Doğu Eroğlu (26 Ağustos 2013 BirGün Gazetesi)
Ali İsmail Korkmaz cinayeti soruşturmasını önemli şekilde etkileyecek iddia ve bilgilere BirGün ulaştı. Ali İsmail Korkmaz’ın Sanayi Sokak’ta darp edildiği gece Beşik Otel önünde sivil polislerin saldırısına uğrayan Doğukan Bilir’in, Harman Fırın güvenlik kamerasının saatinin yanlış olduğuna ilişkin iddiaları, iki güvenlik kaydının aynı anlara ait olduğunu düşündürüyor. Emniyet birimlerince kullanılan Ford Transit marka beyaz sivil aracın her iki kayıtta da görünüyor oluşu bu iddiayı destekliyor. Daha önce BirGün’ün kimliğine ulaştığı sivil polis Hüseyin Kadir E.’nin fırın kayıtlarında da gözükmesi ise, Beşik Otel kayıtları ile Harman Fırın kayıtlarının ayrı olaylara ait olduğunu belirten Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı’nın yaklaşımının hatalı olabileceğine, sokaktaki polis şiddetinin Balyoz Timi’nin eseri olduğuna işaret ediyor.
İki kayıtta da aynı araç
Bozuk olduğu ileri sürülen Harman Fırın güvenlik kayıtlarının Jandarma Kriminal’de incelenmesiyle yapılan kimlik tespitinin ardından Ali İsmail Korkmaz cinayeti soruşturması hız kazanmış, 7 Ağustos’ta gözaltına alınan 8 kişinin 4’ü tutuklanmıştı. Savcılıktan yapılan açıklamada, olayı Harman Fırın kayıtlarının aydınlattığı belirtilmiş, Beşik Otel güvenlik kayıtlarının başka bir olaya ait olduğu ileri sürülmüştü. Ancak Harman Fırın kayıtlarının basında yer alması ardından yapılan incelemeler, saatleri farklı olduğu görünen iki güvenlik kaydının aslında aynı anlara ait olduğu şüphesini doğurdu. Her iki kayıtta da gözüken, Ford Transit marka, terörle mücadele şubesince tercih edilen beyaz sivil araç şüpheleri kuvvetlendirdi. Beşik Otel kayıtlarında, aralarında Ali İsmail Korkmaz’ın da bulunduğu iddia edilen 4 eylemci Sanayi Sokak’a girdikten yaklaşık 50 saniye sonra beyaz aracın harekete geçtiği ve eylemcilerin gittiği yönde yol almaya başladığı görülüyor. Aynı araç, Harman Fırın güvenlik kayıtlarında da ortaya çıkıyor; Ali İsmail’in fırın önünde bekleyen kişilerce yakalanıp darp edilmesinin 50 saniye sonrasında, Ali İsmail’in geldiği Sanayi Sokak tarafından Harman Fırın’ın önüne geliyor.
‘Fırının saati yanlış’
Aynı gece Sanayi Sokak’ta uğradığı darp Beşik Otel güvenlik kayıtlarına yansıyan Doğukan Bilir’in açıklamaları da, kayıtların eşzamanlı olduğu iddiasını doğruluyor. BirGün’e konuşan Bilir’e göre, Beşik Otel güvenlik kayıtlarında sokakta uğradıkları polis saldırısından korunmak için Harman Fırın’a doğru koşmaya başlayan eylemciler, fırın önünde kendilerine saldırmak üzere bekleyen kalabalığı fark edince geri döndüler. Bilir o anları şöyle anlattı: “Fırının önünde bekleyenlerin bizi yakalamak için hazırlandıklarını fark edince durup ters yöne koşmaya başladım. O anda eli sopalı bir şahıs beni yakalamaya çalıştı ama tutamadı. Yanımda koşan Ali İsmail belki orada bekleyenleri göremedi, belki de heyecandan koşmaya devam etti.” Bilir, olay saatinin Harman Fırın güvenlik kayıtlarında yanlış belirtildiğini de öne sürdü: “Olaylar 00.15 sularında gerçekleşiyor. Fırının saati yanlış olmalı, Beşik Otel kayıtlarındaki saat ise doğru. Bundan çok eminim çünkü caddedeki polis müdahalesi başladığında saat 00.10 civarıydı ve birkaç dakika sonra polis ilk kaçtığımız caddeye gelince, saat 00.15 civarında Sanayi Sokak’a kaçmak zorunda kaldık.” Beşik Otel güvenlik kayıtları da Doğukan Bilir’in ifadelerini destekliyor. Otel kayıtlarında saat 00.12’ye dek hiçbir hareket gözükmezken, sokaktaki olaylar Doğukan, Ali İsmail ve beraberlerindeki iki kişinin sokağa girip polis saldırısıyla karşılaşmasıyla başlıyor.
