Dinleme tutanaklarına göre, IŞİD’in Elbeyli sınır emiri İlhami Balı, Hatay’daki bir askeri malzeme tedarikçisinden sürekli askeri elbise, dürbün, çadır, kelepçe, askeri ayakkabı, çakar lamba ve termal içlik sipariş ediyor
Doğu Eroğlu (21 Mayıs 2016, Birgün Gazetesi)
Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 17 Kasım 2014’te verdiği iletişimin tespiti kararı uyarınca yapılan telefon dinlemeleri, IŞİD’in Elbeyli’deki operasyonlarının ayrıntılarını ortaya çıkarmayı sürdürüyor. Telefon dinlemelerine takılan bazı görüşmeler, IŞİD’in silah ve mühimmat haricindeki askeri malzemelerinin bir kısmını hangi yollarla tedarik ettiğini açığa çıkarıyor. Dinleme tutanakları, IŞİD’in Elbeyli sınır emiri Ebu Bekir mahlaslı İlhami Balı’nın, Hatay’daki bir askeri malzemesi tedarikçisiyle sürekli temas halinde olduğunu gösteriyor. İkili arasında pazarlığı yapılan malzemeler arasında askeri elbiseler, botlar, çadırlar, dürbünler, kelepçeler, el fenerleri ve araçların üzerine takılan çakar lambalar ve termal içlikler de var.
Hatay’daki askeri malzeme dükkanından Kilis-Elbeyli’ye
Elbeyli sınır emiri İlhami Balı ile Hatay’da faaliyet gösteren askeri malzeme tedarikçisi Özgür B. arasındaki ilk görüşme 19 Kasım 2014’te takibe takılıyor. Balı’nın ifadeleri, ikili arasındaki ticaret ilişkisinin daha önceye dayandığını gösteriyor. Dinleme tutanaklarında yer almıyor ancak Özgür B. Hatay’da yer alan As Donatım isimli bir askeri malzeme dükkanının işletmecilerinden olduğu anlaşılıyor. Görüşme tutanaklarında yer alanlar haricinde, As Donatım mağazasının internetteki ilanlarında, dükkanda satışı yapılan ürünler arasında, IŞİD’in de intihar saldırılarında kullandığı hücum yelekleri ve uzun namlulu tüfeklere takılan dürbünlerin de yer aldığı görülüyor. 19 Kasım 2014’teki ilk görüşmede İlhami Balı Özgür B.’den 35 askeri elbise ve 35 askeri bot istiyor.
İlhami Balı: Abi bize bu şeyi göndermedin abi, göndersene… Para göndereyim abi.
Özgür B.: Hemen hesaplayayım buradan, hemen abi.
İlhami Balı: Bir de şey diyeceğim, bu elbiseden 35 tane daha lazım. Birazdan WhatsApp’la göndereyim şeylerini [Elbiselerin bedenlerini gösteren liste], tamam mı abi?
Özgür B.: Tamam abi.
İlhami Balı: Hadi abi, bekliyorum abi. Ayakkabı var mı ayakkabı?
Özgür B.: Var var.
İlhami Balı: Tamam 35 takım daha lazım.
Özgür B.: Tamam.
IŞİD için çakar lamba siparişi
25 Kasım 2014 tarihli ikinci görüşmede, İlhami Balı siparişleri arasına, çoğunlukla resmi araçlar, güvenlik kuvvetleri ile itfaiye ve ambulans gibi acil durum taşıtlarının kullandığı çakar lambaları ekliyor. Görüşmeden İlhami Balı’nın Özgür B.’ye 2 bin dolar yolladığı da anlaşılıyor:
İlhami Balı: 2 bin dolar gönderdim, aldın mı?
Özgür B.: Evet aldım abi, zaten yazdım sana. Allah bin bereket versin abi.
İlhami Balı: Bir de senin WhatsApp’ına bir tane el feneri gönderdim, büyük kalın. Bir de bir şey soracağım, bu trafik polislerinin arabalarının üzerine sirenler koyarlar, böyle mavi… Var mı sende ondan?
Özgür B.: İki dakikaya arayayım, bir İstanbul’a sorayım sana döneyim hemen.
İlhami Balı: Tamam, sana zahmet. İyisinden, kalitelisinden abi… Sen anladın değil mi ne istediğimi?
Özgür B.: Çakar lamba. Anladım anladım.
‘Gümrükte sorun var’
28 Kasım 2014’teki görüşmede, askeri malzeme tedarikçisi Özgür B., gümrüklerde sorun yaşadığını aktarıyor ve askeri elbiseleri henüz temin edemediğini söylüyor:
İlhami Balı: Ne zaman gelir abi?
Özgür B.: Tüm paramı da yatırmışım gümrüğe, her şeyi yatırmışım. Bekliyorum abi vallahi. Hiçbir şey bilgi vermiyor gümrükten. Doğubeyazıt’tan çekiyorum malı, hiçbir şey demedi abi. Mersin’deki biraz sıkıntı bu sefer.
İlhami Balı: Gelir mi birkaç güne yani.
Özgür B.: İnşallah abi, gelecek. Ayakkabıların, termal içliklerin, hepsi hazır. Sade elbiseler hazır değil.
İlhami Balı: Tamam, olmazsa hazır olanları getiriyim yanına alayım. Sen hazır olanları…
Özgür B.: Sen mi geleceksin abi?
İlhami Balı: Yok, birini gönderirim.
