Ankara’nın Hacıbayram Mahallesinden IŞİD’e katılan 25 kişi hâlâ Suriye’de. İsim isim bilinen şahıslar hakkında hiçbir işlem yapılmazken sokakta güpegündüz IŞİD propagandasıysa sürüyor
Doğu Eroğlu (20 Kasım 2014, Birgün Gazetesi)
Ankara’nın tarihi merkezine yalnızca yüz metre uzaklıktaki Hacıbayram Mahallesinden Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) terör örgütüne katılanlar isim isim bilinmesine rağmen iktidar ve emniyet güçleri örgüte katılımlara izin vermeyi sürdürüyor. Hacıbayram Mahallesinden, kimlikleri bilinen 17 kişinin IŞİD’e katıldığı ve çeşitli aralıklarla Suriye’ye giderek çatışmalarda bulunduğu tespit edilmesine karşın mahallede herhangi bir önlem alınmış değil. Bir kısmını bu şahısların oluşturduğu en az 25 Hacıbayram sakininin hala Suriye’de IŞİD saflarında olduğu sanılırken, Suriye’de çarpışan ve örgüte Mamak, Sincan, Keçiören gibi bölgelerden giden Ankaralıların sayısınınsa 50’yi aştığı sanılıyor. Suriyeli kaynakların verdiği bilgiler ve IŞİD militanlarının sosyal medya hesaplarından paylaştığı fotoğraflar da Hacıbayram-Rakka cihat otobanının hâlâ faal olduğunu, iktidarın örgütün Türkiye’nin başkentindeki çalışmalara göz yummaya devam ettiğini gösteriyor.
Örgütlenme 2000’li yıllarda başladı
İddialara göre Hacıbayram Mahallesindeki IŞİD yapılanmasının önünü açan süreç 2000’li yıllarla birlikte başladı. Mamak semtinde yaşayan sakallı ve cübbeli şahısların mahalleye girip çıkmaya başlamasının ardından, Hacıbayram’da yaşayan bazı aileler ile mahallelinin arası açıldı. Selefi olduğu öne sürülen kişilerin yaptığı ziyaretler 2004’e doğru sıklaştı. Ziyaret trafiği Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinin de dikkatini çekti. Ankara’da örgütlenen Selefi tarikatına yönelik operasyon başlatan TEM Şube, şüpheli şahısları gözaltına alıp evlerde aramalar yaptı ancak dini yayınlardan fazlasına ulaşamadı. Alevi kökenli ve Çankırılı oldukları bilinen, geçimlerini minibüslerle köy ve kasabaları dolaşarak beyaz eşya ve halı satarak kazanan ailelerle irtibata geçen Selefiler, 2004’ten sonra örgütlenme çalışmalarına hız verdi. Bohçacılık ve pazarcılık da yaptıkları söylenen ve “Paşalar” veya “Elekçiler” olarak tanınan bu ailelerden IŞİD’e katılan kişilerin, bölgede “Posha” veya “Paşa” olarak bilindiği belirtiliyor.
Selefiler temas kurdu
Selefilerle ilişkilerini kuvvetlendiren Alevi kökenli aileler, kısa sürede mahalleliden uzaklaştı. Çocuklarını okula veya zorunlu askerliğe yollamamaya başlayan aileler, Selefi inancına göre vergi vermenin de günah olduğunu belirtip kendi mescitlerini kurdu. Mahalleliye göre Selefi örgütlenmesi içerisinde yer alan kişilerin sayıları 2009’da iyice arttı. Ancak Suriye’deki iç savaş henüz başlamamış olduğu için güvenlik birimleri bu örgütlenmeye ilgi göstermedi.
Tehlike IŞİD’le birlikte anlaşıldı
Mahallede birkaç yıl önce başlatılan kentsel dönüşüm projesi de IŞİD’e katılımları artırdı. Mahalle sakinlerinin yarısı Belediyeyle anlaşıp evlerini boşalttı ancak yerinde iskan imkanı tanımayan projenin mahallelinin itirazları üzerine başlayamaması sebebiyle boş kalan evleri sahiplenen aileler, buralardan edindikleri kira gelirleriyle Suriye’ye gidip gelmeye başladı. Durumun vahametiyse ancak Suriye İç Savaşının ilerleyen safhalarında IŞİD’in ortaya çıkmasıyla anlaşıldı. Alevi kökenli olduğu bilinen ailelerin çocuklarının Sünni aşırıcı IŞİD’e katılması mahalleliyi de şaşırttı.
