Tekmeci müşavir Yerkel’i kapağına taşıyan İsveç Kilisesine bağlı & Dergisinin editörü Pontus Bäckström BirGün’ün sorularını yanıtladı
Doğu Eroğlu (10 Eylül 2014 BirGün Gazetesi)
Soma’da 301 maden emekçisinin yaşamını yitirdiği facianın bir gün sonrasında ilçeye gelen dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan’ı protesto eden Somalı bir madenciyi yerde tekmeleyen Başbakanlık Müşaviri Yusuf Yerkel, İsveç’in Göteborg kentinde İsveç Kilisesine bağlı yayın yapan & Dergisine kapak oldu. Derginin 25 Ağustos’ta yayınlanan demokrasi temalı sayısının kapağında, iki asker tarafından etkisiz hale getirilmiş ve savunmasız şekilde yerde yatan Somalı madenci Erdal Kocabıyık’ın Yerkel tarafından tekmelendiği anın çizimi yer aldı. Derginin başyazısında da Yerkel’in tekmesini kaleme alan yayın yönetmeni Pontus Bäckström BirGün’ün sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında terfi ederek Erdoğan’la birlikte Köşke çıkan Yerkel’in görevde olmasından duyduğu şaşkınlığı gizlemeyen Bäckström, Yerkel’in niçin derginin kapağında yer aldığını anlattı, tekme anını gösteren meşhur fotoğrafınsa kurt kılığındaki kuzuların, takım elbiselerinin arkasına gizlediği şiddetin en çarpıcı imgesine dönüştüğünü söyledi.
Kilisenin dergisine Yerkel kapağı
45 yaşındaki Bäckström İsveç Kilisesine bağlı olarak Göteborg’da vaizlik yapıyor, bir yandan da Kilise tarafından basılarak 35 bin Göteborgluya dağıtılan & Dergisinin yayın yönetmenliğini yapıyor. Bäckström, çevrimiçi olarak da yayınlanan derginin son sayısında demokrasi temasının seçilmesinin temel sebebinin, 14 Eylül’de yapılacak olan İsveç Genel Seçimleri olduğunu belirtiyor. Bu temayla çıkacak derginin kapağına niçin Yerkel’i yerleştirdiklerini ise şöyle anlatıyor: “Erdoğan’ın müşaviri Yerkel’in yerde yatan bir göstericiyi tekmelerken çekilmiş fotoğrafı çok kuvvetli bir imgeye dönüştü ve geniş kesimlere ulaştı. Resmi bir görevlinin, takım elbisesi ve kravatıyla otoritenin temsilciliğini yapan bir kişinin böylesine vahşi davranışlar sergilemesi (Üstelik kurbanı yerde yatar ve başında bekleyen iki kolluk görevlisi onun kendini savunmasını engellerken) sık rastlanan bir durum değil. Aslında bu imge yalnızca Yerkel’inkini değil, tüm Avrupa toplumlarının yoksul kesimleri nasıl tekmelediğini, iktidar sahiplerinin diğerlerini nasıl bastırdığını gösteriyor. Takım elbiseye bürünmüş şiddet aslında benim açıklamama yer bırakmadan kendiliğinden konuşuyor.” Bu çarpıcı görüntüyü fark edilmesiyle birlikte, derginin görsellerini tasarlayan Clement McKay, Yerkel’in illüstrasyonunu çizmiş.
