Bir ay önce Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin başlattığı Starbucks işgali, öğrencilerin gözlerini yeniden kendi kampüslerine çevirmesine sebebiyet verdi. Kendi iradeleriyle veya değil, bir süredir daha geniş, ulusal bir gündemde mücadele veren öğrenciler Starbucks İşgali ile birlikte yeniden ticarileşen akademiye karşı eylemliliğe başlamış oldu. Bu yöndeki ilk somut adım, ODTÜ’deki kantin boykotlarıyla atılmış oldu. Önce İnşaat Mühendisliği, bir hafta sonrasındaysa Jeoloji Mühendisliği öğrencileri, bölümlerindeki kantinlere karşı boykota çıktı. 2 gün önce de Yıldız Teknik Üniversitesi’nden boykot haberi geldi. Kısaca üniversiteler gündemin öznesi olmaktan, yeniden kendi gündemini yaratma yoluna girmiş durumda.
Şimdiye dek uzaktan takip edebildiğim ODTÜ’deki gelişmeleri, bugün İnşaat ve Jeoloji kantinlerini ziyaret ederek yerinde gözlemleme şansı buldum. Öncelikle, final dönemi olmasına karşın her iki boykotun da oldukça hareketli olduğunu söylemeliyim. Hem kampüsteki konumu, hem de bölümdeki öğrenci sayısının çokluğu hasebiyle inşaat boykotunun biraz daha kalabalık olduğunu belirtmeliyim. Geride kalan 2 Ocak tarihi itibarıyla İnşaat’taki boykotun 15’inci, Jeoloji’dekinin ise 8’inci günü geride bıraktığını da ekleyelim.
Boykot “neden” ve “nasıl” yapılıyor?
Okuyanların gözünde canlandırabilmeleri için “boykot”un niçin ve nasıl yapıldığını biraz anlatalım. Boykotun Starbucks İşgali ile organik bir ilişkisi olmadığını, ODTÜ öğrencileriyle idari birimler, rektörlük ve kantin sahipleri arasında gelişen sürecin bir sonucu olduğunu belirtmekte yarar var. Bölüm kantinlerinden uzunca bir süredir fahiş fiyatlarla alış veriş yapmakta kalan öğrenciler, fiyatların makul seviyelere çekilmesi taleplerini kantinlere iletiyorlar. Ancak kantin işletmecileri, fiyatların kendileri tarafından değil, her sene toplanan Kantin Fiyat Değerlendirme Komisyonu’nca belirlendiği cevabını alıyorlar. ODTÜ’deki kantinlerin uygulayabileceği azami fiyatları belirleyen “Temel Ürünler Fiyat Listesi”nin, yönetmeliğe göre, geçtiğimiz sene Cumhurbaşkanı Gül’e söyledikleriyle ODTÜ’lülerin çokça tepkisini çeken Öğrenci Temsilcileri Konseyi Başkanı Ahmet Kerem Güler‘in de nezaret etmesi gereken bir toplantıda hazırlandığı öğreniliyor. Ancak ODTÜ öğrencilerinin, kampüs girişinde polisten şiddet gördüğü 5 Ocak günü Cumhurbaşkanı’nın davetine icabet etmekte beis görmeyen Güler’in bu toplantıya katılmadığı anlaşılıyor.
Hiçbir öğrenci temsilcisinin bulunmadığı toplantıda hazırlanan fiyatlar, Aralık ayı başına dek tartışma konusu oluyor. Yukarıda belirttiğimiz gibi, karşılıklı görüşmelerden sonuç çıkmaması üzerine ODTÜ öğrencilerinin katıldığı bir anket düzenleniyor ve yol haritası ortaya çıkıyor: Boykot.
Peki boykot nasıl işliyor? İnşaat Mühendisliği’nde kantinin biraz ilerisinde, Jeoloji’de ise kantinin arka kapısında “Boykot Masaları” kurulmuş durumda. Bu masalarda, ziyaretçiler ve bölüm öğrencileri boykot hakkında bilgi edinebiliyor. En önemlisi ise, bu masalar boykot edilen kantinlere karşı bir alternatif işlevi görüyor. Boykota destek veren ODTÜ Mezunları Derneği, Jeoloji Mühendisleri Odası ve İnşaat Mühendisleri Odası gibi kurumların, bağışçıların ve gönlünden ne koparsa boykot kumbaralarına atan öğrencilerin katkılarıyla, bu masalarda çay, kahve, atıştırmalık hazır gıdalar ve hatta ekmek arası öğünler dahi bulunabiliyor. Bu ürünlerin hiçbirinden para talep edilmiyor, ancak bütçesi müsait olan öğrenciler, kantin fiyatını değil, kendi kafalarındaki fiyatı boykota bağış yapıyor.
Aşağıda, İnşaat Mühendisliği’ndeki boykotçulardan biriyle yaptığım görüşmeyi bulabilirsiniz.
***
İnşaat boykotçularıyla görüşme
Boykotun talebi nedir? Üniversite hareketleri ve dünyadaki eylemliliğin neresine koyuyorsunuz?