Erdoğan kızınca farkına vardılar
2014 yılı başından itibaren IŞİD’in tanınmaya başlamasıyla, Hacıbayram’daki Selefi örgütlenmesinin de örgüte bağlı olduğu ortaya çıktı. Buna karşın güvenlik güçleri örgütlenmeyi engellemek için hiçbir önlem almadı. Yerel ve ulusal basında defalarca çıkan haberlere kulak asılmazken, iktidarın Hacıbayram’a ilgi göstermesi 15 Eylül tarihinde New York Times’ta çıkan bir makale yoluyla oldu. Makalede, Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın IŞİD’in örgütlendiği bölgenin hemen yanındaki Hacıbayram Camiinden çıkarken çekilmiş bir fotoğrafının kullanılması Erdoğan’ı öfkelendirdi. Basına ve kamuoyuna yansıyan tartışmalardan sonra Terörle Mücadele Şube polisleri ve Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu olduğu iddia edilen kişiler mahalleyi bir kereliğine ziyaret etti. Ancak daha sonrasında bir soruşturma başlatılmadı.
25 mahalleli hâlâ Suriye’de
Adil, Bayram ve Cemalettin T., Eyüp G., Tuncay ve Erdal D., Dursun G. ve Haydar D., dönem dönem Suriye’ye giden ve mahallede IŞİD adına propaganda yaparak örgütleme faaliyetinde bulunan isimler olarak tespit edildi. IŞİD saflarında çarpışırken ölen Halil İbrahim G., Suriye’de IŞİD egemenliğindeki bölgelerden birinde idari sorumlu olduğu öne sürülen Oğuzhan G. (Muhammed Selefi takma adıyla biliniyor) ve komutan olduğu iddia edilen Yusuf D. (Kurukafa lakabıyla anılıyor) de Hacıbayram’dan IŞİD’e giden isimler arasında. IŞİD adına Suriye ve Irak’ta eylemlerde bulunan Hamza Baba lakaplı şahıs, Mustafa Ü. ve Yunus K.’nın yanı sıra IŞİD’in Kobanê kuşatması sırasında 19 Ekim tarihinde bir YPG karargahına canlı bomba saldırısı düzenleyip ölen şahsın da Ankara’nın Mamak, Keçiören, Etlik ve Sincan semtlerinden IŞİD’e katıldıkları belirtiliyor. Hacıbayram’dan 25 ila 30 arası kişinin hâlâ IŞİD saflarında olduğu, bazı şahısların çeşitli aralıklarla mahalleye dönüp Suriye’ye geri gittikleri biliniyor. Ankara’dan örgüte katılımlarınsa 50 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Çocuklar örgüte militan topluyor
Hacıbayram Mahallesinde 18 yaşın altındaki pek çok çocuksa, IŞİD sempatizanı oldukları ve örgütün Rakka’daki tesislerine gidip geldikten sonra Ankara’da örgütleme faaliyeti yürüttükleri biliniyor. Rakka’ya giden pek çok çocuk, örgüt tarafından bir süre misafir edildikten sonra, gördükleri ve kendilerine telkin edilenleri yaşıtlarına aktarmaları için yaşadıkları yerlere geri gönderiliyor.
Gündüz vakti propaganda
Öte yandan mahalledeki örgütlenme faaliyetlerinin başında olduğu sanılan ve Murat İbrahim olarak tanınan şahıs, Hacıbayram hakkında çıkan pek çok habere karşın mahalleye gelip gitmeyi sürdürüyor. Sürekli giydiği beyaz cübbesi ve uzun sakallarıyla tanınan şahsın açıkça IŞİD için faaliyet yürüttüğü, sokakta gördüğü çocuklara cep telefonundan IŞİD vahşetine ilişkin videolar izleterek propaganda yaptığı ve milis toplamaya çalıştığı aktarılıyor. Mahallede IŞİD’e destek veren çocukların, gündüz vakti ellerinde Tevhit bayraklarıyla dolaşması da, iktidarın ve emniyet kuvvetlerinin bölgedeki IŞİD örgütlenmesine göz yumduğunu bir defa daha kanıtlıyor.