Demokrasi yoksunluğunun vahşi görüntüsü
Bu yıl yapılan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bazı emsaller haricinde Avrupa genelinde aşırı sağın güç kazanması, Bäckström’ün İsveç için endişelenmesine yol açmış. Bäckström Yerkel’in tekmesinde Avrupa’daki sağ hareketleri gördüğünü şöyle anlatıyor: “Avrupa Parlamentosu seçimleri ırkçı ve faşistlerin siyasi arenadaki artan etkisini ürkütücü biçimde ortaya koydu. İyi giyimli, çoğunluğu erkek olan ve aşırı sağ sokak hareketlerinden gelen bu kişiler artık meclis sıralarında oturuyorlar.” Bäckström, Martin Luther King’in, “Hitler’in Almanya’da yaptığı her şeyin yasal olduğunu asla unutmayın” sözlerini anımsatıyor ve demokrasinin yalnızca çoğunluğun hüküm sürdüğü bir rejim olmadığının altını çiziyor: “Demokrasi muhtaçların, azınlıkların ve ötekilerin, cinsiyet kimliği, cinsel yönelim ve etnik bağlamda baskın olanlardan ayrılanların rejimidir. Dolayısıyla, Yerkel’in yerde yatan bir yurttaşı tekmelerkenki görüntüsü, demokrasi yoksunluğunun en vahşi görüntüsüdür.”
Yerkel’in tekmesi aşırı sağı akla getirdi
Yerkel’in tekmesi Bäckström’e göre İsveç’teki aşırı sağ tartışmalarına ilişkin göndermelerde de bulunuyor. Anti demokratik, aşırı milliyetçi ve Neonazi oluşumlara siyasette yer açılmasının, nefret söylemlerinin açıkça dillendirilmesinin İsveç’te tartışmalı bir mesele olduğunu belirten Bäckström, “Nazi tabanlı bir oluşum olan Sveskarnas Parti’nin [İsveçlilerin Partisi] Jönköping’de miting yapmasına izin verildiğinde, kentteki tüm kiliseler tehlike hallerinde veya savaş durumlarında yaptıkları gibi çanlarını çaldılar. Pek çok kişi İsveç ve Avrupa’nın genelinde ırkçı siyasal hareketlerin yükselişini protesto ediyor.” Bäckström, 2012’de bir bardan kovulduktan sonra karşılaştıkları göçmenleri, ellerindeki demir sopalarla tehdit eden ve nefret söylemleri yağdıran İsveç Demokratları (Sverigedemokraterna) üyelerinin, daha sonra basında da yer bulan görüntü kayıtlarını hatırlatıyor: “Görüntülerdekiler de tıpkı Yerkel gibi iyi giyimli ve siyasi pozisyonlara sahip kişilerdi. Bu bile İsveç’te büyük tartışma yaratmıştı.” Bäckström, Yerkel’in Somalı madenciyi tekmelemesiyle karşılaştırılabilecek hatırladığı İsveç’te yaşanmış en vahim olayın bu olduğunu söylüyor.
‘Kuzu postuna bürünmüş kurt’
Yerkel hakkındaki soruşturmanın takipsizlikle sonuçlandığını, olaydan sonra görevine devam etmekle kalmayan müşavirin Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında Erdoğan’la birlikte Köşke çıktığını öğrenen Bäckström şaşkınlığını gizleyemiyor. Bäckström sonsözündeyse İncil’den alıntı yapıyor: “İncil’den bir metaforla anlatmak gerekirse, ‘kuzu postuna bürünmüş kurt’ derdim. Şiddetin iyi giyimli, tertipli bir vitrin ardına gizlenişini daha iyi betimleyen bir imge bulmak çok zor!”
Dergideki başyazısında Bäckström şu satırları kaleme aldı:
“Bir tekme fotoğrafı görüyorum. Takım elbise giyen ve kravatlı bir kişi, yerde yatan ve iki asker tarafından yere bastırılan bir başkasını tekmeliyor. Tekmeyi atan kişinin Türkiye Başbakanı Erdoğan’ın danışmanı oluşu, Türkiye hükümetinin 300 madencinin yaşamını yitirdiği Soma’ya yaklaşımını ortaya koyuyor. Olayın fotoğrafı basında yer buldu ve kuvvetli tepkiler topladı. Türkiye AB’ye üyelik başvurusunda bulunduğu halde hükümetin insan hakları politikaları şüpheyle karşılanıyor. Tekmenin fotoğrafı aslında büyük resmi de gösteriyor; o kısacık an çok daha derin biçimde pek çok olayda hissedilebilen devlet zihniyetini gösteriyor…”