Başbakan Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Cengiz-Limak-Kolin grubunun aldığı 47 milyar dolarlık dev ihale, havaalanı projesinin ‘ÇED Olumlu Raporu’nun yürütmesinin durdurulmasıyla suya düştü
Doğu Eroğlu (11 Şubat 2014 BirGün Gazetesi)
Cengiz-Limak-Kolin konsorsiyumuna, Sabah ve ATV’nin de olduğu Turkuvaz Medya Grubu’nu alma görevini üstlenmesine sebep olan, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük ihalesi, İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin verdiği yürütmeyi durdurma kararıyla suya düştü. Meslek odalarının ve sivil toplum kuruluşlarının açtığı davaları görmezden gelen ve yetkisizlik kararlarıyla Danıştay’a sevk eden mahkemeler, yurttaşların açtığı davada projenin ÇED Olumlu Raporu’nun yürütmesini durdurma kararı verince 47 milyar dolarlık dev ihale tehlikeye girdi. İhale işlemine ilişkin hukuki sürecin bitmesi beklenmeden yapılan 7 bin 650 hektarlık acele kamulaştırmaya ne olacağı belirsizliğini korurken, ihale iptal olduğu takdirde Devlet Hava Meydanları İşletmesi ile inşaat şirketlerinin yaptığı protokol tarihe karışacak, AKP’ye yakın inşaat devlerinde ve hükümette ise taşlar yerinden oynayacak.
ÇED raporuna yürütmeyi durdurma
İstanbullu yurttaşlar, üçüncü havalimanıyla ilgili verilen ÇED Olumlu kararını onaylayan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na dava açtılar. Üçüncü havaalanı projesinin tarımsal alanları yok edeceği, doğal hayatı olumsuz etkileyeceği, iklim değişikliğini hızlandıracağı, gürültü ve elektromanyetik kirlilik yaratacağı, orman alanlarını yok edeceği ve içme suyu havzalarına zarar vereceği, ÇED Raporu’nun görüşlere açılması gereken 10 günlük süre dolmadan havalimanı projesinin ihaleye çıktığı gerekçeleriyle, ÇED Olumlu kararının yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi. Dava dosyasını görüşen İstanbul 4. İdare Mahkemesi 21 Ocak’ta aldığı kararla, ÇED Olumlu Raporu’nun yürütmesini durdurdu.
En az bir yıl gecikecek
Mahkeme, üçüncü havaalanı projesinin ihaleye çıkmasına yol açan ÇED Olumlu Kararının yürütmesini, alanda yapılacak keşif ve bilirkişi raporunun mahkemede incelenmesine dek durdurdu. Keşif ve bilirkişi raporu isteyen mahkeme, bu belgeleri inceledikten sonra ihalenin yürütmesinin durdurulması kararını yeniden değerlendirecek. Bilirkişi heyetinin tespitinin ve heyetin görevlendirilmesi ile keşfin gerçekleşmesi 2-3 ay, raporun tamamlanıp mahkemeye sunulmasının 4 ila 5 ay, mahkemeye yapılacak itirazlar ve mahkemenin yürütmeyi durdurma talebi ile ilgili değerlendirmesinin ve gerekçeli kararın yazılmasının ise yaklaşık 3 ay süreceği düşünüldüğünde, kararla birlikte projeye ilişkin faaliyetlerin en az 10 ay ila 1 yıl arasında tamamen durması bekleniyor. Mahkeme, durdurma kararı ile birlikte bilirkişi ücreti olarak davacıların 7 bin 500 TL ödemesini de istedi. 21 Ocak’ta alınan yürütmeyi durdurma kararı, dün akşam saatlerinde taraflara tebliğ edildi.
Ne olmuştu?