Kantin boykotunu diğer işgallerden ayırmak lazım. Kantin dediğimiz öğrenci için temel bir hak. İşgale katılmazsınız olur biter, ancak kantin öğrencinin olmazsa olmazı. Tek istediğimiz ucuza doymak.
İki sene önce yine bir boykot dalgası olmuştu. Ondan olumlu sonuçlar da alınmıştı.
Burada da lehimize sonuçlar çıkacak. Bütün okula yayılıyor yavaş yavaş. Jeoloji Mühendisliği’nde başladı, Kimya ve İktisat bölümlerinde de önümüzdeki dönemden itibaren başlayacak. Uluslararası İlişkiler öğrencileri gelip bizle görüştüler, nasıl başladığımıza, görev dağılımını nasıl yaptığımıza ilişkin bilgi aldılar. Yavaş yavaş yayılacak.
Boykotu yapan tam olarak kimler?
İnşaat Mühendisliği bölümün bütün öğrencileri. Bölümün her iki topluluğu da boykota destek veriyor. Öğrenciler de boykotun sürmesi için bağışta bulunuyorlar. Bölümde sağcısı da var solcusu da, ancak bölüm öğrencilerinin yüzde 95’i destek veriyor diyebilirim. Çoğu öğretim üyesi de hareketi destekliyor. “Mide” dediğimiz bir bağış kutumuz var, oraya isteyen para atıyor. Onun haricinde İnşaat Mühendisleri Odası ve ODTÜ Mezunları Derneği’nden destek alıyoruz. Ayrıca öğrenciler börek çörek gibi şeyler ve kendi yaptıkları ev yemeklerini de getiriyorlar.
Boykot nasıl başladı, bundan sonra ne şekilde devam edecek?
Önce kantinin sahibiyle görüştük ve indirim talebinde bulunduk. Kendisi Kimya Mühendisliği’ndeki kantinin de sahibi, aynı zamanda Ankara’daki Denizatı Pastaneleri zincirinin de sahibi. Herhangi bir indirime gidemeyeceğini belirtti. Forumlardaki anket sonuçlarından da boykot çıkınca başladık. Final dönemi başlamak üzere, şimdilik faaliyetlerimizi minimuma indireceğiz.
Bölüm yönetimi ve rektörlükle görüşmelerinizde neler konuşuldu?
Birinci haftanın sonunda Rektörlük bizle görüşmek istedi. Bizim bölüm başkanımız, iki temsilcimiz, rektörlükten bir görevli ve kantin sahibinin hazır bulunduğu bir toplantı yaptık. Görüşmeden sonuç çıkmadı, kantinci kiranın yüksekliğinden yakındı, rektörlük ise kirada indirim yapamayacağını belirtti. Bize söylenen, kantinin bu süreçte haftada 5-6 bin lira zarara uğradığı. Bizim kantini batırmak gibi bir amacımız yok. Anlaşıp daha ucuza doymak istiyoruz. Rektörlük arada bölümü arıyor “bitirin şu işi” diye. Bölüm idaresi de bizi sıkıştırıyor. Bizi sıkıştırabilecekleri tek yer orası olduğu için, öğrencilerden zorla para topladığımızı iddia ediyorlar. Kimseden zorla para almadık. Bu tarz suçlamalar türetiyorlar. Ama herkes biliyor, öğrenciler boykotun arkasında. Taleplerimiz karşılanana kadar ikinci dönemde de boykotu sürdüreceğiz.
Nasıl bir uzlaşı tasarlıyorsunuz?
İki tarafı da tatmin edecek bir fiyat listesi yaptık. Ekmek araları 3-4 arası, çay 60 kuruştu biz 40 olsun dedik. Kahve 1 liraydı, biz 50 kuruş dedik. Üzerinde 35 kuruş yazan şeyler 75 kuruşa satılıyordu kantinde.
ODTÜ’deki süreç ne şekilde devam edecek? Jeoloji Mühendisliği’nde de boykot sürüyor, başka yerlerde de başlayabileceğini söylüyorsunuz. Başka konulara da müdahil olacak mısınız?
Diğer kantinlere de destek veriyoruz, hem maddi hem manevi. Elimizden geldiğince Jeoloji’deki boykota desteğimizi sürdürüyoruz. Elimizdekileri onlarla da paylaşıyoruz. Bütün okula bu şekilde yayılacak. Yemekhaneye gelirsek, biz Ankara’nın en pahalı yemekhanesine sahip okuluz. 2,65 TL’ye yemek yiyoruz. Diğer kantinlere ve yemekhanelere bakacak olursak, Hacettepe’de 1 buçuk, 1 lira 75 kuruş gibi fiyatlara insanların 4 çeşit yemek alabildiğini görüyoruz. Önce boykotumuzu tamamlayacağız, sonra yemekhaneyle ilgili neler yapabileceğimizi değerlendireceğiz. İlk başta insanlar tedirgindi, destek verip vermeyeceklerinden emin olamıyorduk. Ancak şimdi daha kararlılar.
***
Jeolojİ boykotçularıyla görüşme
Jeoloji boykotu süreci nasıl ilerledi?
