18 madencinin hayatını kaybettiği Ermenek Faciası davasında ilk sanık ifade verdi, ruhsat sahibi şirketin yetkilisi rödovansçı firmayı suçladı
Doğu Eroğlu (16 Haziran 2015 Birgün Gazetesi)
28 Ekim 2014’te 18 maden emekçisinin yaşamını yitirdiği facianın sorumlularının yargılandığı davada sanık ifadelerine geçilir geçilmez, maden ruhsat sahibi şirket ile rödovansçı şikret arasındaki anlaşmazlık gün yüzüne çıktı. Duruşmada ifadesine başvurulan ilk isim, Ermenek Cenne Linyit Kömür firmasının yetkilisi sanık Abdullah Özbey, tüm sorumlulukları reddetti, “Bu madeni daha önce de su basmış ama ruhsat sahibi firma olmamıza rağmen haberimiz olmadı. Demek ki ölümlü kaza olmasa bu defa da rödovansı şirket bize haber vermeyecekti. İşçiler her şeyi biliyor, rödovansçı firmanın mühendislerinin hiçbir şeyden haberi yok!” dedi, topu rödovansçı şirket Has Şekerler’e attı.
‘30 yıldır madene inmedik’
Ermenek Maden Faciası davasının blok duruşmaların ikinci gününde sanık ifadelerine geçildi. İfade veren ilk sanıksa, facianın gerçekleştiği kömür sahasının işletme ruhsatı sahibi şirket Ermenek Cenne Linyit Kömür İşletmesi şirketi müdürü Abdullah Özbey’di. Özbey, Ermenek Cenne firmasının sahada ruhsat sahibi olduğunu vurguladı ve yeraltında kömür çıkartılmasıyla ilgili hiçbir faaliye karışmadıklarının altını çizdi: “30 yıldır maden faaliyetimiz bulunmamaktadır, madeni rödovansçılar çıkarır. Yıllık ve aylık üretimden kira alınır ve rödovansçı firmaların devlete ödemeleri takip edilir.
‘Benden kimse harita istemedi’
Madendeki facianın, Has Şekerler firmasının aynı sahada eskiden yapılan bir üretime çok yaklaştığı ve burada biriken suyun madene dolmasıyla gerçekleştiği iddiasıyla ilgiliyse Özbey yine sorumluluk kabul etmedi. Has Şekerler’in yönetisi ve sahibi Saffet Uyar’ın tüm eski üretimleri çok iyi bildiğini, zaten saha haritalarını rödovansçı şirketlerin hazırladığını belirten Özbey şöyle konuştu: “Benim yöneticilik zamanımdan önce Has Şekerler’le sözleşme yapılıp yer teslimi gerçekşti. Haritaları o dönemde görmüş olmalılardı. Uyar 1994-2000 yılları arasında o sahada kendisi çalıştı ve kendi şirket arşivlerinde buranın kayıtları mevcuttur. Bölgeyi biliyor Saffet Uyar. Cenne 30 yıldır harita hazırlamaz. Rödovansçıların personeli hazırlar haritaları nushaları Cenne’ye verir. Dolayısıyla kusuru ve suçlamayı kabul etmiyorum.”
‘Sondaj makinası konusunu bilmiyorum’
Cenne müdürü Özbey, Cenne firmasının tüm rödovans şirketlerinin kullanması için ortak bir sondaj makinası alacağı iddialarını da kabul etmedi: “30 yılda madenle ilgili hiçbir makina satın almadık. Cenne şirketi bu makinayı niye alsın, Cenne’nin yeraltında çalışmak için sicil no’su bile yok. Cenne 1965’ten sonra 20 yıl madeni işletti, sonraki 30 yılda kömürün çıkartılması sürecine karışmadı.” Özbey, rödovansçı şirketlerin Cenne’yle toplantı yaparak sondaj makinası alınmasını görüştüğü iddialarını şu ifadelerle reddetti: “Rödovansçılar kendi aralarında toplandı. Bizim binayı kullandılar. Toplantı olmuş olabilir ama Cenne’yle ilgili değildi ve ben yoktum.” Diğer sanıklar ilk ifadelerinde sondaj makinasının sipariş edildiğini söylemiş, proformo fatura olduğunu belirtmişlerdi. Dava dosyasında da olan proformo fatura hakkında Özbey, “Proformo faturayı hiç görmedim. Varlığını şimdi duyuyorum” değerlendirmesini yaptı.
Rödovansçı şirkete suçlama
Özbey’in ifadelerinin en ağır kısmıysa madendeki yeraltı işletmesini üstlenen rödovansçı Has Şekerler firmasına yönelikti. Hiçbir olayın kendilerine bildirilmediğini açıklayan Özbey, ölüm olayı olmasa 28 Ekim faciasına yol açan su baskının da gizlenmiş olabileceğini öne sürdü: “Daha önce de madeni su basmış ama haberimiz olmamış. Bu işler olduktan sonra işçi ifadelerinden öğrendik. O su baskını sırasında maden tatilmiş. 28 Ekim’deki su baskınında da tatil olsa deme ki ölüm olmayacaktı ve bize haber verilmeyecekti. Nasıl ki o defa ölüm olmadığı için haberimiz olmadı, bu defa da ölüm olmasa yine habersiz kalacaktık.”
‘İşçiler mühendis olsa bu kaza olmazmış’
Has Şekerler firmasının, eski dönemde maden sahasında kömür çıkartan firmaların üretim sahalarına girmesi hakkındaysa Özbey şunları anlattı: “Defalarca eski üretimlere girilmiş. Bunlarla ilgili bir tane tutanak yok. Daimi nezaretçinin defteri kayıp. İşçilerin her şeyden haberi var. İşçiler mühendis olsaymış bu kaza olmayacakmış demek ki. Bizim denetim yükümlülüğümüz var ama görevlendirdiğimiz kişiler bize haber vermezse nasıl bileceğiz?”