Mersin’de Tarsus Nehri üzerine kurulması planlanan HES projesini iptal eden yerel mahkeme kararı Danıştay tarafından, temyiz yolu kapalı olmak üzere bozuldu. Boğazpınar Köyü sakinlerinin HES karşıtı mücadelesi yeniden başlayacak.

Doğu Eroğlu (10 Ağustos 2018 Diken)

Mersin’in Boğazpınar Köyü geçtiğimiz yıllarda defalarca Türkiye gündemine geldi. Berdan (Tarsus) Nehri üzerine HES kurulmasını istemeyen Boğazpınar Köyü sakinleri HES projesine karşı açtıkları davadan çok, HES yatırımcısı şirketin ardı arkası gelmeyen şikayetleri üzerine aleyhlerinde açılan soruşturmalar ve davalarla tanındı. Öküzini ırmağı üzerine yapılan ilk proje olan Gök HES’in işletmeye alınmasının ardından bölgeye yaptığı etkileri gören Boğazpınar köylüleri, Berdan nehri Kadıncık çayı üzerine planlanan ikinci HES projesine yıllarca karşı çıktı.

Boğazpınar halkı Akhan I-II Regülatörü ve HES projesine karşı iki defa yerel mahkemede zafer kazandıysa da, yerel mahkemenin HES projesi hakkındaki iptal kararı geçtiğimiz günlerde Danıştay tarafından bir kez daha bozuldu. Danıştay bozma kararlarında, HES projesini planlayan firmanın eksik bıraktığı analiz ve hesaplamaları yapmadığı gerekçesiyle bilirkişi raporlarını kusurlu buldu. İkinci bozma kararıyla birlikte karar düzeltme yolu da kapandı.

İlk HES 2010’da işletmeye girdi

Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı Boğazpınar köyünün HES’lerle olan tanışıklığı, Mersin yerel siyasetinde oldukça etkili KTM Grup isimli şirketin, Berdan Nehri’nin kollarından Öküzini Irmağı üzerine planladığı Gök HES projesiyle başladı. Projeden oldukça geç haberdar olan Boğazpınar sakinlerinin bir kısmı kendi rızasıyla bir kısmıysa kamulaştırma tehlikesinin dillendirilmeye başlamasının ardından endişeyle proje için gerekli araziyi şirkete sattı ve inşaat süreci sonrasında Gök HES projesi 2010’da işletmeye alındı.

HES yaşamı etkileyince direniş başladı

Boğazpınar köyü sakinlerine göre, HES projesi dahilindeki göletin su tutmasıyla birlikte hem bölgedeki yağış rejiminde değişiklikler oldu ve suya erişim güçleşti hem de ekosistemde bozulmalar görülmeye başlandı. Bu sebeple KTM Grup 2012’de Berdan Nehri’nin bir parçası olan Kadıncık Çayına kurulmak üzere bir başka HES projesi planlayınca Boğazpınar halkının tepkisiyle karşılaştı. Akhan I-II Regülatörü ve HES projesi hakkında Nisan 2013’te verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu kararının iptali için 49 köylünün açtığı davayla HES’e karşı hukuk mücadelesi başladı.

Bilirkişi raporu iptal getirdi

Dava kapsamında gerçekleştirilen keşif ve bilirkişi incelemesinin ardından hazırlanıp mahkemeye sunulan bilirkişi raporunda, 323’ü endemik 1.685 bitki türüne ev sahipliği yapan ve Türkiye’deki önemli 122 bitki alanından biri sayılan Kadıncık Vadisi Yaban Hayatı Geliştirme Sahası içine kurulması planlanan HES’in olası olumsuz etkileri irdelendi.

Bilirkişi raporunda;

* Projenin ekosistem değerlendirme raporunun kış aylarında yapılan üç günlük bir gözlem ve literatür taramasına dayalı olarak hazırlandığı,

* ÇED Raporunda nesli tehlike altındaki türlerle ilgili önlem bulunmadığı,

* HES’in su kaynaklarına yapacağı etki dikkate alınmaksızın belirlenmiş can suyu miktarının vadiye bırakılmasının uygulamada mümkün olmayacağı,

Yörede yaşayan insanların kullanma ve içme suyu ihtiyaçları ile tarım alanlarının sulama suyu ihtiyacı, hayvanların ve dereden doğrudan faydalananların gereksinim duyduğu su ihtiyacının kantitatif analizinin yapılarak objektif ölçülere göre sağlıklı olarak belirlenmediği,

*İnşaat sırasında ortaya çıkacak hafriyatın depolanma tedbirlerinin yeterli olmadığı,

* Projenin esas etki alanının ÇED Raporunda gösterilenden daha geniş olduğu,

* Daha önce yapılan Kadıncık Barajı, Gök HES ve Kadıncık I-II HES projeleri nedeniyle daralan yaşam alanlarının ilave HES projeleri ile iyice daralacağı aktarıldı. Davaya bakan Mersin 1. İdare Mahkemesi bu bilirkişi raporu ışığında, HES projesi hakkındaki ÇED Olumlu Kararını 29 Şubat 2016’da iptal etti.

