İşgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan insan hakları ihlallerini işleyen Michal Vexler, “Orta Doğu’daki tek demokrasi” başlıklı çalışmasında, İsrail’in farklı hukuk anlayışlarını masaya yatırıyor. Vexler, İsrail sınırları içerisinde kalan topraklarda yurttaşlık haklarını kullanmak isteyenler ile, işgal altındaki Filistin’de aynı hakları talep edenlerin farklı karşılıklar aldığını aktarıyor.

Filistinliler, her gün İsrailli askerlerin tacizleriyle baş etmeye çalışırken, diğer ihlal biçimleriyle de mücadele etmek durumundalar.

Temel demokratik haklarını kullanmaya çalışan Filistinliler, Türkiye kamuoyunun yabancı olmadığı biber gazı ve plastik kaplamalı metal kurşunlarla karşılaşıyor.Bu önlemlere Türkiye’de TOMA (Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı) olarak bilinen polis panzerlelerinin daha gelişmiş bir hali olan “Kokarca” aracı da ekleniyor. Kokarca (The Skunk) aracının işleyişi, aşağıdaki ilk videoda detaylı olarak anlatılıyor, ikinci videoda ise Kokarca’yı iş üstünde görebilirsiniz.

Tüm bu fiziksel araçların ötesinde, Filistinliler’i demokratik haklarını kullanmaktan alıkoyan en büyük engel ise 1967’den beri yürürlükte olan 101 nolu Askeri Düzenleme.

101 nolu Askeri Düzenleme, İsrail’in Filistin topraklarını işgalinin iki ay sonrasında, Ağustos 1967’de yayınlandı. Düzenleme yoluyla, protesto tertiplemek veya eylemlere katılmak, toplantılarda veya gece nöbetlerinde yer almak, siyasi simge veya bayrak taşımak, siyasi söylemlerin yer aldığı materyalleri basmak veya dağıtmak gibi yurttaşlık hakları yasaklandı. Ayrıca düzenlemeyle birlikte, belirli bir meseleyle ilgili kamuoyu yaratılmasına yönelik her türlü çalışma, “siyasi tahrik” olarak değerlendirilmeye başlandı. “Muhalif/hasmane gruplara destek vermenin yasaklanması” prensibi uyarınca, askeri otoritelerin illegal olarak kabul ettiği her türlü grup lehinde yapılacak gösteriler, atılacak sloglanlar, bayrak veya siyasi simgelerin bulundurulduğu eylemler yasadışı kabul edildi.

101 nolu Askeri Düzenleme ile birlikte, siyasi içeriği olan veya “olabileceği varsayılan” her türlü kamuya açık veya kapalı toplantıların düzenlenmesi, İsrail askeri otoritelerinden alınacak izin şartına bağlandı. Düzenlemeyle birlikte, 10 veya daha fazla insanın bir araya gelmesi, yasal olarak “toplantı” biçiminde değerlendirilmeye başlandı. Böylelikle her 10 kişilik grubun, kamu düzenine doğal bir tehdit teşkil ettiği bir ön kabul haline geldi. Düzenlemede kamusal alanlar ile özel alanlar arasında hiçbir ayrım gözetilmemesi, evlerinde aileleriyle vakit geçiren sıradan 10 Filistinli’nin bile kamusal tehdit olarak algılanıp gözaltına alınabilmesine imkan sağlıyor.

Düzenlemeyle, kanunsuz bir toplantının yapılacağı alanın kapatılması yetkisi de İsrailli komutanlara devredildi. Bunun doğrudan bir sonucu olarak, askeri otoritelerce kapatılmış bölgelere girenler kanuna karşı gelmiş sayıldılar. 101 nolu Askeri Düzenleme, aynı zamanda işgal altındaki Batı Şeria bölgesinde uygulanan sansüre de zemin hazırladı. Düzenleme yoluyla, “Siyasi öneme sahip bildiri, poster, fotoğraf, broşür ve diğer dökümanların basımı ve yaygınlaştırılması” faaliyetleri, bölgedeki askeri yetkililerin iznine bağlandı. Kanunda yer alan “siyasi öneme sahip” ifadesinin muğlaklığı, yasağın neleri kapsadığının tespitini imkansız hale getiriyor. Bu yoruma açık ifadeyle birlikte, her türlü içeriğin ve fikrin engellenmesinin ve sansüre uğratılmasının temelleri atılıyor.

Hem İsrail, hem de uluslararası hukuk normlarıyla çelişen, son derece belirsiz ifadelerle düzenlenmiş yasayı ihlal edenler için 10 yıla kadar hapis öngörülüyor. Üstelik yasanın ihlali için bir insanın vücut bütünlüğüne kastetmeye, adam öldürmeye, hatta kamu malına zarar vermeye bile gerek yok; İsrail askeri otoritelerinden izin alınmadan gerçekleştirilecek bir gösteri bile 10 yıl hapis cezasına çarptırılmak için yeterli. İzinsiz gösteri veya toplantı düzenlemenin İsrail hukuk sistemindeki karşılığı ise 1 yıl hapis cezası.

Hala yürürlükte olan ve 718 (22 Haziran 1977), 938 (5 Ekim 1981), 1079 (14 Ekim 1983) ve 1423 (26 Ocak 1995) nolu düzenlemelerle kapsamı genişletilen 101 nolu Askeri Düzenleme, günümüzde de insan hakları aktivistlerinin ve siyasi göstericilerin tutuklanmaları için yasal dayanak oluşturmayı sürdürüyor.

Vexler’ın, tüm bu ihlal araçlarını konu edinen çalışmasını aşağıda görebilirsiniz.