Prof. Dr. Orhan Kural’ın Hattat Holdingle kurduğu ilişkilere rağmen yaptığı bilirkişilik görevi üzerine basın açıklaması yapan Bartın Platformu, Kural da dahil tüm bilirkişilerin şirketle olan ilişkilerinin yargı tarafından incelenmesini istedi
Doğu Eroğlu (11 Ocak 2018 Diken)
Bartın’ın Amasra ilçesinde, Tarlaağzı ve Gömü Köylerinin birkaç yüz metre yakınına kurulması planlanan termik santral projelerine karşı mücade eden Bartın Platformu, Prof. Dr. Orhan Kural hakkında Diken.com.tr’de yayınlanan haber üzerine bir basın açıklaması yaptı. Prof. Dr. Orhan Kural, Hattat Holdingle ilişkilerine rağmen bilirkişilik görevi üstlendiği davada, Hattat Holdingin Amasra-B kömür sahasındaki üretime hazırlık süresinin uzatılmasını sağlamış, böylelikle Hema Termik Santralı projesi hakkında da Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu Kararı verilmesine dolaylı katkı yapmıştı.
‘Kural’ın bilirkişiliği hem etik dışı hem hukuk dışı’
Bartın Platformu, Kural’ın bilirkişilik işleminin “hem etik dışı hem de hukuk dışı” olduğunu belirterek, “’Çevreci Profesör’ olarak da bilinen Prof. Dr. Orhan Kural, Amasra’da her yıl milyonlarca ton zehirli gaz yayacak termik santralin tanıtım ve halkla ilişkiler elemanı olarak çalışmakla kalmamış, termikçi şirketin devlete ödemesi gereken yüklü miktardaki tazminatın iptal edilmesi için mahkemede bilirkişi de olmuş. . . Kendisini çalıştığı İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne şikâyet edecektik. Fakat bu kurumdan kısa süre önce emekli olduğunu öğrendik” ifadelerini kullandı.
‘Bilirkişilerin şirketle ilişkileri incelensin’
Kural’ın bilirkişilik yaptığı davanın Zonguldak 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde Hattat Holding lehine sonuçlandığını ancak Türkiye Taşkömürü Kurumunun kararı temyize götürmesinin ardından davanın Bölge İstinaf Mahkemesine taşındığını anımsatan Bartın Platformu yargıya 5 maddelik bir çağrıda bulundu. Bartın Platformuna göre, yargının Amasra’daki kömür ve enerji projeleri hakkında atması gereken adımlar şöyle:
- “Bölge İstinaf Mahkemesindeki davada yerel mahkemedeki görülmüş olan dava dosyasındaki bilirkişilerin şirketle ilişkisi sorgulanmalıdır.
- Hattat Holdingin Amasra’da yapmak istediği termik santral için gereken izinleri almak için başvurduğu hukuksuz yöntemler sorgulanmalıdır.
- Şirketin bu süreçte politikacı, bürokrat, akademisyen, bilirkişi, medya vb. girdiği hukuksuz ve etik dışı ilişkiler sorgulanmalıdır.
- Amasra’da kurulmak istenen Hema Termik Santralı ile ilgili verilmiş bütün izinler iptal edilmeli ve bu projeden vazgeçilmelidir.
- Amasra B sahası için şirketle yapılan rödovans sözleşmesi iptal edilmeli ve bu sahadaki kömür çıkarma işini Türkiye Taşkömürü Kurumu üstlenmelidir.”
Ne olmuştu?
TTK’nın 2005’te ihaleye çıkardığı Amasra-B sahasının rödovans yoluyla işletme hakkını Hattat Holding’e bağlı Hema Endüstri A.Ş. kazanmış, 20 yıllık sözleşme süresince çıkarılması planlanan 56 milyon ton kömür karşılığında ton başına 7,15 lira, yani toplamda 400 milyon lirayı TTK’ya ödemeyi taahhüt etmişti.
Ancak sözleşmenin ilk 12 yıllık döneminde şirket Amasra-B kömür sahasında hiç üretim yapmadı. TTK ile Hema Endüstri A.Ş. arasındaki görüşmelerde üretime hazırlık için tanına süre 2008’de 17 ay, 2009’da 17 ay, 2012’deyse dokuz ay uzatılmış, şirket bu dönemde de üretim yapamayınca TTK hazırlık süresini uzatmayı reddetmişti.
Bunun üzerine 2013’te başlayan dava süreçlerinin son ayağında Zonguldak 2’nci Sulh Hukuk Mahkemesi aralarında Prof. Dr. Orhan Kural’ın da bulunduğu İTÜ Maden Mühendisliği Bölümü’nden üç kişilik bilirkişi heyeti belirlemişti.
Kural’ın da görev yaptığı bilirkişi heyeti, 15 Haziran 2016 tarihli raporunda, kömürün kullanılacağı termik santral projesine ait ‘ÇED Olumlu’ kararının henüz alınamamış olması, madende iş güvenliğine bağlı sebepler, enerji nakil hatlarının yetersizliği ve bürokratik süreçlerdeki uzamayı gerekçe göstererek Ocak 2013’ten itibaren 36+40 aylık ek süre verilmesini ve üretime hazırlığın Mayıs 2019’a dek uzatılması görüşünü mahkemeye iletti.
Bilirkişi heyeti raporunda, üretime geçilemeyeceği için TTK’nın alamadığı rödovans bedeli yerine talep ettiği tazminatın da uygun olmadığını ifade etti. Mahkemenin bilirkişi raporu doğrultusuna uzatma kararı almasıyla birbirine bağlı rödovans anlaşması ile Hema Termik Santralı projesi de kurtulmuş oldu. Hattat Holding hem Hema Termik Santralı projesinde kullanacağını iddia ettiği Amasra-B sahasını elinde tuttu hem de Amasra’da çıkarılacak kömürle enerji üreteceği ileri sürülen Hema Termik Santralı bu kömür kaynağını adres göstererek ‘ÇED Olumlu’ kararı almayı başardı.