Geçtiğimiz yıl, 2 Haziran’ı 3 Haziran’a bağlayan gece sivil giyimli polis memurları ve sivil şahıslarca darp edildikten sonra yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın faillerinin yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında HTS kayıtları, bilirkişi raporları ve diğer teknik tespitler değerlendirildi. Olay tarihinde polis telsizinden yapılan “Gözaltı yapmıyoruz,” “Şimdi tam kıvamı, hepsini ara sokaklara dağıttık” gibi anonsların salonda okunması tepki çekerken, faillerden tekmeci polis Mevlüt Saldoğan’ın ayağını çatlattığına ilişkin aldığı sağlık raporu tartışma yarattı

Doğu Eroğlu (15 Temmuz 2014 BirGün Gazetesi)

Eskişehir’de 2 Haziran 2013 gecesi sivil polisler ve polisten talimat alan esnaf tarafından darp edildikten sonra yaşamını yitiren Ali İsmail Korkmaz’ın faillerinin yargılandığı davanın üçüncü duruşması Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülüyor.

Demirtaş ve Önder de duruşmada

Duruşmaya cumhurbaşkanlığı adayı HDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş ile HDP’li milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, İdris Baluken’in yanı sıra CHP’li İlhan Cihaner, Gökhan Günaydın, Hüseyin Aygün ve Aykut Erdoğdu da katıldılar. Gezi Parkı eylemleri sırasında yaşamını yitiren Mehmet Ayvalıtaş’ın ailesi, Ethem Sarısülük’ün annesi Sayfı Sarısülük, Berkin Elvan’ın babası Sami Elvan da duruşmayı izleyenler arasındaydı. Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliği temsilcisi avukatlar ve Uluslararası Af Örgütünün gözlemcileri de duruşmada bulundular.

Aile otopsi raporuna dayanamadı

Heyet üçüncü duruşmayı, TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu ile yapılan yazışmalara henüz yanıt gelmediğini, bu raporların bir sonraki duruşmaya yetişmesinin beklendiğini belirterek açtı. Tutuklu ve tutuksuz tüm sanıkların hazır bulunduğu duruşmaya, Ali İsmail Korkmaz’ın otopsi raporu ile Korkmaz’ın darp edildikten sonra aldığı sağlık müdahaleleri ve tedavilere ilişkin Adli Tıp Raporu okunarak başlandı. Tutanağın satır satır okunduğu sırada Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz ve baba Şahap Korkmaz, otopsi raporunda geçen ifadeler yüzünden salonu gözyaşları içinde terk ettiler. İlerleyen dakikalarda telefon görüşmelerine ilişkin bilirkişilerden istenen raporların değerlendirilmesi, duruşmanın öğleden önceki ilk kısmında HTS kayıtları, görüntü analizi raporları ve diğer teknik raporlar okunurken, tarafların beyanlarına ise olay tarihinde kolluk kuvvetlerinin kendi aralarında yaptığı telsiz görüşmelerinin açıklanması damga vurdu.

Birbirlerini aramışlar

Duruşmada, TİB’den (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) gelen, HTS kayıtlarını incelemekle görevlendirilen uzmanların sunduğu bilirkişi raporları da okundu. Bilirkişiler, sanıkların kendi isimleri adına sahip oldukları tüm cep telefonu hatlarını inceleyerek, bu telefonlardan yapılan aramaları ve bu telefonların bulundukları konumları tespit etti. Bilirkişi raporları Korkmaz’ın darp edildiği tarihte şahısların cep telefonu hatlarının sinyal aldığı baz istasyonlarını tespit ederek, tüm sanıkların olay yerinde olduğunu saptadı. Raporlara göre sanık polis memurları kendi aralarında olay tarihinde pek çok telefon görüşmesi yaptı. Ayrıca polis sanıklar ile Ali İsmail Korkmaz’ı darp eden fırıncıların ortak telefonlaştığı kişiler olduğu anlaşıldı.

HTS kayıtları: Korkmaz oradaydı

Duruşmada Ali İsmail Korkmaz’ın kullandığı cep telefonuna ilişkin HTS kayıtları da açıklandı. İncelemede Korkmaz’ın telefonunun olay gecesi 23.16 ila 23.48 saatleri arasında, Sanayi Sokağa yakın baz istasyonlarından sinyal aldığı belirlendi. Sanık avukatları önceki duruşmalarda, güvenlik kayıtlarında yer alan şahsın Ali İsmail Korkmaz olmadığını iddia etmiş, darp edilen kişinin Ali İsmail Korkmaz olup olmadığının tespiti için HTS kayıtlarının çıkarılmasını istemişlerdi.

