Suriye İnsan Hakları Ağının hazırladığı petrol raporu, IŞİD’in petrolü nasıl kullandığını, hangi sahaları elinde tuttuğunu ve militanlarının maaşlarını nasıl ödediğini aktarıyor

Doğu Eroğlu (21 Eylül 2014 BirGün Gazetesi)

2011’de başlayan Suriye İç Savaşının ardından kurulan Suriye İnsan Hakları Ağı, yayınladığı petrol raporuyla IŞİD’in petrolü nasıl kullandığını anlattı. Rapora göre iç savaşla birlikte rejim karşıtı silahlı grupların çatışmaları petrol sahaları etrafındaki bölgelerde yoğunlaştırmasıyla, petrol kaynakları üzerindeki hâkimiyetini yitiren rejim, önemli bir gelir kaynağından oldu. Rejimin kontrolünden çıkan pek çok petrol sahasının hâlihazırda IŞİD tarafından işletildiğini belirten raporda, IŞİD’in petrolü nasıl sattığı, hangi yöntemlerle petrolün rafine edildiği ve petrol gelirleriyle Suriye’deki diğer silahlı örgütlere karşı elde edilen avantaj aktarılıyor.

Esad Şebbiha’nın finansmanından oldu

Raporun iç savaşla birlikte görevlerini terk etmiş bazı Suriyeli yetkililere dayandırılan kısmında, geçmişte petrol gelirlerinin devlet bütçesine dâhil edilmek yerine doğrudan Esad Ailesine aktarıldığı belirtiliyor. Rapora göre tamamen Esad Ailesi tarafından kontrol edilen petrol gelirlerinin önemli kısmı Esadların kişisel harcamalarına, kalanıysa doğrudan Beşar Esad’a bağlı çalışan Şebbiha iç güvenlik örgütüne ayrılıyordu. Siyasi krizlerin yaşandığı olağanüstü durumlarda petrol gelirlerinin küçük bölümlerinin devlet bütçesine aktarılabiliyordu. İç savaşla birlikte özel güvenlik kuvveti Şebbiha’nın gelirleri de ortadan kalktı.

IŞİD petrolde nereleri kontrol ediyor?

Rapora göre, Rakka kentinin tamamı, hava üssü dışında Deyrizor (Deir ez-Zor) vilayeti, al-Hassaka’nın büyük bölümü ile Halep’in kuzeydoğu kırsalındaki kesimlerini kontrol eden IŞİD, en önemli petrol gelirini Deyrizor’da bulunan Suriye’nin en büyük iki petrol sahasından elde ediyor. Deyrizor’daki diğer petrol sahaları da IŞİD kontrolünde. Rapora göre IŞİD en az 13 petrol sahası ile bir doğalgaz santralını elinde bulunduruyor.

Petrol geliri paralı askerleri çekiyor

Raporda IŞİD’in askeri harcamalarını ve diğer giderlerinin neredeyse tamamını petrol gelirleriyle karşıladığına vurgu yapılıyor. Rapora göre, IŞİD’in bölgede çatışan diğer silahlı güçlere paralı asker piyasasında fark atmasının sebebi de petrolden elde edilen gelir. Suriye’de pek çok silahlı örgüt, savaşçılarına aylık maaş öderken, IŞİD’in militanlarına ödediği aylık yaklaşık 900 liralık (400 dolar) ücret, diğer örgütlerin ücret ortalamasının çok üzerinde. IŞİD böylece paralı askerlerin savaşmak için çaldığı ilk kapı olma üstünlüğünü petrol gelirleriyle sağlıyor. Rapora göre, IŞİD’in yabancı savaşçılara verdiği maaş bu seviyenin de üzerinde. Savaşçılarının tüm masraflarını karşılayan IŞİD, yabancı militanlara yaklaşık 1600 TL (700 dolar) ödeme yapıyor. Bu ödeme, yabancı militanlar ailelerini berberlerinde getirdiyse daha da artıyor.

Petrol IŞİD’in politik aygıtı oldu

Rapora göre, petrol piyasası IŞİD’in Suriye’deki kabilelerle ilişkilerine de etki ediyor. Çıkarılan petrolü Suriye’nin doğusunda faaliyet gösteren petrol tacirleriyle iç ve dış piyasalara aktardığı belirtilen IŞİD, yerel kabilelerin kendi topraklarındaki petrol kuyularını işletmesine ise göz yumuyor. Bu iyi niyet göstergesi, kabilelerle IŞİD arasında karşılıklı bir saldırmazlık ve anlayış oluşmasını sağlıyor. İddiaya göre IŞİD Suriye rejimine petrol sattığı gibi, çıkan petrolün bir kısmını da Türkiye’ye kaçırıyor.

İlkel yöntemler rekabette üstünlük sağladı

Savaşla birlikte petrol üretimindeki mekanize sistemlerin zarar gördüğüne dikkat çeken raporda, ilkel petrol çıkarma ve rafine etme yöntemlerinden ötürü uluslararası fiyatların çok altına mal edilen petrolün IŞİD’e bölgede karşılaştırmalı bir fiyat üstünlüğü getirdiğinin altı çiziliyor. Petrolün rafine edilmesinde kullanılan yöntem, raporda ayrıntılı biçimde anlatılıyor. IŞİD’in kontrolündeki sahalarda petrol çoğunlukla yakma yöntemiyle rafine ediliyor. Çıkan petrol önce kazanlara ve çukurlara alınıyor; burada petrol sudan ve gazdan ayrıştırılıyor. Bu aşamanın ardından tanklara aktarılan petrol yakılarak mazot ve benzine dönüştürülüyor. İşçiler rafine etme işleminin başarılı olduğunu, petrolün kokusu ve rengindeki değişimi gözlemleyerek anlıyorlar. Bu süreçte görev yapan işçilerin kansere yakalanma riskinin çok yüksek olduğu da raporda belirtiliyor.