İlk başta bölüm içinde bir imza kampanyası düzenledik. Kantinciyle dönem boyunca konuşuyorduk, fiyatların yüksekliğini defalarca vurguladık. Boykota başlamadan kantinciyle tekrar konuştuk. Kantinci fiyatları indirmesinin mümkün olmadığını, fiyatların rektörlük tarafından belirlendiğini söyledi. Fakat yanıldığı nokta, rektörlüğün belirlediği listenin bir üst fiyat listesi olduğuydu. “Başlıyorsanız başlayın” dedi, ardından bir toplantı yapıp boykot kararını aldık. Böylece boykot başladı.
Süreç boyunca idarecilerle ve kantinciyle ne gibi görüşmeler yaptınız?
İlk günlerde rahattık bir olay haricinde. Bölüm başkanı Erdin Bozkurt yanımıza gelerek hakkımızda soruşturma açacağı tehdidinde bulundu. Bir kaç saat sonra yanlış bir hareket yaptığını, böylesi bir hareketin kendine yakışmayacağını, eski solcu olduğunu söyleyerek geri adım attı. Keşke açsaydı, böylelikle biz de kendisini etkili bir şekilde teşhir edebilirdik. İnşaat’ta da benzer durumlar yaşanıyormuş şu anda. İlk günlerde bölüm başkanı “Kantin boykotu böyle boykot olmaz, bir şey satın almayarak boykot yapabilirsiniz. Alternatif geliştiremezsiniz, sadece masa açabilirsiniz” gibi ifadeler sarf etti. Biz de kendisine ODTÜ’deki boykotların söylediği gibi yapılmadığını, mutlaka alternatif geliştirilerek yapıldığını, insanların aç kalamayacağını söyledik. Hala bu konuda ısrarlı. Son günlerde biraz daha yumuşak bize karşı, kararlılığımızı fark etti sanırım. Tam tersine, bu defa da kantinci asabileşti. Geçen gün kantinde bir kavga çıktı, “Boykottan aldığınız yemekleri kantinde yiyemezsiniz” diye sert çıktı. Okul öğrencilerin yaşadığı yerdir, kantinciyse kantin binasının kendisine ait olduğunu iddia etti. Masaların şahsına ait olduğunu, istersek yerde oturup yemek yiyebileceğimizi söyledi. Başka bir diyalogda ise bölüm başkanı, “Burası küçük bölüm, burada yaptığınız boykottan kimsenin haberi olmayacak. Yalnızca siz bileceksiniz, dışarıdan hiç tepki gelmeyecek” dedi. Biz de kendisine, temel hak mücadelemizi yaptığımızı söyledik. Bize bu mücadeleyi niçin başka bölümlerde yapmadığımızı sordular, “Neden gidip de Matematik kantininde bu boykotu yapmıyorsunuz” dediler. Biz de şaşırarak, “Hocam çünkü biz bu bölümün öğrencisiyiz, sorunuz saçma ama cevabı bu” dedik. Bunun dışında, rektör buraya başka bir sebeple geldiğinde kendisini boykot masasına davet ettik. Bir şey yapamayacağını, kantinlerden alınan paraların çok az olduğunu söyledi. Kantinciler ise tam tersini iddia ediyorlar, senelik kirası 40 bin liraya ulaşan kantinler var.
Öğrencilerin desteği ne durumda?
Birinci sınıflar zaten bölümde neredeyse hiç vakit geçirmedikleri için ortada yoklar. İkinci ve üçüncü sınıfların desteğiyle ilerliyor işler. Dördüncü sınıfların durumu ise karışık. Hem son senelerinde soruşturmaya maruz kalmamak, hem de jeoloji mühendisliği camiası küçük olduğu için idareden kötü bir referans edinmek istemiyorlar. Çekindikleri için destek vermiyorlar diyebiliriz.
Boykot ne şekilde devam edecek?
Bölüm başkanı şu anda anlaşmamızı istiyor. Kantinci bizim taleplerimize yaklaştığı takdirde boykotu sonlandırabiliriz. Bizim kantinciyi batırmak gibi bir amacımız yok. Kantinci de parasını kazansın ama çok daha zengin olmak için yapmasın bu işi, yaşayabileceği parayı kazansın. Kantinci bize yüzde 60-70 maddi kaybı olduğunu söyledi. Bir ara yol bulma girişimi oldu ama taleplerimizi kabul etmedi. Tam olarak istediğimizi alamadığımız için devam etme durumundayız.
Sorun aslında daha genel, üniversitelerin giderek ticarileşmesiyle alakalı. Bu mücadele sona erdikten sonra daha kapsamlı bir kampanya tertipleyecek misiniz? Yemekhane boykotuna çıkacak mısınız?
Şu an için öyle bir plan yok. Ama neden olmasın. Diğer ticari işletmelerin kısa sürelerle işgal edilerek ticarileşmeye tepki göstermek gibi bir düşünce var. Böyle bir toplu eylem ikinci dönem için tasarlanıyor. Şu anda final dönemi olduğu için kapsamlı eylemlilikler ikinci dönem için planlanıyor.