Üçüncüsü Hollanda’nın Den Haag kentinde düzenlenen Dünya Nükleer Güvenlik Zirvesi’ne Kırım krizi damga vururken, nükleer güvenlik konusunda bağlayıcı bir metin yine oluşturulamadı
Doğu Eroğlu (26 Mart 2014 BirGün Gazetesi)
ABD Devlet Başkanı Barack Obama’nın inisiyatifiyle 2010’dan bu yana iki yılda bir toplanan ve sonuncusu 2016’da ABD’de yapılacak Dünya Nükleer Güvenlik Zirvelerinin Hollanda’nın Den Haag kentinde gerçekleştirilen üçüncü ayağından yine nükleer güvenlik konusunda bağlayıcı bir metin çıkmadı. Ülkeler bulundurdukları nükleer silahlarda kullanılabilecek aşırı zenginleştirilmiş uranyum ve ayrıştırılmış plütonyum rezervlerini elden çıkarma taahhütlerini genişletirken, zirveye damga vuran ise Kırım krizi oldu. Rusya ile ABD ve Ukrayna dışişleri bakanları arasında yapılan görüşmelerden sonuç çıkmayınca G8 Platformu Rusya olmadan toplandı ve Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne olan müdahalesi sona erene kadar platform G7 olarak yola devam etme kararı aldı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından temsil edilen Türkiye delegasyonu, tehlikeli nükleer materyalin ortadan kaldırması konusunda verilen sözlere kararlılıkla bağlı olduğunu ifade etti.
Zirveden bağlayıcı metin çıkmadı
Zirvenin kapanışında bizzat ABD Devlet Başkanı Barack Obama tarafından okunan sonuç bildirgesinde zirve katılımcısı ülkeler, nükleer silahsızlanmaya ve nükleer enerjinin barışçıl kullanımı konusundaki kararlılıklarını bir defa daha ifade ettiler. Biyolojik ve nükleer silahlarda kullanılabilecek nükleer materyalin güvenliği için daha somut adımlar atılacağının belirtildiği bildirgede, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı yoluyla uluslararası işbirliğinin artırılması ve terörizmle mücadelenin güçlendirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Zirvede dünya ülkelerine, Birleşmiş Milletler tarafından oluşturulan Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Hakkında Sözleşme (CPPNM) ile metinde 2005 yılında yapılan değişikliklere bir an önce imza koyma ve ulusal yasalara dâhil etme çağrısı yapıldı. Dünya üzerindeki aşırı zenginleştirilmiş uranyum ve ayrıştırılmış plütonyum varlığının azaltılmasının en önemli hedef olarak öne çıktığı bildirgede, 2010 Washington ve 2012 Seul zirvelerinde kat edilen aşamaların, 2016’da ABD’de düzenlenecek son zirveyle nihayete erdirileceği bildirildi.
Türkiye’den geri adım
Zirveden bir kez daha bağlayıcı niteliğe sahip bir sonuç bildirgesinin çıkmaması hayal kırıklığına yol açarken, analistler zirve sırasında ülkeler arasında yapılan ikili görüşmelerin neticelerini ise tatmin edici buldular. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’na ait İstanbul’daki Çekmece Nükleer Araştırma Merkezi’ndeki reaktörde tutulan 5 kilogram zenginleştirilmiş uranyumu 2012’de iade eden Türkiye, zirve sırasında yayınladığı bir bildirgeyle bundan sonra da topraklarında aşırı zenginleştirilmiş uranyum bulundurmayacağı taahhüdünde bulundu. Cumhurbaşkanı Gül’ün liderlik ettiği Türkiye delegasyonunun bu hamlesi, Ocak ayında onaylanan Türkiye ile Japonya Arasında Nükleer Enerjinin Barışçıl Amaçlarla Kullanımına Dair İşbirliği Anlaşma kapsamında gündeme gelen Türkiye’nin nükleer silahlanma programı başlatacağı iddiasının geçersizleştiği biçiminde yorumlandı. Taraflar arasında yapılan anlaşmada geçen Türkiye’nin zenginleştirilmiş uranyuma erişim sağlayabilmesine imkân veren maddeler, Türkiye’nin nükleer silahlanma programı başlatabileceği iddialarını gündeme getirmişti.
Nükleer materyal yok edilecek
Türkiye’yle benzer biçimde, Japonya yaklaşık 315 kilogram ağırlığındaki ayrıştırılmış plütonyum ve aşırı zenginleştirilmiş uranyumun iadesini yapacağı yönünde irade bildirirken, Belçika ve İtalya da yaklaşık 20 kilogram zenginleştirilmiş uranyumdan vazgeçeceklerini duyurdular. Ülkeler ilk aşamada yüzde 20’lik eşik değerinin üzerindeki aşırı zenginleştirilmiş uranyumu ve ayrıştırılmış plütonyumu ABD’ye iade edecekler. Nükleer materyaller ABD’de zenginleştirme seviyeleri düşürüldükten sonra imha edilecek.
Rusya dışarıda kaldı
Zirvenin toplanma amacının önüne geçense, ABD-Rusya-Ukrayna üçgeninde yaşanan diplomasi trafiği ve Rusya’nın dışarıda bırakılarak G8 organizasyonunun G7’ye dönüştürülmesi oldu. Zirveye Rusya Devlet Başkanı Putin katılmazken, Rusya’yı Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov temsil etti. Hem ABD Dışişleri Bakanı Kerry hem de Ukraynalı mevkidaşı Andriy Deshchytsia ile görüşen Lavrov, Ukrayna’da anayasal reform yapılması gerekliliğinin altını çizerken, zirve programının ardından yapılan G7 zirvesine Rusya davet edilmedi. Kanada, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Birleşik Krallık, ABD ve AB ile Rusya’dan oluşan G8 platformu Rusya olmadan toplandı ve yayınlanan bildirgede Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğüne olan müdahalesi sona ermediği sürece platformun G7 olarak yoluna devam edeceği ve Rusya’nın dışarıda bırakılacağı duyuruldu. Bildirgede Rusya’ya uygulanacak yaptırımlara da vurgu yapıldı.