Danıştay şirketin sorumluluğunu bilirkişiye yükledi

Fakat 24 Mayıs 2017 tarihinde, Danıştay 14. Dairesi çok ilginç bir gerekçeyle yerel mahkemenin iptal kararını bozdu. HES projesi hakkındaki bilirkişi raporunda hangi ‘endemik ve nesli tehlike altında türlerin tek tek belirtilerek ne ölçüde zarar göreceği. . . proje etki alanının neresi olduğu hususlarının somut bir biçimde ortaya konmadığını’ ifade eden Danıştay, bilirkişi raporunu eleştirdi ve yerel mahkeme kararını bozdu.

Böylelikle Danıştay, ÇED Raporunda yer verilmeyen ve tam olarak açıklanmayan hususların bulunduğunu ifade eden bilirkişi raporunu, ÇED Raporunda bulunması gereken hususlarla ilgili yıllarca sürebilecek bilimsel incelemeyi yapmadığı gerekçesiyle kusurlu bularak iptal kararını bozmuş oldu. Danıştay ek bilirkişi raporu veya yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını isteyerek dosyayı Mersin 1. İdare Mahkemesine gönderdi.

Bilirkişiden itiraz: ‘Onları biz değil şirket hesaplamalı’

2017’de yerel mahkemede tekrar görülmeye başlanan dava kapsamında hazırlanan ek bilirkişi raporunda, bilirkişi heyeti Danıştay 14. Dairesinin kararı karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Hazırlanan ek bilirkişi raporunda, “Bilirkişi Heyetimiz, ÇED Raporu ve eklerini değerlendirmiş; ÇED Raporundaki eksiklikleri ortaya koymuştur. Firma tarafından ayrıntılı bir etüt çalışmasıyla yapılması beklenen analiz ve hesaplamalar Bilirkişi Heyetimizin görev ve sorumluluğunda değildir” ifadeleri yer aldı.

Önceki değerlendirmelerini yineleyen heyetin hazırladığı ek rapor doğrultusunda Mersin 1. İdare Mahkemesi 30 Kasım 2017’de bir kez daha HES projesi hakkındaki ÇED Olumlu Kararını iptal etti.

Danıştay’dan ikinci bozmayla temyiz yolu kapandı

Çevre ve Şehircilik Bakanlığının itirazı üzerine yeniden temyiz incelemesi yapan Danıştay 14. Dairesi, bilirkişi raporunda eksik bulunan hususların aslında ÇED Raporunda yer aldığı, çevreye verilecek zararlarınsa, “bölgenin bitki örtüsü ve iklimi nedeniyle giderilmesinin mümkün olduğunun anlaşıldığı” gerekçeleriyle, 12 Haziran 2018 tarihinde iptal kararını bir defa daha bozdu. Danıştay kararıyla Akhan I-II Regülatörü ve HES projesine ait ÇED Olumlu Kararı yeniden yürürlüğe girmiş oldu. Üstelik karar düzeltme yolu da Danıştay kararıyla kapandı.

Danıştay kararı üzerine Diken.com.tr’ye konuşan, Boğazpınar Köyü HES Karşıtı Platformunun çeşitli dönemlerde sözcülüğünü üstlenmiş Ahmet Öztürk, Boğazpınar’a daha önce yapılan HES projesinden ötürü bölge halkının HES’in ne olduğunu bildiğini, tüm etkilerini yaşadıkları HES projelerinin ikincisine izin vermeyeceklerini aktardı. Öztürk Danıştay’ın temyiz incelemesine kapalı kararı üzerine, mücadelelerinin uluslararası yargıya taşınacağını da belirtti.

Boğazpınarlıların geçirmediği soruşturma-dava kalmadı

Boğazpınarlıların Haziran 2013’teki Gezi Parkı Eylemleri sırasında Tarsus’ta yaptıkları yürüyüş sırasında HES projesine karşı çıkan, “Ferman padişahınsa dağlar bizimdir. Suyumuzu kimseye vermeyeceğiz” ifadeleri, ‘halkı suç işlemeye tahrik ettikleri gerekçesiyle’ soruşturma konusu olmuştu. Başka etkinliklerde, köyde kurulan çocuk korosunun seslendirdiği şarkıda geçen “HES yapma boşuna yıkacağız başına” ifadesi de “HES şirketi yetkilileri aleyhine hakaret ve tehdit” içerdiği gerekçesiyle dava konusu edilmişti.

Başsavcılık, ‘HES’e direniş meşru’ demişti

2013’te Boğazpınar Köyünde düzenlenen 2. Karasu Kültür ve Sanat Festivali sırasında sarf edilen HES karşıtı ifadeler bile yatırımcı şirketin şikayeti üzerine Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının önüne gelmişti. Yapılan incelemede ‘Anayasamızda herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu belirtildiği, şüphelinin de bu anayasal hakkının kullanılmasına engel olmak isteyenlere karşı yine anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullandığı, yapılan toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde, eylemlerde herhangi bir suç unsuruna rastlanılmadığı’ ifadeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ve HES’e karşı çıkan toplantı ve gösteri düzenlenmesi Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca meşru bir eylem olarak değerlendirilmişti.