O polis yine görüntülerde
Eskişehir Valisi Güngör Azim Tuna’nın, olayların ilk gününden beri inkâr ettiği Balyoz Timi, Ali İsmail Korkmaz cinayeti soruşturmasında ortaya çıkan her yeni bulguyla daha da kesinlik kazanıyor. 2 Haziran gecesi, Sanayi Sokak’taki Beşik Otel kayıtlarında eylemcileri darp ederken görüntülenen ve kimliği BirGün tarafından ortaya çıkarılan Eskişehir Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube’ye bağlı çalışan polis memuru Hüseyin Kadir E.’nin, Harman Fırın güvenlik kayıtlarında da gaz maskesi ve copuyla birlikte görüntülenmesi, Balyoz Timi iddialarını kuvvetlendirdi. Israrla, Ali İsmail’in darp edilmesinde polis payı olmadığını ileri süren Vali Tuna, Balyoz Timi isimli bir örgütlenme bulunmadığını, bu iddianın hayal ürünü olduğunu söylemişti.
7 Ağustos’ta 3’ü polis 8 kişinin gözaltına alınıp, 4 kişinin tutuklanmasının ardından bir basın açıklaması yapan Eskişehir Cumhuriyet Başsavcısı Orhan Çetingül ise Hüseyin Kadir E.’nin Ali İsmail Korkmaz cinayetiyle ilgisiz olduğunu belirtmişti. Çetingül, “Bu durum kamera görüntülerinden de anlaşılmaktadır. Bu nedenle henüz deliller kesinleşmeden medya eliyle linç edilen bu polis memuruyla ilgili yapılanları da kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz” açıklamasını yapmıştı ancak fırın görüntülerinde Hüseyin Kadir E.’nin de bulunduğunun anlaşılması başsavcıyı yalanladı.
Kayıp 18 dakika yeniden önem kazandı
Beşik Otel ve Harman Fırın’ın basında gündeme gelen güvenlik kayıtlarının aynı dakikalarda kaydedildiğinin anlaşılmasıyla, Beşik Otel kayıtlarındaki kayıp 18 dakika daha da önem kazandı. 00.17 sularında Harman Fırın’a ulaşan ve burada darp edilen Ali İsmail’in 00.18’de yeniden Beşik Otel yönüne doğru koşmaya başladığı görülüyor. Ancak Ali İsmail’in yeniden Beşik Otel güvenlik kayıtlarında gözükmesi gereken anlarda otelin güvenlik kayıtları son buluyor. Kayıp 18 dakika, tam da Harman Fırın önünde darp edilmesinin ardından Beşik Otel istikametinde koşmaya başlayan Ali İsmail’in otelin önünden geçtiği sırada başlıyor. Ali İsmail’in otel önünde yeniden bir polis grubuyla karşılaştığı ve tekrar darp edildiği iddialar arasında. Polis memurları Hüseyin Kadir E., Selçuk B. ve Şaban G.’nin bu dakikalarda otel önünde olması, kuşkuları artırıyor. Baba Şahap Korkmaz daha önce BirGün’e yaptığı açıklamada, “Ali bilinci açıkken bir arkadaşına, kafasına copla vurulduğunu söylemiş. Sopalarla yapılan saldırıdan sonra dayak yediği yerde bayılıp kalmış. Bir süre sonra kendine gelip doğrulmuş ve gitmeye başlamış. Sonra eli sopalı başka kişilerle karşılaşmış ve yine dayak yemiş. Bitap halde bir durağa gidebilmiş ve orada kendinden geçmiş. Bir süre sonra arkadaşları onu tesadüfen bulmuşlar ve hemen hastaneye götürmüşler” diye konuşmuştu.
Dakika dakika 2 Haziran gecesi
00.10: Eskişehir AKP İl Başkanlığı önünde mevzilenen çevik kuvvet ekipleri, Yunus Emre Caddesi üzerindeki eylemcilere biber gazı, tazyikli su ve TOMA’larla müdahale etmeye başladı.
00.11: Ali İsmail Korkmaz ve Doğukan Bilir’in de aralarında olduğu bazı eylemciler, müdahalenin sertliğinden ötürü Yunus Emre Caddesi’ni kesen Asarcıklı Caddesi’ne çıkarak kendilerini korumak istediler.