İstanbul ve Ankara’daki mahkemeler Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) ve diğer meslek kuruluşları ile STK’ların açtığı davaları “yetkisizlik” kararlarıyla oyalamış, davalar bir türlü mahkemelerce görülememişti. ÇMO’nun, havaalanı ihalesinin ÇED süreci tamamlanmadan yapıldığı gerekçesiyle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na açtığı dava, Ankara 11. İdare Mahkemesi’nin “davaya konu ihalenin arazisinin İstanbul’da olduğu” gerekçesiyle aldığı yetkisizlik kararının ardından İstanbul’a gönderilmişti. İstanbul 7. İdare Mahkemesi ise davalı Ulaştırma Bakanlığı’nın Ankara’da bulunduğunu belirterek ikinci yetkisizlik kararını almış, yetkili mahkemenin tespiti için dosya Danıştay Başkanlığı’na iletilmişti. Bu sürecin bir benzeri, ÇMO’nun ihaleyle ilgili açtığı ikinci davada da yaşandı. ÇED süreci tamamlanmadan ihale yapıldığı gerekçesiyle, ihaleyi kazanan Limak, Kolin, Cengiz, Mapa ve Kalyon konsorsiyumunun Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) ile yaptığı sözleşmenin geçersiz olduğunu öne süren ÇMO, Bakanlık ve DHMİ’ye dava açtı. Ankara 6. İdare Mahkemesi davaya konu taşınmazın İstanbul’da olduğunu belirtip yetkisizlik kararı veridi. İstanbul 7. İdare Mahkemesi ise ihaleyi düzenleyen idarenin Ankara’da bulunduğu gerekçesiyle ikinci yetkisizlik kararını aldı. Bu dava dosyası da yetkili mahkemenin tespit edilmesi için Danıştay Başkanlığı’na sevk edildi. ÇMO’nun ÇED Olumlu kararına açtığı dava ise yetkisizlik kararıyla İstanbul’dan Ankara’ya gönderildi. Ankara 16. İdare Mahkemesinin de ön incelemesini tamamladığı ve kendisini yetkisiz gördüğü ve yetkili mahkemenin belirlenmesi için davayı Danıştay Başkanlığı’na gönderdiği edinilen bilgiler arasında.
‘İstanbul rahat nefes alacak!’
ÇMO Genel Başkanı Baran Bozoğlu: “Mahkemelerin hukuksuz, çelişkili yetkisizlik kararlarına karşı böyle bir dava daha açılmasına ön ayak olmuştuk. ÇMO’nun açtığı diğer davaları görüşmeyen mahkemelerin aldığı bu karar çelişkileri ortaya koyuyor. Bu kararla birlikte ciddi çevre sorunlarının önüne geçilmiş oldu. Projeyle ilgili tüm işlemlerin durması gerekiyor. ÇED süreçleri ihalelerden önce yapılır. Biz bu ÇED’in çok sağlıksız, gelişigüzel olduğunu defalarca söylemiştik. Mahkemeni, bilirkişi raporu beklemeden yürütmeyi durdurma kararı vermesi çok önemli. Bakanlık tarafından da sürecin durdurulması ve mahkeme sonucunun beklenmesi gerekiyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği bütün ÇED kararlarının gözden geçirilmesi gerekiyor. Gelişigüzel raporların onaylanması son 10 yılda ciddi çevre sorunlarına yol açtı. Bu kararla birlikte geniş bir nüfusu ve coğrafyayı etkileyecek, yer altı sularını ve sulak alanları yok edecek, 2 buçuk milyon ağacı katledecek bu projenin rafa kalkması lazım. Bakanlığın çevreyi korumak için çalışmadığı, bürokratik onay mercii haline geldiği ortaya çıktı. Üçüncü köprüye de ÇED uygulamamışlar ve denetim yapmamışlardı. Artık kamu yararını, doğayı ve halkı gözeterek karar almaları gerekiyor. İptal kararıyla beraber İstanbul rahat bir nefes alacak ve geleceğe daha güvenle bakacak, biz de tüm hukuki sürecin takipçisi olacağız.”