Yatağan’da kanser patlamasına yol açan termik santral kaynaklı gaz çökmesi tehlikesi, bu defa da Amasralıların ve planlanan termik santral alanı civarındaki köylerin korkulu rüyası oldu
Doğu Eroğlu (18 Ağustos 2014 BirGün Gazetesi)
Muğla’nın Yatağan ilçesinde bulunan Yatağan Termik Santralının bölge halkını çeşitli defalar karşı karşıya bıraktığı inversiyon tehlikesinin, yani termik santral bacasından deşarj edilen gaz atıklarının atmosferin alt tabakalarına çökmesi riskinin bu defa da Amasra’da yaşanmasından korkuluyor. Bartın’ın Amasra ilçesinde Tarlaağzı ve Gömü Köyleri arasındaki araziye yapılması planlanan HEMA Termik Santralının, bölgenin yer şekilleri ve iklim rejiminden ötürü inversiyona yol açabileceği değerlendirmeleri yapılıyor. 220 metre yüksekliğinde olması planlanan HEMA Termik Santralı bacasından deşarj edilecek atık gazların, kıyıdan birkaç yüz metre içeride bulunan 320 metre yüksekliğindeki tepeleri aşamayabileceğinden endişelenen Amasralılar, sıklıkla sis çöken bölgenin iklim rejiminin dağlar yüzünden Bartın’dan farklı olduğunu ifade ediyorlar. Muğla Tabip Odası Eski Başkanı Doktor Naki Bulut ise BirGün’e yaptığı açıklamada, Yatağan Termik Santralı gaz emisyonlarının zaman zaman çöktüğü Yatağan’da kanser vakalarında gözle görülür bir artış olduğunu ancak bilimsel araştırmaların önünün kesildiğini vurguluyor.
Gaz Amasra’da hapis mi olacak?
Karayoluyla Bartın’dan Amasra’ya giderken denize ulaşmadan önceki son yerleşim birimi olan Kazpınarı Köyünde 220 metreye ulaşan rakım, kıyıya ulaşmadan önce 320 metreye çıkarak tepe noktasına ulaşıyor. Termik santral kurulması planlanan bölgede yer alan Tarlaağzı ve Gömü Köylerini çevreleyen işte bu 320 metre yüksekliğindeki dağ sırası, Amasralılara göre deniz kıyısında bulunan Tarlaağzı ve Gömü Köyleri arasına yapılması planlanan termik santralın inversiyon riski oluşturmasına yol açabilir. İlçeyi Bartın’dan ayıran denize paralel uzanan yükseltiden ötürü, Amasra ve civar köylerdeki geleneksel iklim rejiminin gaz çökmesine yol açabileceğini belirten Gömü Köyü sakinleri, Bartın’da hava açık olsa dahi Amasra’da genellikle bulutlu ve sisli hava şartlarının gözlendiğini ifade ediyorlar. Köylüler, HEMA Termik Santralı Nihai Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Raporunda 220 metre yüksekliğinde olacağı belirtilen santral bacasından atılacak gaz emisyonlarının, kıyıdaki dağları aşamayıp Amasra’da hapsolacağından korkarlarken, Amasra’nın inversiyon deyince akıllarına gelen ilk örnek olan Yatağan’a dönüşmesinden duydukları endişeyi gizlemiyorlar.
Kükürt dioksit kanser getiriyor
Dünya Sağlık Örgütüne bağlı Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (IARC) 2013’te yayınladığı Hava Kirliliği ve Kanser isimli raporunda, solunum ve kalp hastalıklarına yol açtığı bilinen hava kirliliğinin, kanser hastalıklarını da artıran bir faktör olduğu açıklanmıştı. Hava kirliliğinin yoğun olduğu bölgelerde yaşayanların akciğer kanseri riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten IARC, havada bulunmasıyla birlikte akciğer kanserine yakalanma oranını artıran maddeler arasında, termik santral gaz emisyonlarının başında gelen kükürt dioksiti (SO2) öne çıkarmıştı. IARC’ye göre, 2010 yılında hava kirliliğinden yaşamını yitiren 3,2 milyon kişinin 223 bini, kanser hastalıklarından hayatlarını kaybettiler.
Yatağan’da kanser kıskacı
IARC’nin ortaya koyduğu bu tablo, Yatağan’da artan kanser hastalıkları ile solunum yolları ve kalp rahatsızlıklarını da açıklar nitelikte. Muğla Tabip Odası Eski Başkanı Doktor Naki Bulut santralın Yatağan halkının sağlığını bozduğunu belirtirken, nitelikli bilimsel araştırmaların önünün kesildiğini de ifade ediyor. BirGün’e konuşan Bulut, “İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi 2004’te yaptığı bir araştırmada, 240 çocuktan 228’inin kanında yüksek kurşun düzeyleri tespit etti; Ankara Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden bilim insanlarının çalışmaları ise küçükbaş hayvanların karaciğer fonksiyonlarındaki bozulmayı ortaya koydu” ifadelerini kullanıyor. Pek çok kurumun yapmak istediği bilimsel araştırmaların çeşitli idari engellerle karşılaştığını veya finanse edilmediğini aktaran Bulut, “Felaketin boyutlarını tescil etmek için planlanan çalışmalar engelleniyor. Benim ve pek çok meslektaşımın yaptığı klinik gözlemler, Yatağan’da kanser vakalarının çok yaygın olduğu, yaşam beklentisininse düştüğü yönünde” diyor.
Hedef 120 mikrogram
5 Mayıs 2009’da yürürlüğe giren Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe göre, SO2 için yıllık ortalama sınır değeri metreküp hava başına 60 mikrogram (µg/m³). Fosil yakıtların konutlarda ısınma için kullanıldığı kış aylarındaysa SO2 değeri hedef ortalaması 120 µg/m³.
Yatağan’da 878 ölçüldü
1-28 Şubat 2014 tarihleri arasında Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı Ulusal Hava Kalitesi İzleme Ağının yaptığı incelemelerde, Yatağan’daki SO2 yoğunluğu ortalaması 182 µg/m³, en yüksek değerse 878 µg/m³ olarak kayıtlara geçti. HEMA Termik Santralı sahasına 9 kilometre mesafedeki Bartın’da aynı tarihlerdeki ölçümlerdeyse en yüksek SO2 yoğunluğu 225 µg/m³, ortalama değer ise 35 µg/m³ olarak hesaplandı. Ancak bu tablo HEMA Termik Santralının çalışmaya başlaması halinde değişecek. Saatte 206,14 kilogram SO2’in atmosfere verecek olan HEMA Termik, 110 µg/m³ SO2 yoğunluğundaki atığı havaya deşarj edecek. Yatağan Termik Santralının SO2 deşarjının 504 µg/m³ yoğunluğunda olmasına karşın, Amasra’nın yer şekilleri ve iklim rejiminden ötürü deşarj edilen atıkların bölgeden atılamayabileceği ve toplum sağlığına olumsuz etki yapabileceğinden endişeleniyor.