Türkiye’de Özel Yetkili Mahkemeler (ÖYM) tartışma konusu olmaya devam ediyor (İsmi ister Özel Yetkili Mahkeme, ister Devlet Güvenlik Mahkemesi, isterse de Bölgesel Ağır Ceza Mahkemesi olsun, ÖYM biçiminde tarif ettiğimiz kurum ve benzerlerinin uluslararası hukukça kabul edilen normlara bakış açıları değişmiyor) . Öyle ki, ÖYM’lerce uygulanan hukuk anlayışının Düşman Ceza Hukuku’na yakınsadığı pek çok kişi tarafından kabul edildi. Meseleyi Sendika.org için kaleme alan Denizer Şanlı, KCK, Ergenekon, Balyoz, Sarıkız, Hopa Davası ve diğer örneklerde rastlanan bu yöntemi şöyle tarif ediyor:

“Düşman Ceza Hukuku anlayışı, “yurttaşlar” ile “düşmanlar” arasında esaslı bir ayırıma ve “ilkesel sapkınlık” içinde bulunan kişilere, artık bir “kişi olarak” değil, bir “düşman” olarak davranılması esasına dayanır. Jakobs’a [Alman Ceza Hukukçusu Prof.Günther Jakobs] göre her kim kişisel davranışlarında yeterli derecede bilişsel güvenlik sunamıyorsa, “kişi” olarak muamele görmeyi bekleyemez. Artık onunla bir “düşman” (“ilkesel muhalif”) olarak mücadele edilmelidir. Böylece ilkesel bir muhalif olduğu konusunda hakkında yeterli bilgi edinilen kişi, artık “kişi” değil, “düşman”dır. Düşman Ceza Hukuku anlayışına göre, o saatten itibaren “hukuk”, düşmanın tehlikeliliğini ortadan kaldırmayı amaç edinen ve esas olarak “düşmanın ihracı” sonucuna ulaşmak isteyen bir enstrümanlar toplamıdır.”

Yalnızca Türkiye’de değil, Filistin’de de benzer bir düşman ceza hukuku devrede. Abdul Nasser Ferwaneh’nin yaptığı bir araştırma, yalnızca 2011 yılında 3 binden fazla Filistinli’nin İsrail askeri yetkililerince tutuklandığını gösteriyor. Buna göre, ayda ortalama 276 Filistinli’nin özgürlüğü İsrail tarafından kısıtlanıyor. İsrail yönetimi, 18 Ekim 2011’de esir tutulan İsrailli asker Gilat Şalit’in iadesi karşılığında yapılan anlaşma kapsamında, ilk aşamada 477 Filistinli mahkumu serbest bırakmıştı. Ancak Ramallah bölgesinde faaliyetleri sürdüren insan hakları kuruluşu ADDAMEER’e   göre İsrail bu açığı kapamaya kararlı; kuruluş, İsrail’in serbest bıraktığı mahkumların çok daha fazlasını, takasın üzerinden iki ay geçmeden tutukladığını belirtiyor.

ADDAMEER’in düzenli olarak yayınladığı verilere göre, 1 Haziran 2012 tarihi itibarıyla 4 bin 659 Filistinli siyasi mahkum olarak İsrail hapishanelerinde tutuluyor. 22’sini Filistin Yasama Konseyi üyelerinin oluşturduğu 303 mahkum ise herhangi bir adil yargılama süreci olmaksızın “idari gözetim” uygulaması yoluyla mahkum edilmiş durumda.

İsrail’in Filistinliler’e uyguladığı yargı usüllerini konu eden Michal Vexler imzalı infografiği, kendi izniyle Türkçe olarak sunuyoruz. Görseli tam çözünürlükte incelemek için üzerine tıklamanız yeterli.

***

Kaynaklar: