Kuruyan dereleri görmeyen Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, “HES dere kurutmaz” dedi, 179 HES’in daha yolda olduğunu söyledi
Doğu Eroğlu (9 Ekim 2013 BirGün Gazetesi)
CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun HES’lerle ilgili soru önergesine yanıt veren Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, HES’in devreye alınmasının üzerinden saatler geçmeden kuruyan dereleri görmedi, HES’lerin dere kurutmadığı iddiasını yineledi. HES’lerin yerel yaşama etkisini görmezden gelen Bakan Eroğlu’nun açıklamalarının aksine, özellikle 2010’dan itibaren sayıları artan HES’ler yüzünden içme sularından olan, bahçesini sulayamayan yurttaşların sorunlarını, Derelerin Kardeşliği Platformu (DEKAP) sözcüsü Ömer Şan BirGün’e anlattı.
Öncelik yerel yaşamda iddiası
CHP’li Tanrıkulu Orman ve Su İşleri Bakanlığı’na son 10 yılda yapılan HES’lerin sayısını ve kuruyan dere olup olmadığını sordu. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nun yanıtı, özellikle Doğu Karadeniz’deki yurttaşların yaşadıklarını yalanlar nitelikteydi. HES projelerinde yerel yaşamın korunmasının öncelikli hedef olduğunu belirten Eroğlu, “Tarım alanları için sulama suyu, tabii hayat suyu, içme ve kullanma suyu ile diğer kadim su haklarından artakalan su ile enerji üretilmesi hedeflenmektedir” dedi. Su haklarının anlaşmalarla teminat altına alındığını ifade eden Eroğlu, “2002-2013 yılları arasında 286 adet HES işletmeye alınmış, 179 adet HES’in ise inşaat çalışmaları devam etmektedir. HES Projesinden dolayı kuruyan herhangi bir dere bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı.
HES dereyi iki saatte kurutmuştu
Bakan Eroğlu iddiasının aksine, Başbakan Erdoğan’ın memleketi Rize Güneysu’daki Salarha Deresi, Çalık Holding’in sahibi olduğu Adacami HES projesinin Ağustos ayında deneme üretimine başlamasının ikinci saatinde kurumuştu. Güneysu Vadisi üzerindeki yer alan 6 akarsuyun deneme üretimi kapsamında yeraltındaki borulara alınmasının üzerinden 2 saat geçmemişken, Salarha Deresi’nin 8 buçuk kilometrelik kısmı bir anda kurumuştu. Salarha Deresi, Rize kent merkezi, 10 ilçe ve 25 köyde yaşayan yaklaşık 300 bin yurttaşın içme suyu ihtiyacını karşılıyordu. Derede el yıkanabilecek kadar bile su kalmamasına yöre sakinleri, “Onca yıldır burada yaşarız, dereyi ilk kez bu halde gördük. ‘İki saatte kuruyacak’ deseler inanmazdık” diyerek tepki göstermişlerdi.
DERE YATAĞINDA ARTIK OT YETİŞİYOR
Benzer bir olay Rize Güneysu’daki Gürgen Vadisi’nde de gerçekleşmiş, Asa Enerji’ye ait Kale HES 2010 yılında deneme üretimine başlayınca Gürgen Deresi’nin 4 kilometrelik kısmı tamamen kurumuştu. Yağış mevsiminde tekrar akmaya başlayan Gürgen Deresi, 2010’dan bu yana yağışların az olduğu dönemlerde birkaç defa daha kurudu. Yöre sakinleri eskiden dere yatağı olan ve artık yağış oldukça su bulunan bölgede artık otların yetiştiğini belirtiyorlar. Doğu Karadeniz’in diğer bölgelerinde de, yağış miktarının azaldığı dönemlerde pek çok dere kurumuş, HES’ler üretime ara vermek zorunda kalmıştı.
‘Su olmayan dereye HES’i niye kurdunuz?’
Bakan Eroğlu’nun “HES dere kurutmaz” iddiasına DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, “Kuruyan dereleri görmeyen Eroğlu hangi ülkenin bakanı?” diyerek tepki gösterdi. Eroğlu’nun gerçekleri saklayıp HES’leri şirin göstermeye çalıştığını belirten Şan, “286 HES projesinden bugüne kadar beklenen enerji üretimi gerçekleşmedi, aksine projelerin kurulu olduğu vadiler ve dereler geri dönüşü olmayan zararlara uğradılar. Bakan daha önce kuruyan derelerle ilgili, ‘O derede zaten su yoktu’ demişti. Madem bu kuruyan derelerde su yoktu ve bizler yalan söylüyorduk, neden zaten su olmayan derelerde bunca HES projesine izin verdiler?” diye konuştu. Bakan Eroğlu’nun “Öncelik yerel yaşamda” açıklamasının da gerçeği yansıtmadığını ifade eden Şan, yüzbinlerce insanın içme suyu sağladığı derelerin HES projelerince yutulduğunu söyledi: “Cevizlik HES, İkizdere Vadisi’ndeki HES projeleri, Güneysu Kale ve Ada HES projeleri, Senoz Vadisi’ndeki HES’ler, Solaklı Vadisi’ndeki HES projeleri bulundukları vadileri katlederek, dereleri kurutmadı mı? Kuruyan Salarha, İkizdere, Gürgen, Çataldere ve bu sulardaki balık ölümleri HES’lerin eseri değil mi? Hangi projelerde yerel yaşama öncelik verildiğini Bakan ortaya koyabilir mi? Halkı ve kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarının ardından, Bakan’ı bir kez daha hukuk kararlarına ve doğanın değişmez kurallarına saygılı olmaya ve gereklerini yerine getirmeye çağırıyoruz.”