Ethem Sarısülük’ü öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz’ın tutuklandığı davanın altıncı duruşmasında, savcı olayın meşru müdafaa değil, ‘olası kastla adam öldürme’ olduğunu söyleyerek Şahbaz için 33 yıl hapis cezası istedi

Doğu Eroğlu (BirGün Gazetesi, 8 Temmuz 2014)

Ankara’daki Gezi Parkı eylemleri sırasında 1 Haziran 2013’te 26 yaşındaki işçi Ethem Sarısülük’ü başından vurarak öldüren polis memuru Ahmet Şahbaz, olaydan 13 ay sonra tutuklandı. Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki altıncı duruşmada, meşru müdafaa eylemi doğrultusunda Sarısülük’ü öldürdüğü iddiasıyla yargılanan Şahbaz, savcının mütalaası doğrultusunda tutuklandı. Mütalaasında Şahbaz’ın silahını çektikten sonra iki el havaya, bir el de kalabalığa ateş ettiğini belirten savcı, eylemde meşru müdafaa koşullarının bulunmadığını, olayın “olası kastla adam öldürme” biçiminde değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Savcı Şahbaz için 26 yıl 8 ay ile 33 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezası istedi.

‘Gerilimi hukuk tanımayan mahkeme başlattı’

Önceki duruşmalarda olduğu gibi, yaklaşık 150 üniformalı ve sivil giyimli jandarma duruşma salonu içerisinde görev yaparken, Sarısülük Ailesi avukatları sanığı göremedikleri için salondaki jandarmaların dışarı çıkarılmasını istedi. Öte yandan sanık avukatları ise önceki duruşmalarda yaşanan arbedelerden ötürü sanığın can güvenliğinin tehlikede olduğunu ileri sürerek duruşmanın yurttaşlara ve basına kapalı yapılmasını istedi. Sanık avukatlarının bu talebi hakkında beyanda bulunan Sarısülük Ailesi avukatlarından Kazım Bayraktar, “Gerilimler bizden değil, mahkemenin hukuku açık şekilde çiğnemesinden kaynaklanıyor. Gerilimi ilk duruşmaya sivil çevik kuvvet ekipleri getirenler, sahte bir yüzle sanığı mahkemeye çıkaranlar başlattı” diye konuştu. Heyetin her iki talebi de reddetmesiyle duruşmaya geçildi.

‘Çektim sıktım üç tane’ diyen Şahbaz’mış

Savcının esas hakkındaki mütalaası öncesi taraflar son beyanlarında bulunurken, sanık Şahbaz ve avukatları daha önceki savunmalarına ekleyecekleri bir şey olmadığı gerekçesiyle söz almadılar. Sarısülük Ailesi avukatları ise soruşturma ve mahkeme aşamalarında yaşanan hukuksuzlukları bir defa daha sıralayarak sanık Şahbaz’ın tutuklanması taleplerini yinelediler. Katılan avukatlarının, Ahmet Şahbaz olduğu iddia edilen bir kişinin “Çektim sıktım üç tane” ifadelerini kullandığı görüntüler üzerinde kimlik tespiti yapılamadığını çünkü sanık avukatlarının kendilerine Şahbaz’a ait fotoğrafları iletmediğini söylemesi üzerine ilginç bir gelişme yaşandı. “Görüntülerde havaya ateş açan şahıs müvekkilimizdir. Bilirkişi tespiti davayı uzatmaya yöneliktir ve gereksizdir” sözleriyle sanık avukatları iddia edilen ifadelerin Şahbaz tarafından söylendiğini kabul ettiler.