Özgür B.: Gönder abi, parasını da hesaplayayım sana, onu da gönder abi sana zahmet.
Siparişlere dürbün ve çadır ekleniyor
İkili 30 Kasım 2014’te de kısa bir görüşme yapıyor. Özgür B., elbiselerle ilgili gümrükteki sorunun sürdüğünü, para eline geçtiği an elbiseler haricindeki malzemeleri göndereceğini aktarıyor. 2 Aralık 2014’teki görüşmedeyse İlhami Balı dürbün ve çadır siparişi de veriyor:
İlhami Balı: Tamam abi yarın paran geliyor inşallah.
Özgür B.: Tamam, eksik gönderme İlhami Abi. Eski bakiyeyi de gönder ha, eski bakiye 4 bin kusur.
İlhami Balı: Abi hepsini gönderiyorum.
Özgür B.: Başımla gözüm üstüne abi.
İlhami Balı: Şey diyeceğim, dürbün istiyorlar. Dürbün var mı? Çok kaliteli olmasın, çok kötü olmasın…
Özgür B.: Var abi.
İlhami Balı: Ne kadar fiyatı?
Özgür B.: 80 dolarlık bir dürbünüm var çok güzel. Ben burada 200 dolara satıyorum onu. Sana 80 dolara sayarım.
İlhami Balı: Bize 5 tane lazım.
Özgür B.: Var, resmini göndereyim sana hemen.
İlhami Balı: Şey var mı sende, iki kişilik çadır var mı?
Özgür B.: Var çadır da var iki kişilik. 60 lira.
‘Çakar lamba’ hakkında teknik bilgi alıyor
Aynı günkü bir diğer görüşmedeyse İlhami Balı daha önce siparişini verdiği çakar lambayla ilgili detayları soruyor ve diğer siparişlerini netleştiriyor:
İlhami Balı: Abi, baktın mı lambaya projektöre?
Özgür B.: Abi bizde projektör sarı var.
İlhami Balı: Arabanın üzerine mi koyuluyor?
Özgür B.: Abi tutma yeri var, bağlayabilir oraya ama.
İlhami Balı: Kaç metreye şey yapıyor?
Özgür B.: Vallahi abi, bu 300-400 metreye olur.
İlhami Balı: Birinci liste vardı ya birinci liste, oradan 5 tane 80 dolarlık dürbün.
Özgür B.: Tamam.
İlhami Balı: 10 tane çadır. 10 tane XL elbise, 5 tane XXL elbise.
Özgür B.: Abi, elbise ben seninkileri buldum. İki takım elbise var, başka yok. O da üstler siyah altlar o dediğin gibi, başka yok abi.
İlhami Balı: Tamam 10 tane daha bize lazım elbise.
İlhami Balı, bu görüşmelerden 9 gün sonra, 11 Aralık 2014’te Özgür B.’yi yeniden arıyor ve bazı ek siparişler veriyor:
İlhami Balı: Bize 10 tane çadır geçen söylemiştim ya.
Özgür B.: Var, hazır. Getirttirdim abi.
İlhami Balı: Tamam, ayır 10 tane çadır. 25 kelepçe. 3 tane bot. 13 tane Magnum bot.
Malzemelerin Suriye’ye girişinde sorun
8 Ocak tarihli bir görüşme tutanağıysa, İlhami Balı ile yine IŞİD’in sınırdaki yetkililerinden biri olan Mustafa Demir arasında, Özgür B.’den tedarik edilen askeri malzemenin Suriye’ye geçirilmesini konu alıyor. IŞİD içerisindeki bazı ihtilaflardan ötürü bazı dönemler sınır geçişlerinin, Suriye tarafındaki yönetimin emriyle kapatılmasının yarattığı sorunlardan ötürü, sevkiyatta sıkıntı çıktığı görüşmelere yansıyor. Balı ile Demir, iki taraf arasında yönetimin izniyle sevkiyat yapan bir şahsa güçlük çıkararak malzemelerin geçirilmesini sağlamak üzere konuşuyorlar:
İlhami Balı: Hudut yasak mı?
Mustafa Demir: He, 7 gün akhi.
İlhami Balı: Tamam, bu şeyin eşyaları var, Özgür’ün eşyaları var. Onlara da mı yasak?
Mustafa Demir: Akhi, bu Özgür’ün eşyalarını sen tasarruf et [karar ver]. Şimdi bu adam, getiren kişi varakayla [izin kağıdıyla] geçiriyor bunları, anladın mı? Bunun varakasının süresi bitince tekrar idareye gidecek, idare gittiğinde keseriz önünü.
İlhami Balı: Tamam, şimdi buradan eşya çıkacak, kendisinin eşyaları. Varaka icazesi var mı çıkaran kişinin?
Mustafa Demir: Kim?
İlhami Balı: Halil çıkaracak, eşya gelmiş. Yanlış gelmiş biliyor musun, iade edecekler.
Mustafa Demir: He, Türkiye’ye. Halil’deki varakayı al akhi, tamam mı? Eşyaların çıkışına izin verir inşallah. Sendeki varakayı al, iyicene oku. Tarihi falan bitmişse Halil’i gör. De ki, “Bir daha bundan sonra hududa inmeyeceksin bu eşyaları çıkarmaya.” Varakayı da al elinden.
İlhami Balı: Tamam.
Mustafa Demir: “Kim bu varakayı çıkardıysa tekrar bize gelsin” de.