Ethem Sarısülük’ün katil zanlısı polis memuru Ahmet Şahbaz, aylar sonra getirildiği duruşma salonunda hiçbir soruya yanıt vermeyip susma hakkını kullandı

Doğu Eroğlu (27 Mayıs 2014 BirGün Gazetesi)

1 Haziran 2013 tarihinde Ankara’daki Gezi Parkı eylemleri sırasında 26 yaşındaki işçi Ethem Sarısülük’ü, tabancasından ateşli kurşunla başından vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz’ın yargılandığı davanın 5’inci duruşması Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sanık polis Şahbaz’ın, Sarısülük Ailesi avukatlarının yönelttiği hiçbir soruyu yanıtlamaması ve susma hakkını kullanması, olaya ilişkin somut detayların tartışılmasını istemediğine ilişkin bir kanı uyandırırken, duruşmaya “güvenlik gerekçesiyle” salonda tutulan 200’e yakın jandarmanın varlığı damga vurdu.

Jandarmalar ‘güvenlik’ sebebiyle

Ethem Sarısülük cinayeti davasının beşinci duruşması, davanın olaylı ilk duruşmasının bir kopyasıymış gibi başladı. Sarısülük Ailesi avukatları, basın ve davayı izleyecek yurttaşlardan önce salona alınan yaklaşık 200 jandarma salonda krize sebep olurken, tepkilerin ardından mahkeme heyeti başkanının “Bu bir güvenlik tedbiri, sizle alakalı değil” açıklamasını yapması salondaki öfkeyi artırdı. Sanık polis Şahbaz’ı çevreleyen jandarmalardan ötürü sanığın yüz ifadelerinin ve tepkilerinin anlaşılamadığını belirten avukatların çekincelerini dikkate almayan hâkim, “Kolluk görevlilerinden şikâyet ediyorsanız vatandaşları dışarı çıkartalım” önerisinde bulundu. Başka illerdeki davaların güvenlik sebebiyle Ankara’ya getirildiğini, Ankara sokaklarında binlerce polisin bu duruşmanın güvenliğini sağladığını ifade eden avukatları dikkate almayan heyet duruşmayı jandarmalara rağmen açtı. Sanık avukatlarının duruşmaların kapalı yapılması yönündeki talebi de kabul görmedi.

Sorulara cevap vermedi

Sanık avukatları, Ethem Sarısülük’ü öldüren Şahbaz’a çok sayıda taş isabet ettiği, olayın telaş ve korku kaynaklı bir meşru müdafaa eylemi olduğu yönünde savunma yaparken, Şahbaz’ın ceza almamasını talep ettiler. Şahbaz ise ilk ifadelerine ekleyecek bir şeyi olmadığını ve susma hakkını kullanacağını ifade etti. Avukat Murat Yılmaz sanık Şahbaz’ın susma hakkını kullanmasına tepki gösterirken, “Son yıllarda suç işleyen polisler hep susma haklarını kullanıyorlar. Bizim müvekkillerimiz susma haklarını kullandığında devlet bunun bir ‘örgütsel tavır’ olduğunu iddia ediyor. Acaba bu da Ankara Emniyeti ve siyasal iktidarın ‘örgütsel tavrı’ mıdır?” diye konuştu. Sanık Şahbaz hâkimin araya girmesi sonucunda olay yeri tutanağında imzası olduğunu kabul ederken, diğer sorulara yanıt vermedi. Sarısülük’ü vurduktan sonra nereye gittiği, hastaneye nasıl götürüldüğü, ambulansta yalnız olup olmadığı, hangi amiriyle ne konuştuğuna ilişkin sorulara yanıt vermeyen Şahbaz, susma hakkını kullandı.

