Mersin Akkuyu’ya Rusya tarafından yapılması planlanan nükleer güç santralinin enerjide dışa bağımlılığı azaltacağı iddiasındakiler, Rusya’nın siyasi kriz yaşadığı Ukrayna’ya uyguladığı enerji ambargoları karşısında sessizliklerini koruyorlar

Doğu Eroğlu (10 Nisan 2014 BirGün Gazetesi)

Rusya siyasi kriz yaşadığı Ukrayna’ya nükleer yakıt ve doğalgaz sevkiyatını kısarken, Türkiye’de iktidarın “Akkuyu Rusya’ya bağımlılığımızı arttırmıyor, azaltıyor,” “Nükleer santral dışa bağımlılığı azaltmada son derece lüzumludur” gibi ifadelerle savunduğu Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) enerjide Rusya’ya olan bağlılığı artıracak ve Türkiye’yi siyasal krizlerde daha savunmasız kılacak. Ukrayna’da başlayan karışıklıkların ardından Kırım’ı ilhak eden Rusya önce sattığı doğalgaz fiyatlarında büyük zamlar yaptı, sonra nükleer yakıt sevkiyatını durdurdu. İddialara göre Ukrayna’nın Kırım’daki eğitim amaçlı nükleer reaktörünü de Rusya’ya bağlı silahlı güçler işgal etti. Ukrayna’daki gelişmeler üzerine, Akkuyu NGS’nin Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltacağını savunan siyasiler ve iş çevreleri, iç pazarda tüketilen doğalgazın 2011 yılı itibarıyla yaklaşık yüzde 58’ini satın aldığımız Rusya’ya nükleer enerjide de bağımlı hale gelineceği gerçeği karşısında suskunluklarını koruyorlar.

Gaza zam yetmedi, nükleer ambargo başladı

Geçtiğimiz hafta Rusya’nın Ukrayna’ya yolladığı doğalgaza neredeyse ambargo koyması, siyasal kriz yaşayan ülkeyi enerji darboğazının kıyısına sürükledi. Doğalgaz musluklarını kapatmayan ancak Gazprom şirketi yoluyla ülkeye sattığı doğalgaza yüzde 80 oranında zam yapan Rusya, bu yolla Kırım krizini kendi lehine çözmek isterken, Ukrayna ise Rusya doğalgazı dışındaki alternatifleri gündemine aldı. Ancak Ukrayna’daki enerji arzını çıkmaza sokan etkenler doğalgaz zammıyla sınırlı değil. Rusya’nın Ukrayna’daki nükleer endüstrisini ilgilendiren tedbirleri de ülkenin enerji krizini derinleştiren unsurlar arasında. Ukrayna’daki çevre örgütlerinden Ecoclub Rivne’ye göre, ülkedeki nükleer enerji sektörüne büyük bir belirsizlik hâkim. Ecoclub temsilcisi Andriy Martinyuk’un verdiği bilgiye göre, Ukrayna’daki tüm nükleer santraller yalnızca Rusya’nın ihraç ettiği nükleer yakıtları kullanabiliyorlar ancak Kırım krizi üzerine Rusya ambargo uygulayarak iki ülke arasındaki nükleer yakıt ticaretini durdurdu. Ukrayna ile Rusya’nın ortaklaşa inşa ettiği bir nükleer santralde ise çalışmalar tamamen durdu. Bunlara ek olarak Martinyuk, ülkedeki nükleer santrallerin iyileştirme, ömürlerinin uzatılması ve ek yatırım kararlarının da dondurulduğunu zira tüm bu projelerde Rusya’yla ortaklıklar bulunduğunu kaydediyor.

‘Nükleer reaktörü işgal ettiler’ iddiası

Rusya’nın gaz ve nükleer enerji ambargoları sürerken, Ukrayna devlet başkanlığı makamına vekâlet eden Aleksandr Turçinov’un yardımcısı Andriy Sençenko bir başka ciddi iddia ortaya attı. Kırım’daki bir nükleer tesisin Rus birlikleri tarafından işgal edildiğini önceki akşam katıldığı bir televizyon yayınında açıklayan Sençenko, bu şartlar altında Ukrayna’nın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’na (UAEA) olan sorumluluklarını yerine getiremeyeceğini, gerekli önlemlerin alınması için UAEA’dan denetçi çağırdıklarını açıkladı. Sençenko, Kırım’daki Sivastopol Ulusal Nükleer Enerji ve Endüstri Üniversitesi bünyesinde bulunan eğitim kurumunun içinde birçok tesisin yanı sıra, IR-100 modeli faal bir reaktörün de olduğunu ifade etti.

