İlk yayın: 2 Kasım 2011 @ Cumhuriyet Gazetesi, homoinsurrectus.wordpress.com

Tahrir gösterileri sırasında Mısır Müzesi’nin yağmalanmasından ardından, bu sefer de Libya’daki Bingazi Hazinesi’nin Mart ayında çalındığı ortaya çıktı.

Muammer Kaddafi’nin öldürülmesiyle birlikte rejim krizi yaşanan Libya’da karışıklıklar devam ediyor. Rejim tartışmalarının gölgesindeki ülke, bu defa da Bingazi’den gelen soygun haberiyle sarsıldı. Hırsızların Mart ayında, Ulusal Ticaret Bankası’nın yeraltındaki kasa dairesine girip Bingazi Hazinesi olarak bilinen eserleri çalmayı başardığı, ancak Ulusal Geçiş Konseyi ‘nin durumu 30 Ekim’e dek gizli tuttuğu anlaşıldı. Kasada, Kartaca döneminden kalma 7.700’den fazla metal sikke, çeşitli madalyon, bilezik, gerdanlık, küpe ve değerli taşların yanı sıra cam, bronz ve fildişinden yapılma figürlerin bulunduğu belirtildi. 1917–1922 yılları arasında Bingazi yakınlarındaki kazılarda ortaya çıkan koleksiyonun içeriği, Büyük İskender zamanına dek uzanıyor.

Hazine’nin saklandığı kasadaki diğer arkeolojik buluntulara dokunulmaması ise soygunun oldukça bilinçli kişilerce yapıldığı ihtimalini gündeme getirdi. Londra’daki King’s College’da çalışan Libyalı arkeolog Hafed Walada, soygunun içeriden birileri tarafından yapılmış olabileceğini belirtti. Walada, hazinenin uzun yıllardır aynı yerde saklandığını ve yerini bilen çok az kişinin bulunduğunu, hırsızların kasanının içindeki göreceli olarak kıymetsiz parçaları bilinçli bir şekilde geride bıraktıklarını, hatta kasadaki nakit paralara dahi dokunmadıklarını söyledi. Bir başka arkeolog ise Bingazi Hazinesi’nin bilimsel olarak yeterince incelenemediğini, kaybın zannedildiğinden daha büyük olduğunu söyledi.

UNESCO yetkileri durumu “felaket” olarak nitelendirirken, durumla ilgili polise ve İnterpol’e bilgi verildi. Bingazi Hazinesi’nin çalınması, tarihin en büyük arkeoloji soygunlarından biri olarak tarihe geçti.

Mart ayında Libya’da gerçekleşen soygun, akıllara “Arap Baharı” hareketi sırasında, Kahire’deki Mısır Müzesi’nin yağmalanmasını getirdi. Başkent Kahire’deki Tahrir Meydanı’nda Mübarek iktidarına karşı düzenlenen gösteriler sürerken, yağmacılar 28 Ocak’ta Mısır Müzesi’ne girmiş, pek çok tarihi eseri tahrip etmişlerdi. Altın peşinde olduğu sanılan yağmacılar lahitleri ve sandıkları açıp mumyalara zarar vermiş, müzeden çıkarılan eserler, durumu fark eden göstericilerce müzeye iade edilmişti. 4000 yıllık Mısır tarihine ilişkin çok önemli parçaları barındıran müzenin daha fazla zarar görmesini engellemek isteyen göstericiler, ordu gelene dek oluşturdukları insan zinciriyle müzenin etrafını sarmış ve davetsiz misafirlerin içeri girmesini önlemeye çalışmışlardı.

İlkin başarısız bir yağma girişimi olarak değerlendirilen olayın geride bıraktığı hasar, ancak iki hafta sonra anlaşılabilmişti; Kahire Mısır Müzesi yetkilileri Şubat ayı ortalarında yaptıkları açıklamada, aralarında Tutankamon ve Akhenaton heykellerinin de bulunduğu 18 parça kıymetli eserin kayıplara karıştığını bildirdiler. Uzmanlar, Bingazi Hazinesi soygunundakiyle benzer biçimde, olayda içeriden birilerinin dahil olmuş olabileceği yorumunda bulunmuşlardı. Reuters’e konuşan Mısırbilimci İkram Said, hırsızların önemsiz buluntuları görmezden gelerek, rastgele seçilemeyecek kadar kıymetli ve nadir olanlara yöneldiğini belirtmişti.

Olayla ilgili demeç veren bir başka Mısırbilimci Robert Connoly ise olayda tarihi eser tacirlerinin parmağı olabileceğini iddia etmişti. Hırsızların komisyon karşılığında büyük tüccarlar için çalışıyor olabileceğinin altını çizen Connoly, değeri milyon dolarları bulan bu tip eserlerin oldukça kolay biçimlerde yurtdışına kaçırılabildiğini belirtmişti.

Kahire Müzesi’nden kaçırılan eserlerle ilgili pek çok iddia ortaya atılmış ancak buluntularla ilgili ihbarların hepsi asılsız çıkmıştı. Benzer biçimde, Bingazi Hazinesi’nin parça parça ülke dışına çıkarıldığı, bir kısmının ise Mısır’a sokulmaya çalışılırken tespit edildiği iddia edildiyse de henüz Hazine’nin izine rastlanamadı. Çalınan parçaların ileride hangi müzayedelerde, müzelerde veya kişisel koleksiyonlarda ortaya çıkacağı merakla bekleniyor.