlaması aynı döneme denk geldi. Bir yanda üreticiler tütün üretemez duruma düşerken diğer yanda madenler açıldı. Tarım geliri azalıp borçlanma başlayıncaysa çiftçiler madende çalışmaya zorlandı” diyor.
Yatağan’da açık ocak kömür madenlerinin baskısı çiftçileri zeytinliklerini Bereket Enerji’ye satmaya zorluyor. Santral ve açık kömür ocağı toz emisyonları yüzünden verimsizleşen, tarım politikalarıyla da değersizleştirilen zeytinlerin ekonomik getirisi azaldıkça, Bereket Enerjinin zeytinliklere değerinin üzerinde yaptığı teklifler daha çok ilgi görüyor. Ali Bülent Erdem benzer bir örneği Soma’dan veriyor.
Yırca’da zeytinliklerin sökülmesinin ardından proje alanı değiştirilen Kolin Termik Santralı’nın belirlenen yeni yerinde eskiden tütün tarımı yapıldığını kaydeden Erdem, “Yırca’da tepkiler üzerine Kolin termik santral için daha yukarıda bir yer belirledi. Beş köyün topraklarını satın aldılar. Bu köyler eskiden tütüncüydü ama tütün üretemedikleri için topraklarını termik santrala gönüllü sattılar” diye konuştu.