AB Rusya’ya bağımlılığı azaltacak

AB ve ABD’den sonra, Rusya’nın sahip olduğu enerji kaynakları üzerinden yürüttüğü politikaya bir tepki de önceki gün Avrupa Konseyi Başkanı Herman van Rompuy’dan geldi. Rusya’nın doğalgazı siyasal bir araç olarak kullandığını belirten van Rompuy, “Avrupa Konseyi, Birliğin enerji politikasının derinleştirilmesine karar vermiştir. Rusya’nın gazına olan bağımlılığımızı yüzde 30 civarında azaltmak istiyoruz. Rusya, gazı bir siyasal araç olarak kullanmaktadır. Biz, Komisyona bu enerji riskinden korunmak için somut çözüm bulunması için çağrı yaptık” ifadelerini kullanarak Rusya’nın Ukrayna krizinde başvurduğu silahların AB’ye dönmemesi için önlem alacaklarını ifade etti.

Akkuyu NGS Rusya’ya bağımlılığı artıracak

Ukrayna-Rusya karışıklığında yaşanan tüm bu gelişmeler Rusya’nın siyasal krizler yaşanması halinde Türkiye’nin de benzer sorunlarla karşı karşıya kalabileceğini işaret ederken, Rusya’yla olan enerji bağlarının artırılması Türkiye’nin de Rusya’ya karşı en az Ukrayna kadar savunmasız kalmasına yol açacak. Ülkeler arasındaki anlaşmaya göre, Akkuyu NGS’nin tüm nükleer enerji teknolojisi ve yakıt sevkiyatı Rusya tarafından sağlanacak ve santral bir Rusya’ya ait bir devlet şirketi olan ROSATOM tarafından işletilecek. Anlaşma uyarınca Türkiye, Akkuyu NGS’nin yüzde 49’undan fazla hissesini istese bile alamayacak ve başka bir şirkete satamayacak. Yani santralin çoğunluk hissesi hep Rusya’ya ait olacak. Dolayısıyla iktidarın enerjide dışa bağımlılığı azaltacağı savıyla kurulumunu teşvik ettiği Akkuyu NGS, Türkiye’nin doğalgazda en bağımlı olduğu olan Rusya’nın elini daha da kuvvetlendirecek.

‘Dışa bağımlılık azalacak’ masalını anlatanlar neler söylediler?

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: “[Akkuyu NGS] Rusya’ya bağımlılığımızı arttırmıyor, azaltıyor. Atatürk Barajı’nın, Keban’ın elektriği yerine nükleeri koymaya çalışmıyoruz, doğalgazın yerine nükleeri koymayı düşünüyoruz. Hal böyle olunca Akdeniz’de Akkuyu’da ve Karadeniz’de Sinop’ta kuracağımız nükleer santrallerin üreteceği elektriği doğalgazla ikame edebilmek için bugünkü parayla 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatı yapmak gerekiyor.”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Nükleer Enerji Proje Uygulama Dairesi: “Nükleer enerji, ülkemiz için enerji arz güvenliğimizin sağlanması, enerji ithal bağımlılığımızın ve cari açığın azaltılması bakımından büyük önem taşımaktadır. Fransa’nın petrol (%99) ve doğal gaz (%97) ithal oranları ülkemizdeki gibi yüksek olmasına rağmen, Fransa’nın enerji ithal bağımlılık oranı %50 iken, ülkemizde bu oran %72 civarındadır. Bunun temel sebebi, Fransa’da elektrik üretiminde nükleer enerjinin payının %75 olmasıdır.” (Nükleer Santraller ve Ülkemizde Kurulacak Nükleer Santrale İlişkin Bilgiler isimli kitapçıktan)

Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu: “Nükleer, en temiz ve çevreci enerjidir. Bunu size ispat ederim, dokümanları da var. Türkiye’de nükleer santral kurulması keyfiyetten değil, zaruretten kaynaklanıyor. Dışa bağımlılığı azaltmada son derece lüzumludur.”

Sanayici Turgay Ciner: “Bu saçmalığın daniskası. Nükleer devreye girince, doğalgazda bağımlılık azalacak. Yani terazinin bir kefesi yükselirken diğeri aşağı doğru inecek.” (Habertürk Gazetesi’nde yayınlanan bir röportajında, nükleer enerjinin enerjide dışa bağımlılığa yapacağı etki ile ilgili bir soruya yanıtı)