301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın ardından girişleri kapanan ve içerideki yangının sürmesi sebebiyle bazı galerilerine ulaşılamayan Soma Eynez yeraltı ocağına 2 kilometre mesafedeki arazinin acele kamulaştırılması, madene yeni giriş açılabileceği tartışmalarını başlattı
Doğu Eroğlu (BirGün Gazetesi, 25 Temmuz 2014)
Soma’da 13 Mayıs’ta facia yaşanan Eynez yeraltı kömür ocağına 2 kilometre mesafedeki araziler için Türkiye Kömür İşletmeleri (TKİ) talimatıyla Bakanlar Kurulu tarafından yapılan acele kamulaştırma, kapanan ocağa yeni giriş yapılacağı şüphesini doğurdu. 301 maden emekçisinin yaşamını yitirdiği faciada çıkan yangına, ocağa küllü su basılarak içerideki yangına müdahale edilmiş, maden mühendisleri küllü suyun ocağın belli kısımlarını kullanılamaz hale getirebileceğini belirtmişti. Madendeki kömürün oksitlenmesi sonucu çıkan yangının hâlâ sürdüğü ve ocaktaki bazı kömür galerilerine ulaşılamadığı da biliniyor. Eynez yeraltı ocağının faciadan 5 gün sonra çimento ve tuğlayla kapatılan girişine 2, Eynez Köyüne ise yalnızca 1 kilometre uzaklıkta bulunan 9 parselin acele kamulaştırılmasına CHP Manisa Milletvekili Özgür Özel tepki gösterirken, Maden Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı Mehmet Torun, sorun yaşandığı hallerde acele kamulaştırma kartının TKİ tarafından kullanıldığını belirtti.
Kamulaaştırma ‘sorun çözmek’ için mi?
Dün Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren acele kamulaştırma işlemine gelen ilk tepkiler, kömür madenciliğinde iş güvenliği konusunda adım atmaktan imtina eden hükümetin olumsuz şartlarda üretime müsamaha gösterdiği yönünde olurken, acele kamulaştırılan alanın facianın yaşandığı Eynez ocağına yakınlığı kafa karıştırdı. Eynez ocağında oksitlenen kömür dolayısıyla çıkan yangının henüz sönmemiş olması, öte yandan faciadan sonraki çalışmalar sırasında yangına müdahalede kullanılan küllü suyun bazı galerileri kullanılamaz hale getirmesi, acele kamulaştırmanın Eynez ocağındaki sorunları çözmek için gerçekleştirildiği şüphelerini beraberinde getirdi. BirGün’e açıklamalarda bulunan Maden Mühendisleri Odası eski Genel Başkanı Mehmet Torun, bu tip acele kamulaştırmalara madenlerde sorun çıktığında başvurulabildiğini belirtti. Torun, “TKİ, üretim yaptığı sahalarda kömür üretiminde sorun yaşıyor ise zaman zaman kamulaştırma işlemine başvurmakta. TKİ uhdesindeki maden ruhsatlarını bir şekilde elinden çıkarmakta ve kömür üretiminden çekilmekte. Dolayısıyla kamulaştırılacak alanda uzun vadede kömür üretimi yapması zor gözüküyor. İlgili sahadaki kömür rezervlerin TKİ’nin yaşadığı söylenen sorunları aşmak için değerlendirilebileceği gibi, termik santralde kullanılması amacıyla özel sektöre çalıştırmak için verilmesi de olasılık dâhilinde” değerlendirmesini yaptı.
‘ILO’yu imzalamak yerine yeni ocak açtılar’
CHP’li Özgür Özel ise facianın yaraları sarılmadan yeni bir maden sahası için acele kamulaştırma yapılmasını eleştirdi. Türkiye’de “Ortaçağ madenciliğinin” tüm hızıyla sürdüğünü belirten Özel BirGün’e yaptığı açıklamada, “Bir an önce kömüre ihtiyaçları var. Kış geliyor, 2015 seçimleri var. Dünyanın en kötü doğalgaz anlaşmasını yaptıkları için kömürle elektrik üretmeleri lazım. Esas karar verici maden lobisi ve maden baronları; hükümet ise taşeron” diye konuştu. Düzenlemelerin tüm çabalara rağmen ücretlerde yapılan 120 TL’lik artışla sınırlı kaldığını, çalışma saatleri, yaşam odası ve koruyucu ekipmanda bir gelişme sağlanamadığını vurgulayan Özel, “Maden lobisi ‘hadi, hadi’ diye bastırıyor. Yeraltındaki kömür, hükümet ve maden baronlarının ağzını sulandırıyor. Olan çalışana oluyor. Biz her sabah ILO Sözleşmesini imzaladılar mı diye Resmi Gazeteye bakarken bunun yerine yeni maden sahası kamulaştırdıklarını görüyoruz” ifadelerini kullandı.
Danıştay acele kamulaştırma gerekçesini kabul etmemişti
Bakanlar Kurulu Soma’daki kamulaştırma işlemi için yine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun tartışmalı 27’nci maddesi kullanıldı. “Yurt savunması” hallerinde acele kamulaştırma yapılabileceğini öngören madde geçtiğimiz günlerde Danıştay 6 .Dairesi tarafından da tartışılmış, İzmir’in Çeşme ilçesinde kurulmak istenen rüzgar enerji santralı için yapılan acele kamulaştırmanın yürütmesi Danıştay tarafından durdurulmuştu. Davalılar Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Başbakanlık ve yatırımcı şirket enerji üretiminin kamu yararı içerdiği savunmasını yapmış, Danıştay 6. Dairesi ise enerji üretiminin tek başına acele kamulaştırma gerekçesi olamayacağına hükmetmişti.