‘Suçu ortaklaşa işlediler’

Aile avukatları HTS kayıtlarının, sanıklar arasındaki iletişimi ve işbirliğini ortaya koyarak, suçun birlikte işlendiğini gösterdiğini ifade ederken, olay tarihinin de ilerisine uzanan ortak irtibatın delillerin karartılması çabalarına işaret ettiğini öne sürdüler. HTS kayıtları, Şaban Gökpunar ve İsmail Koyuncu Ali Taran isimli bir şahısla, Gökpunar ve Ramazan Koyuncu Uğur Dingiz isimli bir şahısla ayrı ayrı zamanlarda telefon görüşmeleri yaptıklarını ortaya koyuyor. Kayıtlara göre, Mevlüt Saldoğan ile Ramazan ve İsmail Koyuncu da farklı zamanlarda aynı şahıslarla telefonda görüşmüşler. Korkmaz Ailesi avukatları bu durumu, “Doğrudan ve dolaylı olarak sanıkların birbirleriyle irtibat halinde olduğu ve bu irtibatın da delilleri karartmaya yönelik olduğu görüşündeyiz” ifadeleriyle yorumladılar. Avukatlar, HTS kayıtlarından Ali İsmail Korkmaz’a ait telefonun sinyallerine bakarak, Korkmaz’ın olay yerinde olup olmadığına ilişkin tartışmaların da dayanaksız kaldığını belirttiler.

Kan donduran anonslar

Korkmaz Ailesi avukatları, Eskişehir Emniyet Müdürlüğünden alınan, polis kuvvetleri arasında geçen telsiz kayıtlarına da değindiler. Olay günü Emniyet personeli arasında, “Çevik kuvvet, gözaltı yok sadece dağıtacağız,” “Dağıtacağız, dalacağız, süreceğiz” gibi ifadelerin kullanıldığının altı çizilirken, bu kayıtların Emniyetin güvenlik sağlama fiili ve göreviyle alakasız olduğu vurgulandı. Yetkili şahıslardan biri olduğu iddia edilen sanık polis Şaban Gökpunar’a telsizden, “Şaban timlerine sahip ol” dendiği belirtildi.

‘Diğer polisler de tutuklansın’ talebi

Tutuklu olmayan sanık polislerin de tutuklanmasını talep eden Avukat Ayhan Erdoğan, “Doğrudan kasıtla adam öldürme girişimine engel olmuyorlar ve olaya ihmali olarak katılıyorlar. Polisler kendilerine sorsak, görevlerinin halka saldırmak değil, halkı savunmak olduğunu söylerler. Ancak olay anında failin kimliğine bakmaksızın müdahale edip Ali İsmail’i korumaları gerekirdi. Hüseyin Engin ve Şaban Gökpunar TCK 83’e göre bu suça iştirak etmişlerdir. Bu suça bilfiil katılmışlardır” değerlendirmesini yaptı.

‘Tam kıvamındalar!’

Korkmaz Ailesi avukatları özellikle olayların hemen öncesinde yapılan “Gazı kesiyoruz,” “Üstümüze çekelim dalacağız” anonslarına dikkati çektiler. “Sivilleri alacak mıyız?” sorusuna “Şimdi tam kıvamı, hepsini ara sokaklara dağıttık” yanıtının verildiğinin vurgulanmasıyla mahkeme salonundaki izleyiciler ve Korkmaz Ailesi sanıklara sert tepki gösterdiler.

Kastın kanıtı sağlık raporu

Korkmaz Ailesi avukatları, sanık polis Mevlüt Saldoğan’ın olayın ardından aldığı sağlık raporunu da mahkeme heyetine sundular. Saldoğan’ın Ali İsmail Korkmaz’ı öldüresiye dövdükten sonra Yunus Emre Devlet Hastanesine gittiğini ve sağlık raporu aldığını kaydeden avukatlar, “Öyle bir hırs ve husumetle vurmuştur ki, Ali İsmail’in kafatasında çatlak meydana geldiği gibi, kendi ayağında da çatlak oluşmuştur. Sanık Ali İsmail’i dövdükten 2 saat sonra hastaneye başvurmuş ve sağlık raporu almıştır” diye konuştular. Saldoğan’ın suçunu kapatmak için müşteki rolü oynadığını ve gözaltına alınanlardan şikâyetçi olduğunu belirten avukatlar, sağlık raporunun kasten adam öldürmenin bir kanıtı olduğunu ifade ettiler.

