TÜİK’in açıkladığı sera gazı emisyonu verileri Kyoto Protokolü sürecinde emisyon miktarını azaltmak yerine ikiye katlayan Türkiye’de artış trendinin sürdüğünü gösterdi
Doğu Eroğlu (8 Nisan 2014 BirGün Gazetesi)
Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı 2012 sera gazı emisyon envanteri verileri Türkiye’nin emisyon miktarının büyük bir hızla artmaya devam ettiğini ortaya koyarken, Avrupa Birliği ülkeleri Kyoto Protokolü doğrultusundaki hedeflerine ulaşmış gözüküyorlar. 28 AB üye ülkesi, 1990’daki sera gazı emisyonu miktarının altına inip ve 1990 seviyesinin yüzde 83’ü kadar sera gazı emisyonu üretirken, Türkiye 1990’daki seviyesini 2009 yılında ikiye katladı. TÜİK’in açıkladığı 2012 verileri artış yönündeki trendin istikrarlı biçimde sürdüğünü bir defa daha gösterdi; 1990 yılında kişi başına 3,4 ton olan sera gazı emisyonu miktarı, 2012’ye kadar yüzde 133 artarak kişi başı 5,9 ton seviyesine çıktı. Böylelikle tüm dünya küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadele ederken, Türkiye 2012 yılında iklim değişikliğinin başlıca etkenlerinden olan sera gazı emisyonlarındaki rekor artışla dünyanın sonunu getirmek için çabalamayı sürdürdü.
Kyoto Türkiye’ye uğramadı
181 ülkenin imzaladığı ve 16 Şubat 2005’te yürürlüğe giren, küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle mücadele çerçeve anlaşması Kyoto Protokolü de Türkiye’ye sera gazı emisyonlarını azaltması yönünde olumlu bir etki yapmadı. 2008’de TBMM’den geçen Kyoto Protokolü, düşük karbon emisyonlu enerji kaynaklarına öncelik verilmesini, yüksek karbon emisyonu yaratan sektörlerin vergi yükünün artırılmasını ve ülkelerin atmosfere saldıkları karbon emisyonu miktarının 1990’daki seviyesine düşürülmesini öngörmekte. Bu hedefe uygun olarak, Avrupa Birliği’nin sanayileşmiş ülkeleri sera gazı emisyonu miktarlarında önemli kesintiye gitmeyi başarırken, Türkiye’nin toplam karbon emisyonu seviyesi TÜİK verilerine göre 1990 ila 2012 yılları arasında yüzde 133 arttı. Kişi başına düşen emisyon miktarı da yükseliş gözüken bir başka istatistik oldu. 1990 yılında kişi başına 3,4 ton olan sera gazı emisyonu miktarı, 2012 yılında kişi başı 5,9 tona çıktı. Avrupa İstatistik Ofisi Eurostat’ın araştırmasına göre, Kyoto Protokolü’nün hedef yılı olan 1990’da 100 olan Türkiye sera gazı indeks değeri, 2009 yılına varıldığında 197,64’e fırladı. Türkiye’nin toplam sera gazı emisyonu miktarı 2009’dan 2012’ye kadarki dönemde de istikrarlı artışını sürdürdü.
AB’de indi Türkiye’de arttı
Türkiye’nin 2012’deki toplam sera gazı emisyonu miktarı 439 milyon ton olarak ölçülürken, Türkiye Avrupa Birliği’nin 28 üye ülkesinin 2011 yılında ürettiği toplam sera gazı emisyonunun 10’da 1’ini tek başına 2012 yılında üretmiş oldu. AB’nin 28 üye ülkesi 2011 yılında toplam 4 milyar 715 milyon ton sera gazı emisyonu üretirken, AB sanayisinin lokomotif ülkelerinin ürettiği sera gazı emisyonu miktarı ile Türkiye arasındaki makasın kapanması, Türkiye sanayisinin verim ve işlevselliğini sorgulattı. 2011’de AB’nin sanayi üretimi en yüksek ülkelerinden Fransa 502 milyon ton, Hollanda 204 milyon ton, Birleşik Krallık ise yaklaşık 586 milyon ton sera gazı emisyonu üretirken, Türkiye’nin 4 katı yıllık gayrisafi milli hasılaya sahip olan ve dünyanın dördüncü büyük ekonomisi konumundaki Almanya 940 milyon ton sera gazı emisyonu üretti. Türkiye’nin gayrisafi milli hasılada 4 katı büyüklüğündeki Almanya’nın, Türkiye’nin yaklaşık 2 katı sera gazı emisyonu üretmesi ise Türkiye’deki endüstri üretiminin ve enerji kaynaklarının çevre dostu olmadığını ortaya koydu. Öte yandan, AB’nin önde gelen sanayi ülkeleri 1990’dan itibaren sera gazı emisyon miktarlarını istikrarlı olarak düşürürken, 1994, 2001 ve 2008 yılları haricinde Türkiye’deki sera gazı emisyonu miktarı hep yukarı doğru seyretti. AB üye ülkeleri Kyoto Protokolü hedef senesi olan 1990 yılı sera gazı emisyonu miktarlarının altına inmeyi başarırlarken, sanayileşmiş ülkelerdeki büyük düşüş dikkat çekti. 2011 yılı verilerine göre, Birleşik Krallık 1990 yılındaki sera gazı emisyonu miktarının yüzde 74’üne gerilerken, Hollanda yüzde 94, Fransa yüzde 88, Almanya ise yüzde 74 değerlerine ulaşarak sera gazı emisyonu miktarlarını ciddi biçimde azalttılar. 2011 yılı itibarıyla, AB’nin 28 ülkesi toplamda 1990 seviyesinin yüzde 83,07’si kadar sera gazı emisyonu üretirken, AB’nin göreceli olarak daha sanayileşmiş olan ilk 15 ülkesi 1990 seviyesinin yüzde 87,07’si kadar sera gazı emisyonu üretti. 1 Ocak 2005’te faaliyete geçen ve özellikle dev şirketlere çevreyi daha fazla kirletebilme özgürlüğü sağladığı gerekçesiyle eleştirilen AB Emisyon Ticaret Borsası’na rağmen AB sera gazı emisyonlarında 1990 seviyesinin yüzde 17 altına indi.
Kömür tercihi dünyayı tüketiyor
AB ülkeleri 1990’daki emisyon miktarı seviyesinin altına inerken, Türkiye’deki sera gazı emisyonu miktarının 22 yılda ikiye katlanması, Türkiye’nin sera gazı emisyonunun azaltılması yönünde herhangi bir önlem almadığını, özellikle enerjideki tercihleriyle bu artışta hükümetlerin önemli rol oynadığını ortaya koydu. TÜİK’in 2012 yılındaki karbondioksit emisyonlarının yüzde 84,4’ünün enerji sektöründen kaynaklandığını açıklaması ise gözlerin kömür kaynaklı termik santrallere çevrilmesine yol açtı. Son yıllarda enerji yatırımları arasında öne çıkmaya başlayan yerli ve özellikle de ithal kömüre dayalı termik santrallerin sayısındaki artış, enerji üretimi kaynaklı sera gazı emisyonları miktarını da artırdı. 2011 yılında yaklaşık 300 milyon ton olarak ölçülen enerji kaynaklı sera gazı emisyonu miktarı, 2012’de 368,76 milyon tona çıktı.