Başbakanı protesto ettikleri için yargılanıp beraat eden 26 ODTÜ’lünün beraat kararını Yargıtay 9. Dairesi, tutuklulukları engellemesi için çıkartılan Üçüncü Yargı Paketi’ni işaret ederek bozdu
Doğu Eroğlu (6 Mart 2014 BirGün Gazetesi)
Recep Tayyip Erdoğan’ın 15 Aralık 2010’da beraberinde binlerce polisle ODTÜ yerleşkesine gelişiyle çıkan olaylarda gözaltına alınan 26 öğrencinin yargılandığı davada verilen beraat kararı Yargıtay tarafından skandal bir gerekçeyle bozuldu. Yargıtay’ın 5 Haziran 2012’de alınan beraat kararını bozma gerekçesinde 5 Temmuz 2012’de yasalaşan Üçüncü Yargı Paketi’ndeki bir düzenlemeyi adres göstermesi hukukçular arasında şaşkınlık yarattı. İddia edilen suç tarihinden sonra çıkan yasaların ancak sanık lehine olması halinde geriye dönük olarak işletilebileceğini ifade eden ceza avukatı Ömer Kavili, mahkûmiyetlerin önlenmesi amacıyla yapılan düzenlemenin beraat bozma gerekçesine dönüşmesini “skandal” olarak niteledi.
Sanık lehine ilkeyi işletip beraat bozdular
Cumhuriyet savcısının yaptığı temyiz başvurusunu değerlendiren Yargıtay 9. Dairesi, ODTÜ’lülerin beraat kararını bozarken, Üçüncü Yargı Paketi olarak bilinen 6352 sayılı kanunun Geçici 1. Maddesindeki bir bölüme işaret etti. Yasadaki, “Üst sınırı 5 yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilir” ifadesini adres gösteren Yargıtay 9. Dairesi beraat kararını bozdu. Bozma kararıyla birlikte ODTÜ’lü 26 öğrencinin yeniden yargılanmasının yolu açılmış oldu. Yargıtay’ın işaret ettiği kararın uygulanması halinde hükmün açıklanması geri bırakılacak ve aynı kişiler benzer bir suçtan 5 yıl içerisinde yeniden ceza alırlarsa, açıklanmayan hükümde öngörülen ceza da ikinci hükme eklenecek. Ancak 7 Haziran 2012’de verilen beraat kararının 5 Temmuz 2012’de yasalaşan Üçüncü Yargı Paketi yüzünden bozulması işleri karıştırdı. Yargıtay kararını BirGün’e yorumlayan ceza avukatı Ömer Kavili, Yargıtay’ın beraat kararını bozmasını iki yönden kusurlu buldu ve “Yargıtay bu kararıyla kendi makamı üzerinden resmen politikaya girmiştir ve faullü oynamıştır. Maç yapmak istiyorlarsa sahaya insinler” yorumunu yaptı. Üçüncü Demokrasi Paketi’nin, mahkemenin beraat kararının yaklaşık bir ay sonrasında yasalaştığına dikkat çeken Kavili, “Mahkemenin çıkacak kanunu uygulamak ödevi yoktur. Yargıtay artık gelenekselleşmiş, hukuka ve mantığa aykırı kararlarından birini verdi” diye konuştu. Sonradan yapılan yasal düzenlemelerin yalnızca sanıkların lehine olan hallerde geriye yönelik işleyebileceğinin altını çizen Kavili, “Beraat kararı zaten sanıkların lehinedir. Sonradan çıkan kanun eğer sanıklar lehine hükümler getiriyorsa Yargıtay kararı bozabilir. Ancak Yargıdan burada yerel mahkemeden beraatı kaldırıp erteleme vermesini istiyor. Kovuşturmanın ertelenmesi kararı öğrencilerin üzerinde Demokles’in Kılıcı gibi beklesin, iktidar eğer öğrencilerin tepesine binmek isterse bu fırsatı değerlendirsin istiyor. Yargıtay bu kararla doğrudan siyasete müdahale etmiştir” değerlendirmesinde bulundu.