Doğu Eroğlu (30 Ağustos 2013 BirGün Gazetesi)
Daha önce Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmesine karşın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yönetmelikte yaptığı değişiklikle tekrar yürürlüğe giren, petrol, jeotermal ve maden arama faaliyetlerine ÇED muafiyeti sağlayan düzenleme bu defa da Danıştay engeline takıldı.
Maden ve Çevre Kanunu’nda yapılan değişiklikle petrol, jeotermal ve maden arama faaliyetleri hakkında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporu hazırlanması zorunluluğu kaldıran düzenleme Anayasa Mahkemesi’nce iptal edilmiş, iptalin ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı 30 Haziran 2011 tarihinde ÇED Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle ilgili faaliyetlere tekrar ÇED muafiyeti getirmişti. Ege Çevre ve Kültür Platformu Derneği (EGEÇEP) ile Ekoloji Kolektifi Derneği’nin, ilgili düzenlemenin yürütmesinin durdurulması istemiyle açtığı davayı görüşen Danıştay, ÇED muafiyeti kararına bir defa daha dur dedi. Danıştay 28 Şubat’ta aldığı kararla, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın ÇED Yönetmeliği’nde yaptığı değişikliğin yürütmesinin durdurulmasına karar verdi. Karar taraflara önceki hafta tebliğ edildi.
Sağlıklı çevre hakkı vurgusu
Petrol, jeotermal ve maden arama faaliyetlerini ÇED dışında bırakan düzenlemenin yürütmesini durduran Danıştay 14. Daire, kararında Anayasa’nın 56’ncı maddesine atıfta bulundu. Tüm vatandaşların sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğunu hatırlatan 14. Daire, çevre üzerinde yaratılabilecek geri dönüşü imkânsız hasarlara dikkat çekti. Kararda, “Çevrenin kirlendikten veya bozulduktan sonra eski hale getirilmesinin çok külfetli olması, hatta kimi durumlarda olanaksız bulunması nedeniyle, olumsuz etkileri baştan önlemenin yöntemleri aranmaktadır. ÇED kapsamı dışında tutulan arama faaliyetlerinin, biyolojik çeşitlilik üzerinde ya da doğada değişiklikler meydana getirebileceği, bu değişikliklerin uzun dönemli etkilerinin olabileceği, bu nedenle çevre için riskler taşıdığı açıktır. Arama faaliyetlerinin herhangi bir sınırlamaya tabi olmaksızın, bütünüyle çevresel etki değerlendirmesine tabi tutulması gerekirken, Bakanlık tarafından bir kısım arama faaliyetlerinin çevresel etki değerlendirmesi sürecinden istisna tutulabilmesine olanak vermek suretiyle yapılan düzenlemede Anayasa’nın 56. Maddesi’ne, Çevre Kanunu’nun 10. Maddesine uyarlık bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi.