Taksim Dayanışması, İHD ve TTB Avrupa Konseyi’yle polis şiddetini masaya yatırdı, Gezi olayları sırasında yaşamını yitirenlerin aileler AİHM’e başvuru yaptı

Doğu Eroğlu (11 Ekim 2013 BirGün Gazetesi)

Gezi direnişi sırasında polisin attığı gaz bombasıyla öldürülen Abdullah Cömert, polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük ve sivil polislerce darp edildikten sonra hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz’ın aileleri ve avukatları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvurularını yaptılar. 

Polisin fail olduğu olaylarda Türkiye’de geleneksel olarak etkin soruşturma yürütülemediği gerekçesiyle, iç hukuk süreci devam ederken AİHM’e giden aileler, devletin fail polis memurlarını koruduğunu belirttiler. Ailelerle birlikte Strazburg’da bulunan Taksim Dayanışması, Türk Tabipleri Birliği, İnsan Hakları Derneği ve Çağdaş Hukukçular Derneği temsilcileri de, Avrupa Parlamentosu’nda gerçekleştirdikleri görüşmelerin ardından bir basın açıklaması yaptılar. Açıklamada, polis şiddetinin soruşturulduğu iç hukuk yollarının, iktidar ve emniyet birimlerince tıkandığının altı çizildi. Ethem Sarısülük ve Ali İsmail Korkmaz davaları haricinde, Gezi olayları sırasında şiddete başvuran hiçbir polisin ifade vermediği vurgulandı. İç hukuktan beklentilerinin oldukça az olduğunu ifade eden aileler ve avukatlar, Fransa’nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi binası önünde yapılan basın açıklamasının ardından başvuru belgelerini AİHM’e teslim ettiler.

Konsey’e polis sunumu

Sarısülük Ailesi’nin avukatı Kazım Bayraktar, TTB’den Prof. Dr. Feride Aksu Tanık, Taksim Dayanışması sözcüsü Mücella Yapıcı ve İHD’den Cengiz MEndillioğlu ile Mustafa Sarısülük’ten oluşan heyet, Avrupa Konseyi yetkilileriyle görüşmeler yaptılar. Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks ve Parlamenterler Asamblesi Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Christopher Chope ile görüşen heyet, Gezi olayları boyunca polis şiddetinin sebep olduğu bilançoyu, infazlarla ilgili soruşturma ve yargılamalardaki usulsüzlükleri ve AİHM’e başvuru sebeplerini anlattılar.

Heyet, geçtiğimiz hafta Uluslararası Af Örgütü’nün de yaptığı çağrıyı yineledi ve Avrupa Konseyi’nden, Türkiye’de kimyasal kitle kontrol ajanlarının kullanımının yasaklanması yönünde adım atmasını istedi. Heyetin görüştüğü Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Muiznieks Türkiye’de Temmuz ayında yaptığı incelemelerin ardından BirGün’e konuşmuş, “Aşırı güç kullanımı doğrudan polislerin eğitim standartlarıyla ve amirlerinden aldıkları emirle ilgilidir. Polisler, valilerin, bakanların ve başbakanın yaptığı konuşmalardan çok etkilenirler. Başbakan Erdoğan’ın ve diğer iktidar mensuplarının yaptığı konuşmalar, polislere görevlerini nasıl yapacaklarına ilişkin ipuçları verdi ve topluma şiddet uygulama noktasında cesaretlendirdi” değerlendirmesini yapmıştı.