TMMOB’nin suç duyurusunda bir buçuk yıl oyalanan savcılık, bilirkişi incelemesi olmaksızın Akkuyu NGS projesindeki sahte imza skandalı için takipsizlik kararı aldı

Doğu Eroğlu (8 Temmuz 2016, Birgün Gazetesi)

Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS) projesi için hazırlanan iki farklı Nihai Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Raporunda yer alan nükleer enerji mühendislerinin imzalarının taklit edildiği gerekçesiyle TMMOB’nin yaptığı suç duyurusunda, bir buçuk yıllık bekleyişin ardından takipsizlik kararı çıktı. Akkuyu NGS projesinin ÇED Olumlu Kararı verilen ÇED Raporlarına atılan nükleer enerji mühendisi imzalarını, mühendislerin imza beyannamelerindeki imza örnekleriyle birlikte bağımsız adli kriminologlara gönderen TMMOB, “İmza örneklerinin uyuşmadığı ve aynı kişiler tarafından atılmadığını” ifade eden rapor almış ve yargıya başvurmuştu. Dava açılması halinde, Nihai ÇED Raporlarına atılan imzalar adli kriminologlara gönderilecek ve imzaların sahte olup olmadığı bilirkişiler tarafından ortaya konacaktı. TMMOB takipsizlik kararına itiraz edecek. Böylelikle, Akkuyu NGS sahte imza skandalıyla ilgili bir dosya için ret, suç duyurusu hakkındaysa takipsizlik verilmiş oldu. Ancak sahte imza iddiası Danıştay’da görülen, Akkuyu NGS projesinin ÇED olumlu kararının iptali için açılan davada da görüşülecek. Mersin’de görülen davanın, ÇED Raporuna sahte imza atıldığı gerekçesiyle Danıştay’a gönderilmesine muhalefet eden hakim de Mersin İdare Mahkemesi üyeliğinden, Kocaeli Vergi Mahkemesine sürgün edilmişti.

‘İmza zaman zaman uyumlu olmayabilir’

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararında şu ifadeleri kullandı: “Mühendisler adına başkaları tarafından imza attırılmasının makul bir sebebinin bulunmadığı ve sahteliği iddia edilen imzalara ilişkin olarak imza sahibi olarak gözüken şüphelilerin atılmış olan imzaları kabullendikleri, atılmış olan imzalar arasında zaman zaman tam bir uygunluğun olmayabileceği ve bu durumun da kendilerine ait olmadığı iddia edilen imzaların sahipleri olan Ahmet Kuday Karaaslan ve Volkan Erdaş tarafından da açıkça ifade edildiği, böylelikle şüphelilerin resmi belgede sahtecilik suçunu işlemedikleri, şüphelilerden Coşkun Yurteri’ne ilişkin atılı suçta diğer iki şüpheli ile birlikte hareket ettiklerine delalet edecek delilin bulunmadığı tüm soruşturma evrakı kapsamından anlaşılmıştır.”

ÇŞB’nin evrakı dosyada yok

Takipsizlik kararı verilen soruşturmanın dosyasındaki bir ayrıntıysa kafaları karıştırdı. ÇED Raporunun teslim edildiği karar mercii Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, soruşturmanın başlangıcından itibaren Ankara Cumhuriyet Başsavcılığını oyalamış, Savcılıktan defalarca talep edilmesine karşın Nihai ÇED Raporlarında mühendis imzalarının yer aldığı kısımların asıllarını Savcılığa iletmemişti. Soruşturma dosyasına giren yazışmalarda, Bakanlığın Savcılık tarafından istenen ıslak imza asıllarını 14 Mayıs 2016’da gönderdiği anlaşılıyor. Soruşturma dosyasında Bakanlığın Savcılığa gönderdiği evraka ait zarf ve kargo takip numarası da bu bilgiyi doğruluyor. Ancak bu evrak soruşturma dosyasında bulunmuyor, dolayısıyla TMMOB avukatları Nihai ÇED Raporunun ıslak imzalı aslına erişemiyor.

TMMOB’ye ‘ehliyetin yok’ denmişti

TMMOB’nin bir başka suç duyurusu sonrasında başlayan yargı sürecinde de, önce esastan görüşülmesine karar verilen ve taraflardan savunma istenen, yürütmeyi durdurma istemi hakkındaki karar iki defa ertelenen dosyada ret kararı verilmişti. Akkuyu NGS projesi Nihai ÇED Raporundaki imza sahteciliği yüzünden ilgili ÇED mühendislik firmasının yeterlik belgesinin iptali istemi, “İptali istenen işlemle, meşru, güncel ve doğrudan bir menfaatinin ihlal edilmiş olmadığı” gerekçesiyle TMMOB’nin dava açma ehliyeti olmadığı gerekçesiyle reddedilmişti.