Doğu Eroğlu (18 Haziran 2013 BirGün Gazetesi)
Kamuoyu ilgisinin Gezi Parkı olaylarına kaydığı dönemde, Roboski Katliamı soruşturmasına bakan Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, olayda “görev suçu” olduğunu belirtmiş, görevsizlik kararı alarak dosyayı Genelkurmay’a göndermişti. Hükümetin başlattığı barış sürecine karşın, önce Meclis İnsan Hakları Alt Komisyonu’ndan çıkan inceleme raporunda katliamın sorumlularına yer verilmemesi, sonra da davanın askeri yargıya taşınması Roboskililerin tepkisini çekti.
28 Aralık 2011’deki katliamda yakınlarını kaybeden Veli Encü, BirGün’e yaptığı açıklamada, dosyanın sivil mahkemeler yerine askeri yargıya sevk edilmesini eleştirdi. Encü, “Diyarbakır’daki savcı, soruşturmanın ucu Genelkurmay’a, Başbakanlık’a, hükümete dayandığı için görevsizlik kararı aldı ve bir bakıma, ‘Ben bu dosyaya bakmam’ dedi. Roboskili aileler olarak askeri yargıdan adalet beklentimiz yok. Kendi memurlarını suçlu bulmayacaklarını, olayı zamana yayıp unutturma yolunu seçeceklerini, sorumluları gizlemeye çalışacaklarını biliyoruz. Ancak kamuoyunda yalnızca Gezi Parkı olaylarının yer tuttuğu sırada bu kararın çıkması, davanın askeri yargıya taşınmasının toplumdan gizlenmek istendiğini de gösteriyor” açıklamasını yaptı.
Köylüye baskılar artıyor
Başlayan barış sürecine rağmen son zamanlarda köylüler üzerindeki baskının arttığına işaret eden Encü, 32 ailenin 100’den fazla üyesine, katliamın 500’üncü gününde düzenlenen karanfil yürüyüşünden ötürü, sınır kanununun ihlal edildiği gerekçesiyle 3 biner lira ceza kesildiğini belirtti. Encü, “34 masumun katilleri ifade bile vermezken, 11 yaşındaki kız kardeşimin anma yürüyüşünden ötürü ifadeye çağrılması, Türkiye kanunlarının ne kadar adaletli olduğunu gösteriyor” diye konuştu. 3 Haziran’da Karaçalı bölgesinde, asker ile PKK arasında yaşanan çatışmadan sonra köydeki giriş çıkışlara kurulan kontrol noktalarında bir süre kimlik kontrolleri yapıldığını belirten Encü, barış sürecinin Roboski’de hissedilmediğini söyledi.