15 Temmuz darbe girişiminde hem darbecilere hem de AKP’ye karşı duran IŞİD, restorasyondan sonraki durumu bekliyor. Nusra ve diğer grupların Türkiye’deki sempatizanlarıysa, ilişkilerinden ötürü AKP’nin arkasında

Doğu Eroğlu (27 Temmuz 2016, Birgün Gazetesi)

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında, IŞİD’in Türkiye’deki uzantıları gelişmeleri takip ediyor fakat demokratik sistemdeki iktidar için mücadele edilmesi sebebiyle, her iki Tağut unsura da mesafeli duruyor. Cephetül Nusra’ya yakın kaynaklarsa daha oportünist bir siyaset izliyor; Suriye’deki bağlarından ötürü AKP iktidarını destekleyen Nusra’nın Türkiyeli sempatizanları ile Halep ve Kuzey Suriye’de zor günler yaşayan cihatçı gruplar AKP’nin desteğini riske atmıyor. Cihatçı grupların Türkiye’deki hücreleri ile lojistik ağlarının Türkiye’deki faaliyetleriyle ilgili geçtiğimiz hafta BirGün’e konuşan uzmanlar, hükümetin baskısından bir süreliğine kurtulacak Selefi grupların rahat nefes alacağını, emniyetteki tasfiyelerin Türkiye’ye yönelik önleme ve istihbarat çalışmalarını zorlaştıracağını, AKP’nin yükselttiği İslamcı tonunsa emniyet ve yargının gelecekte Selefi gruplara yönelik çalışmalarını psikolojik olarak zorlaştıracağını aktarmıştı.

Resmen uyardı: ‘İkisine de katılmayın’

15 Temmuz darbe girişiminin hemen ardından İslam Devletinin Türkçe yayın organı Darul Hilafe’nin oldukça netti. Açıklamada, her iki tarafın da tağut [Allah’ın koyduğu kurallarla değil de insan eliyle oluşturulmuş bir düzenle yönetim] olduğu bu mücadeleye kimsenin katılmaması uyarısında bulunuldu: “Tağut Türkiye devletinde şu anda gerçekleşen darbe ve darbeyi önleme girişimleri ile ilgili her türlü çalışmalardan Müslümanların sakınması gerekir. Bu savaş iki Tuğyan cephesinin arasında vuku bulan bir savaştır. Her iki Tağuti grup da İslam Devletiyle savaşmakta ve Müslümanları öldürmektedir. Her iki gruptan beri olduğumuzu ilan eder, kardeşlerimizin de bu konuda duyarlı olmasını isteriz. Hiçbir şekilde hiçbir şirk ve tuğyan grubunun tarafında yer almayınız. Sokaklara inme, mitinglere katılma ve benzeri eylemlerden sizleri sakındırırız. Ve bilin ki; her iki grup da Allah ve Resul’ünün düşmanlarıdır. Onlara gösterilecek tavır ancak düşmanlıktır.”

Farklı görüşler de var

IŞİD sempatizanları arasındaki yaygın olarak “Demokrasi için değil, hilafet için Allahuekber!” çağrısı yapıldı, IŞİD yanlısı bazı sosyal medya kullanıcılarıysa ABD bağlantılarını gerekçe göstererek Gülen Cemaatine tepki gösterdi, bazılarıysa AKP iktidarının varlığının İslam Devletine dolaylı katkısını ifade ederek “Kim ne derse desin, AKP’nin arkasındayız. Bu da hilafetin büyümesine bir sebeptir” mesajı verdi. Türkiye’deki pek çok IŞİD hücresiyle irtibatı bulunan, gezici Selefi vaiz Ebu Hanzala (Halis Bayancuk) da darbe girişimi hakkında sosyal medya hesapları üzerinden herhangi bir açıklama yapmaktan kaçındı. Yine de IŞİD’in Türkiye’deki organizasyonuna yakınlık duyan bazı internet sitelerinde, darbe girişimine ilişkin haberlerin, Gülen Cemaati karşıtı bir tonla verildiği gözleniyor.

Nusra ve Ahrar-uş Şam AKP’den yana

Türkiye’nin 5 yıldır süren lojistik desteği, Cephetül Nusra ve Ahrar-uş Şam gibi grupların Türkiye’deki destekçilerinin AKP tarafında yer almasını sağladı. Ahrar-uş Şam liderliği yayımladığı bir bildiriyle Türkiye’deki seçilmiş hükümetin yanında olduğunu bildirdi ve iktidarı darbe girişimini savuşturduğu için kutladı. Nusra’ya Türkiye’den destek veren gruplar arasındaysa, Suriye’de Esad karşıtı kalkışmayı desteklediği için ABD’nin Gülen Cemaatine destek vererek darbeyi kolaylaştırdığını düşünenler var. Daha önce Suruç Katliamı öncesinde SGDF’li gençleri hedef göstermesiyle gündeme gelen Miraç Karaaslan’ın KüreselAnaliz.com’daki yazısına göre, darbecilerin hedefleri arasında Suriye’yle ilişkileri normalleştirmek, Türkiye’nin yardımlarını kesmek ve Nusra ile Ahrar-uş Şam’ın kuracağı devletin önlenmesi de vardı: “Yapılacak bir darbe ile cunta sonrası hangi parti başa gelirse gelsin, Suriye’deki direnişçilere Türkiye’nin Muhaliflere desteği (gıda yardımı ve mültecileri ağırlama) sona ermiş olacaktı. . . Darbeyi yapanların esas amaçlarının bana göre birincisi, Suriye’deki yükselen İslami harekete karşı ABD-Rusya işbirliğine katılarak Muhaliflere cephe almaktır. . . Darbenin iç ve dış esas gerekçesi ve desteği, Suriye Muhalefetinin yanında olan AKP’nin devrilerek Esed ile barışan ve Muhaliflere cephe alan bir Türkiye kurmaktı.”

İncirlik’te ortaklaşıyorlar

Farklı Selefi grupları birleştirense, Gülen Cemaatinin darbe girişimi sırasında kullanılan F-16 uçaklarına yakıt ikmali yapmak üzere İncirlik Hava Üssünden havalandığı iddiası, tüm cihatçı grupları bir konuda ortaklaştırdı. Bu durumu, ABD’nin darbe girişimine doğrudan desteği anlamına geldiğini belirten Türkiye kökenli selefiler, IŞİD Karşıtı Koalisyonun hava operasyonlarında üs olarak kullanılarak İncirlik’teki ABD Üssünün kapatılması için kampanya başlattı.