Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin tüm kente dağıttığı “Belgelerle ODTÜ Yolu Gerçekleri” başlıklı broşür, otoban projesini geçerliliği olmayan belgelerle meşrulaştırmaya çalışıyor

Doğu Eroğlu (11 Ekim 2013 BirGün Gazetesi)

Ankaralıların tepkisini çeken, 100. Yıl ve Çiğdem mahalleleri sakinleri ile ODTÜ öğrencilerini defalarca polisle karşı karşıya getiren ODTÜ Yolu projesi ile ilgili Ankara Büyükşehir Belediyesi kamuoyu kampanyası başlattı. 16 sayfalık “Belgelerle ODTÜ Yol Gerçekleri” isimli broşürle Gökçek yönetimi yolun hukuksuz olduğu iddialarına cevap vermeye çalıştı. 1991’de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin aldığı ikinci kademe yol kararının, bugün inşa edilen otobanın Karayalçın döneminde planlandığına delil olarak gösterildiği broşürde, Belediye iddialara da cevap verdi. Tüm kente dağıtılan broşüre hukukçulardan tepki gecikmedi. Sunulan belgelerin konuyla alakasız olduğunu öne süren avukatlar Fevzi Özlüer ve Koray Cengiz, Gökçek’in sunduğu belgelerin ODTÜ Yolu’ndaki hukuksuzlukları ortadan kaldırmadığını belirttiler.

ÖNCEKİ YOL, BU OTOBAN

Ankara Büyükşehir Belediyesi bastırdığı broşürde, 1991 yılında İmar Daire Başkanlığı ve Belediye Meclisi’nin aldığı ODTÜ Yolu kararlarına ve dönemin Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Karayalçın’ın onayına yer verdi. Ankaralılara, “ODTÜ Yolu bizim dönemimizde planlanmadı” mesajı veren broşür, hukukçulara göre gerçeği yansıtmıyor. ODTÜ Yolu’na dava açan 100. Yıl sakinlerinin ve TMMOB Şehir Plancıları Odası’nın avukatlığını yapan Koray Cengiz, 22 yıl önce yapılan bir planın günümüze uygulanamayacağı görüşünde. Aradan geçen sürede ulaşım ana planı yapıldığının, yeni bir planınsa Gazi Üniversitesi’nde hazırlandığının altını çizen Cengiz, “22 yıl önce yapılan bir plan, bugün inşa edilecek projeye meşru dayanak olamaz” diye konuştu. 100. Yıl sakinlerinin avukatlarından Fevzi Özlüer ise 1991’de planlanan yolun, yapımı süren projeyle örtüşmediğini belirtti. 1991’deki projenin, ikinci kademe bağlantı yolu (27 metre genişliğinde, yaya geçitlerinin bulunduğu, köprü ve viyadüklerin yer almadığı) niteliğinde olduğunu söyleyen Özlüer, Belediye’nin inşa ettirdiği projeninse 40 metre genişliğinde, viyadük ve köprülerle dolu kontrollü bir otoyol statüsünde olduğunu vurguladı.

İddialara alakasız yanıtlar

Kitapçıkta Büyükşehir Belediyesi, ODTÜ Yolu’na ilişkin kamuoyunda gündeme gelen iddialara da cevap vermeye çalıştı. Fakat Belediye’nin kendi gündeme getirdiği soru ve iddiaların çoğuna yanıt bulamadı. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin öne sürdüğü iddialar ve yanıtları şu şekilde:

İddia: Plan yapılmadan, Sit alanıyla ilgili izinler alınmadan yolun imalatına neden başlandı?

Belediye bu iddiaya, SİT alanında herhangi bir çalışma yapılmadığı cevabını veriyor ancak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ODTÜ ormanı hakkındaki koruma kararını bozmazsa inşaatın akıbeti ne olacak belli değil.

İddia: Büyükşehir Belediyesi ağaç katliamı yapıyor

Belediye, ODTÜ’den kesilecek ağaçların nakledilip başka yere dikileceğini belirtiyor. Fakat otoban inşaatı için 100. Yıl Mahallesi’nden sökülen ağaçların yeniden dikildiği yerlerde daha şimdiden kurudukları kanıtlandı bile.

İddia: ODTÜ Yolu mahalleyi bölüyor, mahalleler arası geçiş sağlanamayacak

Belediye, mahalleden geçen viyadüğün altından araç ve yaya geçişi olacağını belirterek bu savı bertaraf etmeye çalışıyor ancak kent sosyologları ve mimarlar aksi yönde uyarılarda bulunuyorlar. Uzmanlara göre viyadük, bölgedeki mahalle hayatını bir anda ortadan kaldırarak mahalleleri birer banliyö haline getirecek.

İddia: ODTÜ yönetimi, öğrencileri ve öğretim görevlileri yolun yapılmasını istemiyor. Eylemleri öğrenciler yapıyor

Belediye bölgedeki eylemlerin ODTÜ öğrencisi olmayan “marjinal” kişilerce yapıldığını, yolun ODTÜ mensuplarının yararına olduğunu söylüyor. Fakat eylemleri yapan 100. Yıl ve Çiğdem mahalleleri sakinleri arasında, doğa katliamına ve devasa otobana karşı çıkan, mahallede yaşayan pek çok ODTÜ’lü de bulunuyor. ODTÜ’de öğrencilerin başlattığı yol nöbeti ise 10 gündür kurulan iki çadırla devam ediyor.

İddia: 100. Yıl ve Çiğdem’de yaşayan vatandaşlardan görüş alınması gerekirdi

Belediye, yol kararının 1991’de seçilmiş Belediye Meclisi üyelerince alındığını hatırlatarak, yurttaş onayının gereksiz olduğunu belirtiyor. Ancak proje, otoban niteliğinde olduğundan ötürü Çevre Etki Değerlendirmesi sürecine tabi ve bu süreçte “Halkın Katılımı Toplantısı” gerçekleştirilmesi gerekiyor. Dolayısıyla Belediye ÇED sürecini işletmeyerek yurttaşları karar mekanizmasından uzaklaştırıyor.

İddia: Ruhsat alınmadan inşaat yapılıyor

Belediye, kamuya ait inşaatlarda ruhsat yükümlülüğü bulunmadığını söyleyerek bu tartışmayı sonlandırmak istiyor. Ancak inşaat sahasında, ihaleyi kazanan Söğüt İnşaat’a ait, iş başlama ve bitiş tarihleri ile proje detaylarının belirtildiği bir tabela bulunmuyor. Şantiye yetkilileri, daha önce mahalleli ve milletvekilleriyle yaptıkları görüşmelerde de hiçbir belge ibraz edememişlerdi.

İddia: Koruma amaçlı imar planı onaylanmazsa boş yere inşaat yapılmış olacak

Belediye, ODTÜ ormanındaki koruma kararının bozulmaması halinde, Eskişehir Yolu’na bağlanamayacak olan otobanın, mahallelilerce kullanılabileceğini belirtiyor. Ancak tamamen şehirlerarası trafik yoğunluğu ve hızı göz önünde bulundurularak planlanan 8 şeritli otobanın mahalleye ne fayda sağlayacağı bilinmiyor.