Akkuyu Nükleer Güç Santralı ÇED Raporlarına atılan sahte imzalarla ilgili başlatılan soruşturmada, imzası taklit edilen ve 14 aydır ifade vermeye gitmeyen mühendis hakkında savcılık zorla getirilme kararı çıkardı
Doğu Eroğlu (12 Mart 2016, Birgün Gazetesi)
TMMOB’nin suç duyurusu üzerine başlatılan Akkuyu NGS ‘Sahte imza’ soruşturmasında, imza sahibi mühendislerden biri, ifadeye çağrılmasının üzerinden 5 ay geçmesine karşın ifade vermediği için soruşturma tıkandı. Resmi evrakta sahtecilik suçu işlendiği iddiasıyla yapılan suç duyurusu üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada, ÇED Raporunu hazırlayan şirket yetkilisi ve bir mühendis ifade verdi, imza sahibi diğer mühendis hakkındaysa zorla getirilme kararı çıkartıldı.
Bağımsız kriminologlar, ‘İmzalar uyuşmuyor’ demişti
TMMOB, 23 Ağustos 2013 ve 24 Eylül 2014’te hazırlanan Akkuyu NGS Nihai ÇED Raporlarındaki nükleer enerji mühendisi imzalarının sahte olduğu iddiasıyla 6 Mart 2015’te yargıya başvurmuştu. Bağımsız adli kriminologlara yaptırılan önincelemede, Akkuyu NGS projesinin iki ayrı ÇED Raporunda imza uyuşmazlıkları bulunmuştu. Her iki raporda da, raporun tümünden sorumlu nükleer enerji mühendislerinin imzalarının, rapor eklerinde sunulan kişisel imza beyannamelerindeki örneklerle uyuşmadığı bağımsız 3 ayrı grafoloji uzmanı bilirkişi tarafından tespit edilmişti. Sahtecilik yapıldığı kesinleşirse, Akkuyu NGS projesi için verilen ÇED Raporu ‘sahte evrak’ özelliği kazanacak, proje hakkında verilen ÇED Olumlu kararınınsa iptal yolu açılacak.
Firma sahibi iddiaları reddetti
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü ‘Sahte İmza’ soruşturmasında ifade veren ilk isim 2 Kasım 2015 tarihinde, Dokay ÇED Çevre Mühendislik firmasının sahibi ve yetkilisi Coşkun Yurteri oldu. Yurteri mühendislerin imzalarının taklit edildiği iddiasını reddetti, “Bu arkadaşlar zaman zaman kullandıkları imzalarda hep aynı tip imza da kullanmamış olabilirler. Bizim ve bu mühendis arkadaşlarımın ÇED Raporunda sahte imza kullanmalarını ya da onların bilgileri dışında, onların nam ve hesabına imza atılmasını gerektirecek hiçbir makul sebep yoktur. Kaldı ki bu hizmeti almak için mühendis olan bu arkadaşların şirketimiz bünyesinde çalışıyor olmaları şartı da yoktur” dedi.
Mühendis: ‘İmzayı ben attım’
Yurteri’nin ifadesinin ardından Savcılık 3 Kasım 2015’te mühendisler Volkan Erdaş ve Kuday Karaaslan’ı da ifadeye çağırdı. Erdaş 17 Kasım 2015’teki ifadesinde, “Benim adıma atılmış olan imzalar bizzat benim tarafımdan atılmıştır, kesinlikle bilgim dışında, başkası tarafından atılmış sahte imzalar değildir” dedi. Savcılık, Erdaş’ın her iki elinden çıkma imza ve el yazısı örneklerini de kayda geçirdi.
Zorla getirilme kararı
İfadesine başvurulmak üzere Cumhuriyet Savcılığına çağrılan diğer mühendis Kuday Karaaslan ise 3 Kasım’daki çağrı üzerinden 5 aydan fazla süre geçmesine karşın ifade vermedi. Savcılık, 3 Mart tarihinde Kuday Karaaslan’ın zorla getirilmesi için talimat yazdı.