00.15: Cadde boyunca ilerleyen polisler Asarcıklı Caddesi’nin girişine varınca, eylemciler yeniden kaçmaya başladılar. Ali İsmail Korkmaz ve Doğukan Bilir’in de aralarında olduğu 4 kişi Sanayi Sokak’a girerken, pek çok eylemci ise Asarcıklı Caddesi’nin üst kısımlarına doğru koşmaya başladılar. Ali İsmail ve beraberindekiler, boş sandıkları sokağa girdikten sonra Beşik Otel önündeki arabaların arkasına saklanmış olan polis memurları ve beraberlerindeki sivil şahısların saldırısına uğradılar. Bir kişi hemen sokağı terk ederken, Ali İsmail ve Doğukan koşmaya devam ettiler.
00.17: Harman Fırın önünde, kendilerini darp etmek üzere bekleyen kalabalığı gören Doğukan Bilir ve diğer eylemci geri dönmeyi başardı. Ali İsmail ise Harman Fırın’ın önünde bekleyen kişilerce yakalanarak darp edildi.
00.18: Kafasına aldığı tekmelerin ardından siviller ve polislerden oluşan güruh, Ali İsmail’in gitmesine izin verdi. Ali İsmail Beşik Otel tarafına doğru koşmaya başladı ancak kayıp 18 dakikadan ötürü, Ali İsmail’in yeniden Beşik Otel önünden geçerken neler yaşadığı bilinmiyor.
2 Haziran gecesi Yunus Emre Caddesi’ndeki çevik kuvvet müdahalesinden kaçarken, Ali İsmail Korkmaz’la birlikte girdiği Sanayi Sokak’ta sivil polislerce darp edilen, Ali İsmail’in Sanayi Sokak’taki anlarına tanıklık eden Doğukan Bilir, o gece yaşananları BirGün’e anlatı.
Basında çıkan güvenlik kayıtlarında kendinizi teşhis edebildiniz mi?
Beşik Otel’in güvenlik görüntülerinde, iki polis ve bir sivil tarafından darp edilirken görülen şortlu kişi benim. Güvenlik kayıtlarının ilk saniyelerinde dört kişilik bir grup olarak polis müdahalesi sırasında koştuğumuz görünüyor. Yanımdaki kişilerden birinin Ali İsmail olduğunu sonradan anladım.
O gece Yunus Emre Caddesi’nde neler oldu? Sanayi Sokak’a girene kadar neler yaşadınız?
Eskişehir’deki eylemcilerin toplanma noktası Espark’tı. 2 Haziran akşamı Espark’taki oturma eyleminden sonra arkadaşlarımı almak için Yunus Emre Caddesi’ne gittim ve oraya varmamla polis müdahalesinin başlaması bir oldu. TOMA üzerimize doğru sürdü ve kendimi Asarcıklı Caddesi’ne attım. Birkaç dakika içinde TOMA ve polisler bulunduğumuz caddenin başına gelince yeniden kaçmaya başladık. Bazıları Asarcıklı Caddesi’nin üst tarafına kaçarken, ben ve beraberimdeki üç kişi Sanayi Sokak’a girdik.
Sanayi Sokak’a girmeyi tercih etmenizin özel bir sebebi var mıydı?
Polis Yunus Emre Caddesi boyunca müdahale ediyordu. Caddenin paralelindeki Sanayi Sokak boyunca koşup çevik kuvvetlerin arkasına çıkmak, sonra da bölgeden uzaklaşmak istedim. Yunus Emre Caddesi’ne henüz gelmiş olduğum için, insanların ara sokaklara girmemeleri için birbirlerini uyardığını bilmiyordum. O uyarıyı duymuş olsaydım ben de Sanayi Sokak’a girmezdim zaten…
Sivil polislerle ilk karşılaşmanız nasıl oldu?
Sokağa ilk girdiğimizde etrafta polis veya eli sopalı siviller yoktu. Zaten görüntülerde de sokağa girerken herhangi bir tehlikeye karşı tetikte olmadığımız görülüyor. Sokağa girmemizle, Beşik Otel’in önündeki arabalardan birinin arkasından 4-5 kişi fırladı. O çıkanların Hüseyin Kadir E., Şaban G. ve Selçuk B. olduğunu BirGün’deki haberi gördükten sonra anladım. Hastanedeki ifademde ve basına verdiğim demeçlerde polisleri teşhis edemediğimi söylemiştim ancak BirGün’deki fotoğrafları görüntülerle karşılaştırınca o kişilerin kimliklerinden emin oldum.
İlk anda polislerden kurtulmayı başarıp koşarak uzaklaşıyorsunuz fakat sokağa giren 4 kişinin 3’ü bir süre sonra geri dönüyor. Niçin geri dönme ihtiyacı hissettiniz?