Baskı ve delil karartma anlatıldı

Daha sonra söz alan Sarısülük Ailesi avukatları ise olay anından itibaren soruşturma ve yargılama safhalarında karşılaştıkları hukuksuzlukları dile getirdiler. “Tüm emniyet personeli delil karartma çabasına girdi, mağdurları baskı altına alıp sanığı korudular” ifadelerini kullanan Avukat Eylem Hakverdi, olay yeri tutanaklarının kendilerine gösterilmediğini, otopsiye katılmalarının engellenmeye çalışıldığını, olay yerini gören Mobese kameralarını kontrol eden polislerin cinayet anında kameraları başka yönlere doğrulttuğunu anlattı. Hakverdi şikâyetçi oldukları bir amirin olay yeri keşfine dâhil edildiğini ve bunun kendilerinden gizlendiğini, Serkan Güçlü isimli şüphelinin keşifte bulunmasının ardından tanık sıfatıyla savcıya ifade verdiğini söyledi.

‘Meşru müdafaa yok!’

Avukat Kazım Bayraktar ise “meşru savunmada sınırın kasıtsız olarak aşılması” iddiasıyla yapılan yargılamanın esasına değindi. Şahbaz’ın eyleminin planlı ve soğukkanlı olduğuna işaret eden Bayraktar, yapılan video analizlerinde sanığa çarpan bir taş tespit edilmediğini, sanığın kendisine yönelmiş bir tehdit yokken silahını çekerek göstericilerin arasına ilerlediğini, bir kişiyi yüzünden tekmeledikten sonra silahını üç defa yere paralel biçimdeyken ateşlediğini anlattı. Bayraktar, “Başından itibaren sanığın öldürme kastı vardı. Göstericileri korkutma amacı olsaydı havaya ateş ederdi. Omuz hizasında ve yere paralel, göstericilerin kafasını hedef alarak ateş ediyor. Toplumsal olaylara müdahale eğitimi almış bir kişi yapıyor bunu” diye konuştu. Polisin göstericilere saldırarak göstericilere meşru müdafaa imkânı verdiğini belirten Bayraktar, Şahbaz’ın eyleminin meşru müdafaa olmadığına ilişkin olguları heyete aktardı.

Görüntüler izlendi

Duruşmanın son bölümünde Şahbaz’ın Sarısülük’ü vurduğu anların görüntüleri duruşma salonunda izlendi. Sarısülük Ailesi avukatları görüntüler üzerinde Şahbaz’ın eylemini değerlendirirken, Avukat Teoman Özkan olayda herhangi bir linç tehlikesi olmadığını, diğer polis memurlarının olay yerine yakın olduğunu ve Şahbaz için tehlike arz eden bir durum oluşması halinde desteğe gelebileceklerini söyledi. Şahbaz olduğu iddia edilen bir şahsın amirlerine “Çektim sıktım 3 tane” dediği anın görüntüleri de duruşma salonunda izlenirken, avukatlar bu kişinin Şahbaz olduğunun tespit edilmesi için görüntüleri bilirkişiye gönderdiklerini açıkladılar.

Tutuklama kararı çıkmadı

Herhangi bir haksız tahrik veya meşru müdafaa durumunun söz konusu olmadığını açıklayan Sarısülük Ailesi avukatları sanığın kasten adam öldürme suçundan yargılanmasını ve yargılama boyunca sanığın tutuklu kalmasını talep ederlerken, savunma ise Şahbaz’ın davalara gelme zorunluluğunun kalkmasını istedi. Mahkeme heyeti sanığın tutuklanması talebini reddederken Şahbaz’ın duruşmalara katılması gerektiği yönünde karar verdi. Kararın açıklanması sırasında hâkimler ile savcı arasındaki gerilim de açığa çıktı. Heyet, esas hakkındaki mütalaasının alınması için dosyanın cumhuriyet savcısına tevdii edilmesi kararını alırken savcı bu karara itiraz etti. Hâkimler savcının itirazı üzerine kararlarını değiştirdi ve savcı mütalaasının bilirkişi raporları sonrasına bırakılması yönünde karar alındı. Davanın bir sonraki duruşması 7 Temmuz tarihinde görülecek.