Hizmette bulundu, yükseldi

Savcının esas hakkındaki mütalaası öncesinde söz alan Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Başkanı Avukat Murat Yılmaz, cumhuriyet savcısı Veli Dalgalı tarafından hazırlanan iddianameye sert eleştiriler getirdi. Bu iddianame sanığın beraat etmesi için yazılmıştır. Tıpkı Hrant Dink ve diğer cinayetlerde devlete hizmette bulunanlar yükseldiği gibi, Dalgalı da terfi ederek Cumhuriyet Başsavcı vekili yapıldı” diye konuşan Yılmaz, iddianamede altında Şahbaz ve pek çok polis memurunun imzası bulunan tutanaktan alıntılanan bir kısmın olduğu gibi iddianameye girmesine de sert çıktı. Yılmaz, “Polislerin imzaladığı, olayın meşru müdafaa olduğunu anlatan tutanağı alıp iddianamesine yapıştırıyor. Biz hukukçu olarak utanıyoruz. Bu evrak bir iddianame değil, sanık savunmasıdır” ifadelerini kullandı.

‘Bu taksirse sokakta vurulmadık insan kalmaz’

Sanık Şahbaz’ın silahını çekip olay yerine giderek önce bir göstericiyi tekmelediğini, sonra da Sarısülük’ü başından vurduğunu anımsatan Yılmaz, “Mahkemeniz buna taksir derse sokakta vurulmadık insan kalmaz. İleride bu dava AYM’de AİHM’de görüşülüp hukuksuzluklar tescillendiğinde utanacaksınız” dedi. Sarısülük Ailesi avukatları beyanlarının devamında katilin olayı sakladığını, olaydan 24 gün sonra ifadeye gittiğini, delillerin karartıldığını belirttiler. Avukat Kazım Bayraktar ise aynı gün kalabalıklara ateş açan birkaç polisin tespit edildiğini kaydederek, “Şahbaz aldığı gizli bir talimat sonucunda mı ateş etti? Kitle hareketine karşı gözdağı vermek, dağıtmak, korku vermek için mi kitleye ateş açıldı? Halka ateş emri almış bazı polisler olabileceğini düşünüyoruz” diye konuştu.

33 yıl hapis istemi

Tarafların beyanlarının ardından esas hakkındaki mütalaaya geçildi. Savcı, olay sırasında Şahbaz’ın birlikte görev yaptığı memurların olay yerinden uzaklaştığı ancak Şahbaz’ın belinden silahı çekip kalabalığa doğru hareket ettiğini kaydetti. Mütalaada, “Sanığın önce silahını belinden çıkarıp mermiyi hazneye sürdüğü, erde yatan göstericilerden birini tekmelediği ve iki eli havaya bir eli de göstericilerin üzerine olmak üzere ateşlediği, üçüncü kurşunu yere paralel ve omuz hizasında olduğu anlaşılmıştır” ifadeleri kullanıldı. Olayın iddianamede bahsedildiği gibi meşru müdafaa sonucu öldürme olmadığını ve olası kastla öldürme olarak değerlendirilmesini isteyen savcı, olası kasıt suçundan cezalandırılmasını, suçun devlete ait bir araçla işlenmesinden ötürü TCK’nın 266’ncı maddesine göre cezanın ağırlaştırılmasını istedi. Savcı böylece Şahbaz hakkında 26 ay 8 ay ile 33 yıl 4 ay arasında değişen hapis cezası talep ederken, istenen ceza uyarınca sanığın tutuklanmasını istedi.

Tutuklamayla salon karıştı

Esas hakkındaki mütalaanın okunmasının ardından ilk defa söz alan Şahbaz, “Olay yaşandığı için üzgünüm. Olayda hiçbir kastım ve kabahatim olmadığına inanıyorum” ifadelerini kullandı. Mahkeme heyeti savcının taleplerini kabul etti ve Şahbaz’ın tutuklu yargılanmasına karar verdi. Davanın bir sonraki duruşmasınınsa 3 Eylül tarihinde görülmesine hükmedildi. Tutuklama kararıyla birlikte paniğe kapılan Şahbaz, müzakere odasına doğru seğirtince salon karıştı. Sakinleşen izleyiciler ve avukatlar duruşma salonundan ayrıldığı sırada başlayan jandarma müdahalesi ise arbedenin yeniden başlamasına yol açtı. Sarısülük Ailesi avukatları ve izleyicilere yapılan coplu jandarma müdahalesi yaklaşık beş dakika sürdü.