Çünkü Harman Fırın’ın bulunduğu yerde kalabalık bir grup olduğunu gördüm. Grubun en önünde ben koşuyordum; daha sonra görüntüleri incelediğimde sokağa birlikte girdiğimiz kişilerden birinin Beşik Otel’in önünde geri döndüğünü, bir kişiyi de polislerin çelme takıp düşürdüğünü gördüm. Benimle birlikte koşmaya devam eden kişinin Ali İsmail olduğunu sanıyorum. Fırının önünde bekleyenlerin bizi yakalamak için hazırlandıklarını fark edince durup ters yöne koşmaya başladım. O anda eli sopalı bir şahıs beni yakalamaya çalıştı ama tutamadı. Ali İsmail belki orada bekleyenleri göremedi, belki de heyecandan koşmaya devam etti.
Harman Fırın’ın güvenlik kayıtlarında Ali İsmail koşarak fırının bulunduğu yere varıyor ve burada darp ediliyor. Sizin ifadeniz ise sokak boyu birlikte koştuğunuz, Ali İsmail’in geri dönmeyi başaramadığı yönünde. Ancak bu olaylar Beşik Otel güvenlik kayıtlarına göre 00.16’da, Harman Fırın görüntülerine göreyse 23.57’de gerçekleşiyor. Bu saatlerden hangisi doğru?
Doğru olan Beşik Otel kaydındaki saat, yani olaylar 00.15 sularında gerçekleşiyor. Fırının saati yanlış olmalı, Beşik Otel kayıtlarındaki saat ise doğru. Bundan çok eminim çünkü babamı aradığımda saat 00.30 sularıydı ve tüm bu olaylar 15 dakikada olup bitmişti. Caddedeki polis müdahalesi başladığında saat 00.10 civarıydı ve birkaç dakika sonra polis ilk kaçtığımız caddeye gelince, saat 00.15 civarında Sanayi Sokak’a kaçmak zorunda kaldık.
Otel önüne döndüğünüzde neler oldu?
Sokağa benle birlikte girenlerin ikisi koşarak sokaktan çıkmayı başardılar fakat ben polislerden birine çarptım ve yakalandım. İlk darp edilmem orada oldu. Önce Selçuk B., sonra da Şaban G. tarafından tutuldum ve coplandım. Sonra Serkan Kavak olduğunu tahmin ettiğim kişi odunla kafama vurmaya çalıştı ama omzuma isabet ettirebildi. O sivil şahsın Serkan Kavak olduğunu da Beşik Otel’in sahibi Erdoğan Gözseçen’den öğrendik. Babam olaydan sonraki gün görüntü kaydı olup olmadığını anlamak için sokağa gitmiş ve Gözseçen’le görüşmüş. O da olayı gördüğünü, Serkan Kavak’ı tanıdığını ve şikâyetçi olmamız halinde şahitlik edeceğini söylemiş. Hatta babamla birlikte güvenlik kayıtlarını da izlemişler. Gözseçen o sabah polislerin geldiğini, görüntüleri silmesini istediklerini ancak kendisinin bu talebi kabul etmediğini anlatmış.
Görüntülerde polislerin elinden kurtulmayı başardığınız görülüyor. Sokaktan çıktıktan sonra polislerle yeniden karşılaştınız mı?
Sanayi Sokak’tan çıkınca başka bir gruba yakalandım. Kuytu bir köşeye götürüldüm ve beşten fazla kişi tarafından darp edildim. Aralarında hem çevik kuvvetler, hem gaz maskesi ve cop taşıyan sivil polisler, hem de siviller vardı. Gözüme, suratıma ve dişlerime cop ve sopalarla vurdular. Dayağın ardından biri kimliğimi alıp, “Hadi şimdi git” dedi. Fakat istesem de gidemezdim çünkü sokakta ne olduğu anlaşılmayan, ellerinde sopa, cop ve gaz maskeleri bulunan kişiler dolaşmaya devam ediyorlardı. Tenha bir anda küçük bir çıkmaz sokak buldum ve oradaki bir aracın arkasına saklandım. Bacaklarımda güç kalmamıştı, doğrulup yürüyemiyordum bile. Babama telefon ettim ve onun beni gelip almasıyla oradan çıkabildim.
Hastanede neler oldu? Polislerden şikâyetçi oldunuz mu?
Muayenemin ardından hastanede ifade verdim ve şikâyetçi olacağımı söyledim. Kimliğimin alınmasıyla ilgili olarak polisler babama, “Kim vurduya gitsin, ölürse kalırsa kim olduğu belli olmasın diye almışlardır” diye konuştular. Kimliğim hala polislerde… En kısa zamanda güvenlik kayıtları, darp raporu ve BirGün’de çıkan haberlerle birlikte savcılığa başvuracağım. Tüm topluma yanlış yapıldı ve bu işin peşini bırakmayacağım.