Uluslararası Kriz Grubu, “IŞİD’e katılıp dönen Türkiye Vatandaşları: Mevcut Yaklaşımları Geliştirmek” başlıklı raporunu yayınladı

Doğu Eroğlu (1 Temmuz 2020 Medyascope)

IŞİD’e katılıp ülkeye geri dönen Türkiye vatandaşlarının karşılaştığı soruşturma, yargılama, ceza infaz, geri dönüş uyum uygulamalarını Medyascope’a değerlendiren  Uluslararası Kriz Grubu araştırmacıları Nigar Göksel ve Berkay Mandıracı’ya göre, 2014-2016 arası dönemde devlet yetkilileri IŞİD faaliyetlerine karşı önlem almakta zorlandı ama 2016’dan itibaren tedbirler sertleşti.

Araştırmacılar, sınırın Türkiyeli ve yabancı savaşçıların geçişine açık olması gibi konulardaki eleştirilerin güvenlik yetkilileri tarafından da kabul edildiğini aktarıyor.

Ancak günümüzde güvenlik kuruluşları IŞİD’e karşı kendini daha donanımlı görse bile, Kriz Grubu araştırmacıları FETÖ-PKK konusunda takınılan sert tavrın IŞİD’e karşı benimsenmeyebildiğini belirtiyor. Rapora göre, FETÖ ve PKK yargılamalarında mahkumiyet getiren deliller, IŞİD’le bağlantılı şahısların yargılandığı davalarda daha düşük cezalar getirebiliyor.

Nigar Göksel, güvenlik yetkililerinin tehdit algılarındaki bu farklılığı ilişkin şunları aktarıyor: “Bizim duyduğumuz çeşitli görüşler vardı devlet yetkililerinden. Bir tanesi mesela, ‘FETÖ-PKK’nın ana hedefi Türkiye Cumhuriyeti, halbuki IŞİD’in ana hedefi Türkiye Cumhuriyeti değildi’ şeklinde. IŞİD ortaya çıktı, parladı söndü, dışarıdan güçlerin onu yarattığı ve geldiği gibi gideceği algısı da var.”