Yetkisini kullanmış

Katılan avukatlarının taleplerinin ardından beyan sırası sanıklara geldi. Ali İsmail Korkmaz’ı yerdeyken tekmelediği iddia edilen polis memuru Mevlüt Saldoğan, “Polis Vazife ve Selahiyetleri Kanununun bana verdiği bedenen zor kullanma yetkisini kullandım” savunmasını yaparken, TÜBİTAK ve Adli Tıp Kurumu raporlarının henüz ortada olmadığını belirterek tahliyesini istedi. Fırıncılardan İsmail Koyuncu, “Esnaf olarak itibarımız zedelendi. Devlete karşı boynumuz kıldan ince. Bize ‘tut’ denmiş, biz de tutmuşuzdur” diye konuşurken, Ebubekir Harran ise HTS kayıtlarında diğer sanıklarla ortak görüşme yaptığı tespit edilen kişilerin kendisine iş teklif eden restoran sahipleri olduğunu öne sürdü. Sanık polis Şaban Gökpunar, olay günü telsiz taşımadığını, iddia edildiği gibi amir olmadığını öne sürerken, Yalçın Akbulut ise savunmasında, “TİB’den gelen rapor da o şahsın Ali İsmail Korkmaz olmadığını doğruluyor. Raporda benim orada olmadığım belirtiliyor. Benim içinde olduğum olaydaki şahıs da Ali İsmail Korkmaz değil zaten” ifadelerini kullandı.

‘Evde uyuduğuna inanalım mı?’

Sanık avukatlarının beyanları sırasında salonda gergin anlar yaşandı. Korkmaz’ın ölümünde hastane enfeksiyonunun rol oynamış olabileceğini iddia eden avukatlar, hazırlanan ilk Adli Tıp raporunda merdivenden yuvarlanma iddiasının dikkate alınmadığını belirttiler. Ebubekir Harran’ın avukatının, sanıkların öldürme kastıyla hareket etmiş olmaları durumunda eylemin süreklilik arz edeceğini “Kasıt unsuru olsaydı Ali İsmail Korkmaz olduğu iddia edilen kişi oradan kaçarak elini kolunu sallayarak uzaklaşamazdı” sözleriyle ifade etmesi salonda tepki yarattı. Avukatlar, Ali İsmail Korkmaz olduğu iddia edilen şahsın sivil sanıklarca yakalanmasınınsa CMK 90’a uygun olduğunu öne sürdüler. Salonun asıl tepkisini çeken isimse Mevlüt Saldoğan’ın avukatı Mutlu Karayılan oldu. Sanıkların Ali İsmail Korkmaz’ı darp ettiklerine ilişkin kesin, reddedilmeyecek bir kanıt olmadığını söyleyen Karayılan, tanıkların beyanlarının yanlı olduğunu ileri sürdü. Karayılan, müvekkili tarafından alınan sağlık raporunu, “Müvekkilim verdiği ifadede zaten ayağının rahatsız olduğunu söyledi. Bir kişi ayağı kırılacak kadar birinin yüzüne tekme atsa, karşı tarafta da mutlaka kırık veya çatlaklar olurdu” sözleriyle açıkladı. Korkmaz’ın hastanedeki ilk muayenesinde beyin kanaması geçirdiği yönünde bir bulgu olmadığını, 17 saatlik zaman diliminde başına başka bir şey gelmiş olabileceğini vurgulayan Karayılan, “Korkmaz’ın 17 saatlik zaman diliminde evde uyuduğuna neden inanalım? Başına nerede hangi iş geldi bilmiyoruz” dedi.

Tutuklama ve salıverme yok

Teknik bulguları ve bilirkişi raporlarını dinleyen mahkeme tutuklu sanıkların serbest bırakılması taleplerini reddederken, tutuksuz yargılanan sanıkların tutuklanmasına da gerek görmedi. HTS kayıtlarına göre, Ali İsmail Korkmaz’ın 2 Haziran gecesi görüştüğü şahısların Eskişehir’de dinlenmesi için talimat gönderilmesine, sanıkların ortak görüşme yaptığı kişilerin jandarma olup olmadığının tespiti için Eskişehir İl Jandarma Komutanlığına yazı yazılmasına karar verildi. Davanın bir sonraki duruşması 9 Ekim 2014 tarihinde, saat 09.30’da Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.